Bölüm 10: KOLYE

33 4 0
                                    

CEYDA'DAN:

Duygu'yu kolundan tutup odadan çıkarttım. Ardından odasına sokup kapıyı kapattım ve çıkmamasını söyledim. Neye uğradığını şaşırmıştı. Ve de meraktan öleceği her halinden belliydi. Ardından Kaan'ın odasına geçip oradan Kaan'ı çıkardım. Evden gonderip yeniden Duygu'nun odasına geçtim. Bi açıklama yapmam gerekiyordu.

Duygu :

-Ceyda neler oluyor o kimdi ve neden beni odaya almadın?
-Duygu sana her şeyi anlatıcam lütfen önce sakin ol.
-Nasıl olayım evde yabancı biri var ve benim haberim yok.
-Bak Duygu  öncelikle o benim sevgilim Kaan. Ben biraz vakit geçirmek istedim. Eve çağırdım. Ardından lavaboya gitmek için kalktı ve yeri tarif ettim. Ama o yanlış yere girmiş. Sonra bende odadan çıkartıyordum ki sen geldin.
-Neden benden sakladın?
-O görünmek istemiyor?
-Hem evimize giriyor hem de gizleniyor?
-O konuda bi açıklama yapamıycam ama utanıyormuş.
-Neyse peki madem ama bir daha eve çağırıcaksan haberim olsun ona göre hem eve çağırıp ne yapıcaktınız anlat bana bakalım? 😏
-Aklından ne geçiyor bilmiyorum ama ben hiç kötü şeyler hayal etmiyorum Duygu? Hem sen anlat bakalım erken geldin ne oldu?
-Arda gelmedi ailevi bi mesele yüzündenmiş.
-Hmm neyse artık daha çok buluşursunuz -Tabi canım hem belki çift takılırız.
-Oo sevgiliyiz diyorsun her halde.
-Ya Ceyda hayır öyle demedim .
-Tamam canım tamam kızma hadi beraber aşağıya inip film izleyelim.
-Iyi fikir bende gelirken pasta aldım.
-Harika.

Aşağıya inip beraber pastaları tabaklara koyduktan sonra komedi filmi açıp izlemeye başladık. Gülüp eğleniyorduk. Evet yarın okul da vardı tabii. Film bittikten sonra yukarı çıkıp odalarımıza geçtik. Bugünü özetleyecek olursam zor bi günün üstünden gelmiştim. Duygu az daha kalsın herseyi öğrenecekti. Bana kalsa anlatırdım bilmeye hakkı vardı. Ama Kaan öyle istemiyordu. Evet artık Kaan diyorum. Çünkü abi demek bi tuhaf geliyordu. Hoşlandığım beye abi demek. Çok tuhaf. Herşeyi bi kenara bırakırsam eğer eskiden hayatımda böyle aksiyon yoktu. Aşk cidden aksiyon istiyor. Belki her şey kendi elimizde ama yinede tercih ne olursa olsun mutlaka zor parkurlardan koşuyoruz.

Ertesi sabah biraz erken uyanmıştım. Duygu'yu uyuyup uyandığına dair kontrol ettim. Uyuyordu. Ona güzel bi kahvaltı hazırlayacaktım. Mantı da açabilirdim. Ama sabah sabah yer mi yemez mi bilemem. Her neyse aşağıya inip kahvaltıyı hazırladim. Sonra okul için hazırlanıp Duygu'yu uyandırmaya gittim. Mışıl mışıl uyuyordu. Kıyamadım ama mecburdu.

-Duygu güzelim hadi uyan sabah oldu.
-Ah Ceyda biraz daha !
-Olmaz Duygu uyanman gerek. Okul var unuttun mu ?
-Okul hiç unutulur mu Ceyda okul bitane okul vazgeçilmez.
-E hadi o zaman kalk bakalım. Ayrıca aşağıda seni mükemmel bir kahvaltı bekliyor.
-Ne tutuyorsun o zaman yatakta beni direk aşağıya sürüklesene.
-Mantıklı bir daha ki ne öyle yaparım.
-Hazırlanıp geliyorum canım.
-Tamam canım bekliyorum.

