Cesaret edip Rüzgar'ın kollarından sıyrıldığımda gözümden akan yaşları sildim. Tekrar yerde yatan Barış'a baktığımda ürperdim. Rüzgar'ın zamanında yetişip beni kurtarmasaydı olabilecekler aklıma geldiğinde gözlerimi kapatıp parmaklarımı saçlarımın arasından geçirdim. Belkide gerçekten kazdığım kuyuya düşmüştüm. Sırf Rüzgar'dan intikam almak uğruna masumluğumu kaybedecektim. Annenden kalan masumluğumu kaybetmek beni yeniden intiharın eşiğine sürükleyebilirdi.
"Alo!! King Bar'a bizim adamlardan bir kaç kişi yollayın!! Hemen!!" Rüzgar telefonda konuşuyordu ve hâlâ burnundan soluyordu. Barış'ın başı gerçekten beladaydı fakat bunun beni ilgilendirdiğini pek sanmıyorum.
Rüzgar telefonu kapatıp beni ayağa kaldırdığımda bacaklarımda ki yaraları yeni farketmiştim. Tekrar düşücek gibi olduğumda Rüzgar belimi kavradı ve kucağına aldı. Kafamı boyun boşluğuna yasladığımda kokusunun bir kez daha harika olup olmadığını sorgulamıştım kafamda. Kapattığım gözlerimi tekrar açtığımda bara girmiştik ve etrafa bakmasamda insanların gözlerinin bizde olduğunu biliyordum. Gözlerimi tekrar kapatıp kendimi Rüzgar'ın huzurlu kollarına bırakmıştım.
◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇
Kulaklarıma dolan çakmak sesiyle uyanıp kafamı kaldırdım. Baş ucumdaki sandalyeye oturmuş, gözlerini bana sabitlemiş bir şekilde sigara içen Rüzgarla karşılaştığımda şaşırmıştım. Tekrar kafamda yaşanılanlar canlandığında etrafa bakıp beni evine getirdiğini anladım.
"İyi misin?" sesi sert çıkmıştı ve ses tonundan hala sinirli olduğu belli oluyordu. Aklıma teyzem geldiğinde iyice ayaklanmıştım kolumda ki saate baktım. Teyzem delirmiş olmalıydı.
Rüzgar tedirginliğimi anlamış olacak ki "Bora ile teyzeni hallettik, kafana takmaya gerek yok" derken sigarasını söndürüyordu. Rahatlarken tekrar kafamı yastığa koyup gözlerimi kapattım. Bu gece yaşananlardan sonra bir ay dışarıya çıkmayı düşünmüyordum. Allah aşkına kim bir gecede benim bu yaşadıklarımı yaşayabilirdi ki. Dizlerimde ki acıyı umursamadan tekrar ayaklandım.
"Yat yerine kızılll!!" O kadar bağırmıştı ki korkudan bedenim titremişti.
"Bana emir verme! Bana bağırma Rüzgar!!" Açıkçası benim korkum bile geçmişken onun sinirinin geçmemesi şaşırtıcıydı. Kaşları çatık bir şekilde yanıma gelip kolumdan tuttu ve yatak odasına getirdi. Şaşkın gözlerle onu izlerken aynanın karşısına geçirdi ve aynaya bakmamı söyledi. Aynaya baktığımda dağılmışlığım karşısında utandım. Dizlerimi sarmıştı, saçlarım birbirine karışmış ve makyajım akmıştı. Etek bacağimdaki küçük yaralarıda ortaya çıkarmıştı, gömleğin düğmelerinin bir kaçı daha açılmıştı. Ben aynaya bakarken bana sarıldı ve kafasını boynuma gömdü.
"Şu haline bak kızıl" derken ellerini belime doladı. Boynunda ki nefesi içimi ürpertti. Belimde ki elleri göğüslerime doğru çıktığında huzursuzca kıpraştım. Bunu farkettiğinde ellerini boynuma getirdi ve saçlarımın arasından geçirdi. Boynuma minik bir öpücük kondurduktan sonra "Gözümden bu kadar düşemezdin kızıl" ellerini üzerimden çekip kapıya yöneldi ve arkasına bakıp "Burada uyu ve sabah uyandığımda burada olmanı istemiyorum ayrıca arabanın anahtarlarıda ceketinin cebinde" dedikten sonra arkasına döndü ve kapıyı kapattı. Kapıyı kapatırken gözüme çarpan bir şey ilgimi çekmişti. Yoksa Rüzgar'ın gözlerimi dolmuştu. Peki bu neydi şimdi. Ne yapmaya çalışmıştı. Yatağın üstüne oturup gözümden akan bir damla yaşı sildim. Tanımadığım bir erkeğin evindeydim. Tekrar aynaya bakıp utandım. Gerçekten berbat durumdaydım. Telefonu elime alıp Bora'nın numarasını tuşladım.
"Bücür?" Sesi uykulu geliyordu.
"Bora beni buradan alır mısın?"
"Evde değil misin bücür" elimde ki telefon ile birlikte titrediğimde gözlerimi kapıya sabitledim. Tamam işte bu fazlaydı. Bana ve Bora ya yalan söylemişti benim iyiliğim için yapmış olabilirdi fakat yalan söylememeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doku
Teen FictionAnnesinin ölümünün ardında ki gizem yetmezmiş gibi peşine takılan son derece tehlikeli sapık. Teyzesinin yanına taşınan Duru Atalay'ı yeni tanıştığı Rüzgar bunca şeye karşı koruyabilecek mi? Peki ya aşk? Korku?