BÖLÜM 1:YENİ LİSE

63 12 0
                                    

Bu sabah yeni bir gün olacaktı. Eski okulumdan ayrılıyorduk. Ailem Ceyda ve beni yeni kolej lisesinde okutacaktı. Aslında okulumdan memnundum ama son zamanlarda ortam çok bozuldu ve ailem bunu farkedip Ceyda ve beni de o ortamdan uzaklaştırmak için böyle bir karar almıştı. Gerçi kolej çocuklarının şımarık soylu çocuklar olduğunu düşünürsem işimiz gerçekten zor olacaktı.

Alarmın calmasiyla uyandım. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fircaladim. Yeni okul kıyafetlerimi giyip saçlarımı düzlestirdim. Makyaj yapma gereği duymadım. Ama bi maskara sürerek gözlerimi tamamladım. Gözlerim kahveydi. Saçlarım uzundu ve karamel rengindeydi. Ceyda da tam tersine mavi gözlere sahip ve sarı dalgalı saçlara. Onun bu güzelliğine hayranım. Ayrıca fiziği de cok güzeldi. Ceyda da hiçbir kusur yoktu. Benimde fiziğim iyiydi. Ama Ceyda kadar olamazdı. Neyse odadan çıkıp Ceyda'nin odasını tıkladım. "GEEL" sesini duyduğumda içeri girdim. "Günaydın meeleggiimm" dedim ve gülümsedim. Oda aynı şekilde "Günaydın bitaneem" diyerek gülümsedi. Saçlarını atkuyrugu şeklinde bağlamış ve dalgalı saçlara sahip olduğundan maşaya gerek duymamıs. Yuzun de hiç makyaj yoktu ve zaten gerekte yoktu. Doğuştan güzeldi. "Nasıl hissediyorsun bakalım bu gün yeni bir gün " dedim.
"Aslında biraz heyecan var zengin çocuklarının bulunduğu bir ortama giriyoruz. Nasıl tepki alıcaz nelerle karşılaşıcaz bilmiyorum "
"Haklısın umarım umduğumuzun tersinde tepkiler alırız hadi hazırsan aşağıya kahvaltıya inelim. "
"Hazırım hadi inelim. " dedi ve aşağıya indik. Kahvaltı muazzam görünüyordu. Yada çok aç olduğum için öyle görüyordum. Bilemiycem. "Herkese Günaydın!" diyerek hemen oturmustuk. Annem " Günaydın çocuklar nasılsın neler hissediyorsunuz? " Ceyda: " Aslında heyecanlıyım ama suan hersey çok iyi " dedi. Bense yemek derdinde olduğumdan "Heyecan " diyip ağzıma loklamalar atıyordum. Babam karşımıza oturmuş ve " Günaydın meleklerim " diyerek selamını vermişti. Bizde "Günaydıın" diyip kahvaltıya devam ettik. Karnimizi doyurup cantalarimizi alıp dışarıya çıktık. Annemde bizimle beraber çıkmıştı. "Haydi bakalım sizinle zaten gurur duyuyorum. Şimdi daha da gururlandiracaginizdan eminim. " diyerek ikimizi de öptü. Bizi babam birakacakti. Babamın gelmesini bekliyorduk. O sırada babam kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Annemin yanağina bip öpücük kondurup " Aksama görüşürüz hayatım. " dedi annemde aynı karşılığı verip gülümsedi. Babam kapımızı actı. Ve arabaya binip heyecanla bekliyorduk. Babam da arabayi calistirmis sürmeye başlamıştı. Anneme camdan el sallayıp evden uzaklasmistik. Yol boyu sohbet etmiştik. Sabah sabah babamın komik espirileri heyecanimizi birazda olsun yok saymamizi sağlamıştı. Okula gelmiştik. Ve o heyecan yerini tekrar almıştı. Okulun bahçesinde ilerliyorduk. Geniş bir bahçeye sahipti. Kolej okulundan da böylesi beklenirdi. Iceriye girdiğimizde duvarlar mavi panolarda farklı farklı bilgiler ve uzun uzun koridorlar vardı. Yanımıza bir hizmetli gelip güler yüzle karşıladı. "Buyrun hoşgeldiniz nasıl yardımcı olabilirim? " dedi. "Biz mudur bey ile gorusecektik. "