Kahvaltımızı bitirip okul için yola koyulduk. Okula geldiğimizde sınıfa geçtik ve oturduk. Arkadaslarla sohbet ediyorduk. Sınıfa hızla Arda girdi.

-Duygu biraz gelebilir misin?
-Gelirim.
-Bahçeye çıkalım.
-Olur.

-Ne oldu ne bu acele?
-Duygu ben normalde dünkü randevuyu iptal etmek istemezdim. Ama bi anda annem fenalaştı onu hastaneye götürdük. Kusura bakma.
-Ne kusuru Arda tabiki önemli değil annenin durumu nasıl iyi demi?
-İyi sadece tansiyonu yükselmiş sagol.
-Sorun yok bizde başka sefer çıkarız.
-Bugün olmaz telafi etmeme izin verir misin?
-Bugün olmaz canım ya .
-Nasıl?
-Olmaz işte.
-Hayır onu demiyorum sen bana az önce canım mi dedin?
-Yoo.
-Dedin Duygu duydum.
-Yani lafın gelişi demiş olabilirim.
- tabi ki .
-Yaa Arda bak val-
-Tamam tamam valla lafın gelişi dedin ama beni çok mutlu etti. Tek bi kelime.
-Sınıflara geçelim mi ?😊
-Olur tabi ki .

Dersler bittikten sonra çıkışta hastaneye gitmedik. Annem ile babam başka bir hastanede tedavi için gitmişler. Bunu şimdi söylüyor olmasi beni sinirlendirmişti. Ayrıca üzmüştüde. Eve söylene söylene geldim. Kendimi gereksiz hissediyordum. Abim olsaydı bana destek olurdu. İnanıyordum ki abim yaşıyordu. Hala hissediyordum abimin varlığını. Çok isterdim suan yanımda olmasını. Odasına gidip onun eşyalarını ve  kıyafetlerini görmenin beni iyi hissettireceğini düşündüm.


CEYDA'DAN:

Odamda oturmuş müzik dinliyordum. Müzik bana iyi geliyordu. Bir anda telefonun çalmasıyla müziği kapattım.  Arayanin kim olduğuna baktım. Kaan'dı. Hemen açtım.

-Alo
-Alo Ceyda nasılsın?
-Iyiyim sen nasılsın?
-Bende iyiyim ya bir şey  söylemem lazım.
-Tabi  ki.
-Ya odama gidip yere bir baksana kolyemi düşürmüşüm benim için çok önemli bir kolye.
-Neden önemli ki ?
-Onu 12. yaş günümde ailem almıştı .
-Ha tamam bakarım tabii.
-Tamam sağol ha bide merdivenlere, bahçeye felan da bak belki orada düşürmüşümdür.
-Tamam ben bulursam haber veririm tamam.


DUYGU'DAN:

Odaya girdim ve abimin eşyalarına dokunmaya başladım. Kaybolmadan önce üzerinde olan kıyafetleri yıkamamiştik. Onları kokladim. Ağlamaya başladım. Şuan onu yanımda öyle çok isterdim ki.
Çekmecelerine yönelip onun aksesuarlarına bakınmaya başladım. Lakin odanın kapısının kenarından parlayan kolye dikkatimi çekti. Kolyeyi aldım ve abime ait olduğunu fark ettim. Yerde ne işi  vardı? Bu zamana kadar yerde kalmış olamazdı. Çünkü önceki odaya girişlerimde yerde yoktu. Hatta evde yoktu?

-Duygu burada ne yapıyorsun?
-Ceyda sanırım abim eve gelmiş. Bak bu kolye onun.

UMUTSUZ VAKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin