Sabah kalktım ve buluşmaya bir saat olduğunu görünce hızla hazırlanmaya başladım. Kafa bandını boynuma taktım. Yanıma ne olur ne olmaz diye birkaç kunai de aldım ve Ryo'nun kaldığı dairenin kapısına vurdum. 10 dakika sonra kapı açıldı.
İçerden o çıktı. Kafa bandını koluna sarmıştı. Yeni kalktığı ve 5 dakikada hazırkanmaya çalıştığı dağınık saçlarından belliydi.
"Haha... Ren....Ben de son hazırlıkları yapıyordum!"
"Yalancı -,- Daha yeni kalktığın ortada (-,-;)." Dedim.
"Neyse! Gidelim hadi!" Dedi Ryo ve buluşacağımız yere gittik. Yolda Mia ile karşılaştık ve birlikte gittik. Saate baktığımda 1 dakika geö kaldığımızı gördük. Arkamızda karanlık bir aura hissettim nedense...
"Sizi veletler, bir shinobi asla bir işine geç kalmamalı. Bunun neresini bilmiyordunuz!" Dedi kızıl saçlı ve oldukça yakışıklı olan bir adam... ve korkunç...
"Bir dakika geç kaldık be!" Deid Ryo sinirle.
"Bu geç kaldığınızı değiştirmiyor! Bir görevde bir dakika bile önemlidir."
"Gomen gomen..." Dedi Ryo buluşacağımız yerdeki merdiven basamaklarına oturarak.
"Ben Hayate Yukio. Yarın sizin genin olup olmayacağınıza bir sınavla karar vereceğim! Ama önce kendinizi tanıtın. Sevdiğiniz sevmediğiniz şeyler, klanınızda olan yetenekler..."
"Senin sevip sevmediğin şeyler?" Dedi Ryo sinirle.
"Öyle mi? Peki sevmediğim şeyler, siz; sevdiğim şeyler, siz dışındaki herkes. Klanımızda genlerle geçen özel bir jutsu yok." Dedi sinirle. Aslında biraz korkmaya başlamıştım.
"O-o halde Ben Mitsune Mia. Mitsune klanında her yüz kişidenbirinde görülen bir doujutsuya sahibim. Şu an benden başka kimsede yok. Bu yeteneğim sayesinde insanın aklını okuyabilir, beyninin içini ve tüm anılarını bir saniyede görür, çalar ya da yok edebilirim. Sevdiğim şeyler, kitap okumak ; Sevmediğim şeyler, boş boş durmak." Dedi Mia.
"İlginç peki şuradaki aptal?" Dedi Yukio-sensei. Ryo'yu göstererek.
"Tsh, Ben Uchiha Ryo, Sharingan kullanabiliyorum. Sevdiğim şeyler, ramen ; sevmediğim şeylerse aptal öğretmenler." Dedi Ryo. Yukio-sensei Ryo'ya doğru geldi. Onunla aynı boya gelmek için eğildi ve geldiği an Ryo'ya yumruk çaktı. Ryo geriye savruldu. Tam saldıracakken onu tuttum.
"Ryo-kun! Sakin ol!" Dedim.
"Bana yumruk atan oydu! Ekide çok sertmiş!" Dedi yanapını tutarak. Tıbbi Ninja tekniklerini uygulayarak yanağının kızarmasını durdurdum ve çantamdan yarabandı çıkarıp taktım.
"Tıbbi Ninja mısın?" Dedi Yukio-sensei hiçbir şey olmamış gibi.
"H-hayır. Bu arada ben Akane Ren. Klanımdan gelen özelliğim çakramızın renkli olması. Benimki siyah renk. Yani tıbbi ninja kadar olmasam da bu konularda iyiyim. Klanım beş yıl önce katledildi. Tek ben kaldım. Sevdiğim şeyler... Hiç düşünmedim, Sevmediğim şeylerse... neredeyse yok."
"Yarın bir şey yemeden gelin." Dedi Yukio-sensei ve gitti.
(3. Kişi ağzından)
Yukio hala Hokage'nin ona çocuklara kaptanlık görevini vermesine inanamıyordu. Sinirle odasına gitti.
"Ee nasıllar onları beğendin mi?" Dedi Sandaime.
"Dalga mı geöiyorsun? Ben bebek bakıcısı değilim!" Dedi Yukio sinirle.
"Hepsini kpntrol etmek zor olacaktır ama sen buradaki en güçlü Jouninsin. O kişiler kötü insanların ellerine geçmemeli."
"Onlarda ne var ki? Hepsi bir avuç velet. Özellikle de Ryo denilen çocuk. Ossan! Ben bebek bakıcısı değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Naruto Fanfiction-
FanfictionÇakralarıyla bilinen Akane klanı... Bu klandaki üyelerin çakraları normalden çok daha fazladır. Klanın güçlü bireylerindeki çakra miktarı bir bijuu'ya eşit sayılır. Bu klan çakrasının renkleri ile de bilinir. Bir zamanlar 'Yıkıcı' 'Canavar' 'Durdur...