"Her dilek gerçekleşmez, yani... yani bu imkansız Crystal. " gözlerimi kaldırıp psikoloğuma baktım. Sözleri beni irkiltmişti. İstersem ve inanırsam, dileklerimin gerçekleşmesi imkansız değildi fakat bunu ona söylemeyecektim. Ama dileğim mutlu olmaktı ve tek imkansız dileğim ve tanımına uyan tek dilek de buydu.
Psikoloğum yani Jane konuşmaya devam etti. Bense yalnızca ilgimi çeken kısımları ona belli etmeden, dikkatlice dinledim. En sonunda hiç bir zaman bir şey yazmadığım "Rahatsız Bireyin Haftalık Günlüğü" adı verilen düz, parlak ve siyah renkli bir defter önüme konuldu. Önce herzamanki gibi defteri boş bir şekilde geri vermeyi düşünsemde bu sefer bir kaç cümle yazmaya karar vermiştim. Önce tarihi attım ve yalnızca iki cümle yazdım.
<><><><><><><>
Mutlu olması, hem beyni hem de ruhu tarafından engellemiş bir kişiyi mutlu etmek imkansızdır. Evet yalnızca bu imkansızlık dahilindedir ve dileklerin gerçekleşmemesi gibi bir düşünce imkansızlığa dahil değildir.
<><><><><><><>Bu yazdıklarımı Jane'nin okuyacağını biliyordum. Bu nedenle ona gönderme yapmıştım ama aslında ona gerçekten imkansız olan bir şeyi göstermiştim. Jane, ilk defa günlüğe bir şey yazdığım için şaşkın ve bir o kadar da okumak için meraklı görünüyordu. Hayal kırıklığına uğrayacaktı.
İzin bile istemeden odadan çıktım. Psikoloğumun annem olması sinirlerimi bozuyordu.
///////////////Annem yazdıklarımı okumuş olmalıydı. Gerçekten keyifsiz gözüküyordu ve benimle tek bir kelime bile konuşmadı. Bense o günü kitap okuyarak geçirmeye karar verdim. Diğer herkese göre mutlu biten ve insanı mutlu yapan bir kitap okuyacaktım ama... Mutluluk hissetmeyecektim, aslında mutluluk nasıl bir his onu bile bilmiyordum. Mutlu olmam gereken yerde üzüntü duygusu yaşıyordum. Kötü durumlarda yaşadığım üzüntü hissini yaşıyordum. Ama en kötüsü de mutluluğu hissedemediğim için aşkı da hissedemeyecektim. Sonsuza kadar aşk denen şeyden de mahrum bırakılmıştım.
Bir insan nasıl mutluluk hissedemezdi ya da aşk? Ben insan mıydım? Bu sorularımın cevapları da karşılıksız kalacaktı.Düşündüklerim ile gülümsedim. Ama bu gülüş mutluluk gülümsemesi değildi. Normalde gülümseyince mutluluk oluşurdu ama bu hissiz ve anlamsız bir gülüştü tıpkı benim olduğum gibi...
Çok mutsuz bir kitap olduğunu biliyorum ama üçüncü bölümde olaylar başlayacak. Bu yüzden ilk ve ikinci bölümü tanıtım olarak düşünebilirsiniz. Okuyan herkese teşekkür teşekkür teşekkür ederim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansızlık
Science Fiction~ZAYLENA~ ●●●●●●●● Mutlu olmak nasıl bir şeydi? İşte Crystal bunu bilmiyordu. Çünkü beynindeki hasarlar nedeniyle mutlu olma duygusunu doğuştan itibaren kaybetmişti. Mutluluğu hissedemiyordu. Bu da onu, insanları duygusuz hale getirilmeye çalışılan...