*******: Bir gün gülmeyi mi istiyorsun? Hemde gerçekten gülmeyi? Bu imkansız. Geri dön, deneyi kabul ve anneni kurtar yoksa... Geç olacak hemde çok geç olacak yalnız kız.
Gözlerimi kısarak mesaja baktım. Tekrar tekrar okuduğum mesajı bir süre sonra ezberlemiştim ama verilmek istenen mesaj açıktı ve beynimde yankılanıyordu. "Yalnızsın. " evet, kısaca yalnızdım. Bu gerçeği kendi kendime tekrar ettim ve öfkemi bastırmaya çalıştım. Yapacak pek bir şeyim yoktu ama umudum vardı.
Sonunda, tarif ettiğim adrese gelince ücreti ödeyip taksiden indim. Lucy kapının önünde beni bekliyordu. Bana gülümseyerek yanıma gelirken, hayatımda ilk kez bir arkadaşım olduğu için sevindim. Bavullarımı alarak, bana yardım etti ve dubleks eve girer girmez de bana meraklı bakışlarını yöneltti ama aksine, tek bir soru bile sormadı. Garip bir şekilde onun da bana söyleyecek bir şeyleri olduğunu hissediyordum.
///////
Gözlerim irice açılırken, Lucy karşımda durmuş ve ne tepki vereceğimi bekliyor gibiydi. "Sen- sen Lucy!" diye kekeleyerek konuştuğumda, hafifçe başını salladı. Karşımda daha önce görmediğim bir zihin okuyucu duruyordu. Lucy her zaman bir şeyleri biliyor gibi gelmişti bana ve şuan anladığım kadarıyla ben, yetenekli olduğumu bilmeden önce bile, beni korumak için görevlendirilenler vardı. Bu beni endişelendirmişti. Fakat en çok bunların ben doğmadan önce planlandığını duymam ve o adamların da ben daha bebekken beni ele geçirmeye çalışmaları, beni korkutmuştu. Eğer daha önceden öğrenseydim, şuan benim yüzümden başına bela gelebilecek kişileri minimum düzeye indirirdim. "Sana en doğru bugün açıklayabilrdim. Hoş, benim de sadece bir ay önce haberim oldu. Tehtit edildiğimde. " Demek tehtit de ediyordu bu adamlar, ya da bilim adamları, herneyse.
Tam bu sırada deney kitapçığında yazılanlar geldi aklıma. Orada bazı katagoriler vardı ve... Telepati, telekinezi, zihin okuma vb. vardı fakat buna inanmamamıştım. Onların, hasta olanların deneyden korkmasın diye hayali birer ad olduklarını düşünmüştüm ama şimdi...
"Biliyorsun Crystal. Hep geçmişte bununla ilgili kitaplar okudun, bu açıkça anlaşılıyor." Ona bakakaldım. Hem sıralarımı biliyordu hem de en gizli düşüncelerimi. Ama acaba o sırrı da biliyor muydu? "Deneyden mi bahsediyorsun? Onu biliyorum tabi. Dünyanın her yerindeki yetenekleri topluyorlar. Sen, mutlu olamasan bile, bu senin tek yeteğin olamaz." Derin düşüncelere dalmıştı. "Beni yine endişelendiriyorsun. " dediğimde gülümsedi. "Bir kaç gün sonra buradan ayrılacağız. Başka bir ülkedeki, özel bir koruma birliğine gideceğiz. Bizim gibi olanlar için güvenli yerlerden biri." gözlerimi devirdim. Okul açılalı anca bir ay olmuştu ve biz, bir seyehate çıkacaktık. Aslında güzel olabilirdi belki. " Zaten bavulların hazır görünüyor. Merak etme Crystal, bir gün hak ettiğimiz hayatlara kavuşacağız. Tehlikeden korkmadığımız hayatlara..."Biliyorum az yazdım ve konu uzun sürsün falan diye değiştirme yaptım üstelik geciktirdim ama affedersiniz umarım :) Diğer bölümü en kısa sürede yazacağım. Herkese teşekkür ederim😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansızlık
Science Fiction~ZAYLENA~ ●●●●●●●● Mutlu olmak nasıl bir şeydi? İşte Crystal bunu bilmiyordu. Çünkü beynindeki hasarlar nedeniyle mutlu olma duygusunu doğuştan itibaren kaybetmişti. Mutluluğu hissedemiyordu. Bu da onu, insanları duygusuz hale getirilmeye çalışılan...