"Buyrun ben size eslik edeyim." "Teşekkürler" diyerek ilerlemeye başladık. Ilk koridordan sağda ki ilk kapiydi. Hizmetli kapıyı tıkladı. Ve "Gel" sesiyle beraber içeri girmemiz için eliyle işaret yaptı. Müdür ayağa kalktı ve "Hoşgeldiniz" diyerek gülümsedi. Orta boylu en fazla 40 yaşlarında görünen esmer ama çok sevimli görünen bir yüze sahipti. "Hosbulduk Fuat Bey" dedi ve Fuat Bey yani Müdürümüz oturmamizi için işaret yaptı. Fuat Bey söze başladı. "Sen Duygu sende Ceyda olmalısın diyerek gülümsedi. "Biz de evet efendim" diyerek gulumsedik. Sonra babama dönüp "Bundan sonra kızlarıniz bize emanet sorunsuz sene gecireceklerinden şüpheniz olmasın." dedi. Babam onaylar şekilde başını salladı ve "Bundan hiç kuşkum yok." dedi. Ardından müdür nöbetçi ogrenciyi odaya çağırıp " 11-D sınıfına bizi goturmesini rica etti.Ve bize dönüp " Haydi bakalım artık sinifiniza gecin ve bir an önce eğitiminize devam edin."dedi. Babam ayağa kalkıp " Hadi bakalım kızlar derslerinde başarılar diliyorum. Sizi seviyorum diyip ikimizi de öptü." Sağol babacim" dedim ve Ceyda da "Teşekkür ederiz Tarık Amca" dedikten sonra Nobetciyle beraber odadan çıktık. Kız ogrenciydi ve son derece süslü görünüyordu. Gerek saçıyla gerekse makyajiyla. "Acaba bu okulda herkes böyle mi?" Diyerek içimden geçirdim. Nöbetçi kız söze başladı. "Hoşgeldiniz okulumuz gerçekten kaliteli bir okul sorun yaşayacağınızı sanmıyorum. Hocalarimiz çok iyidir. Ben bir üst sinifdayim ve son senem bu arada adım Nilay" dedi ve gülümsedi. Bizde isimlerimizi söyledik ve gulumsedik. Iki kat yukarı çıktık ve soldaki koridorda ilerlemeyi başladık. Evet tabelası göründü "11-D" "Evet işte geldik." Dedi ve kapıyı tıkladı. Heyecanimiz giderek artiyordu. Hocanın "Gel" sesini duyunca içeri girdik. Evet yeni öğrenci olduğumuzdan herkes bize bakıyordu. Çoğu kız makyaj yapmışlardi. Hepsinin giyimleri çok tarzdi. Okul lokosunun üstüne kimisi kazak kimisi hirkalarla tamamlamisti. Biz de okulun tam formasını giyip örnek ogrenciligimizi konusturuyorduk. (Bu arada mevsim Sonbahar)
Hoca bize bakıp "Hoşgeldiniz sanırım sinifimiza iki yeni genç katılmış diyip gulumsedi. Ben Mehmet Edebiyat öğretmeninizim. Aynı zamanda sinifinizin sınıf ogretmeniyim. Şimdi kendinizi tanıtın." dedi. Söze başladım."Ben Duygu Öztürk. Bu liseye gelme amacım hem daha iyi bir eğitim hemde daha iyi bir ortam." dedim ve söz Ceyda'daydı. ."Ben Ceyda Karahan. Bende aynı şekilde iyi bir ortamda iyi bir eğitimle ilerlemek istiyorum."dedi. Hocamız "Peki ya aileleriniz ne meslek yapar?" Deyince Ceyda biraz çekinir oldu ve ne cevap vereceğini düşündü. Söze girdim "Ailemiz Babamız mimar annemiz ise özel bir hastanede doktor. " dedim ve Hoca uzatmadan boş bir sıraya oturmamizi söyledi. Orta sıranın baştan dördüncü sırası boştu. Oraya oturduk.
Dersin sonuna gelmiş olmalıydık ki Hoca "Haftaya devam edeceğiz dedi." Zil çaldı çoğu kişi bizi inceliyor çoğunun ise umrunda bile değildik. Sanırım kolej çocukları böyleydi buna alismalıydık.

UMUTSUZ VAKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin