Medya - Exo ( Miracles in December ) Gerçekten mucize gibi olan bu şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederiz..♡
Ne kadar olmuştu?.. Ailesinin ölümünden bu yana ne kadar zaman geçmişti? Yine bir hastane odasında öğrenmemiş miydi her şeyi? Tek fark o zaman bunları anlayamayacak kadar küçük olmasıydı. Şimdiyse her şeyi anlayabilen kocaman adam olmamış mıydı? Her şey değişmemiş miydi? Hayatı tamamen alt üst olduktan sonra sil baştan başlamamış mıydı yine, yeniden? Peki ya değişen tam olarak neydi? Kendisi mi? Hayatı mı? Çoktan yazılmış kaderi mi? Peki kaderin değişmesi mümkün müydü?..
Chanyeol ufuk çizgisinin güneşin doğuşunda büründüğü rengi izlerken tam olarak ne düşünmesi gerektiğini bile bilmiyordu. Önce babası ardından ablası ve annesi.. Hepsinin acı dolu ölümlerini bu uçurumda kabullenmeye çalışmamış mıydı? Ve yine buradaydı. Her şeyin başladığı yerde..
Bazen hayat size bir şeyleri verir, başarabildiğinizi, değişip olgunlaşabildiğinizi düşünmeniz için.. Oysa sizin için bambaşka planları vardır.. Bir bebeğe verilen oyuncağın elinden alınmasından çok daha farklı bir oyundur bu. Çok daha acı verici..
Sizin olduğunu düşündüğünüz şey bir oyuncak değildir. O kadar basit olmamalıdır da. Ve hayat tüm bunları size verir ki yüzünüz ne kadar gülerse, planını gerçekleştirince çektiğiniz acı da onun kadar gerçek olacaktır.. Çektiğiniz acı o anki gülümsemenizden daha fazla olmuştur hep. Hissettiğiniz acı o an duyduğunuz sahiplenme kadardır aslında. Birkaç saniyede yada birkaç yıl içinde.. İlk görüşte ya da birkaç ayda aşk.. Sahiplendiğin kadar acı çekmez misin sonunda? Ne kadar alışırsan o kadar koymaz mı sana, yerini alan boşluk?..
Kalbinde büyüyen boşluk giderek nefesini daraltıyordu. İçine çektiği her derin nefes, yakarak ulaşıyordu ciğerlerine. Nefes alıyordu değil mi?.. Nefes alırken bile acı çekiyordu aslında..
Yüzüne çarpıp saçlarını dağıtan rüzgarı hissetmiyordu. Hissetmek istemiyordu. Uçurumun kenarına oturup bacaklarını sarkıttı sonu olmayan, ölümün teğet geçtiği yerde.. Yaşamla ölümün ne kadar ince olduğunu anlaması bu kadar kolay olmuştu hep. Bu yüzden bağlanmıştı sıkı sıkıya sevdiklerine. Bu yüzden kaybeden taraf o olmuştu her zaman..
'Tecavüze uğradığını düşünüyoruz. Bu kaza bir intihar olabilir'
Beyninde yankı bulan cümleler gözlerinin dolmasına neden oluyordu. Gözlerini sımsıkı yumsada bir şekilde akmayı başarıyorlardı. Hıçkırıklara boğuluyordu ardından. Bağırarak ağlıyordu. Ya da tam tersi ağlarken bağırıyordu. Yumruğunu vurduğu toprak eziliyordu elinin altında öylece.. Defalarca vuruyordu aynı yere. Acısını akıtmak, kurtulmak ister gibi vuruyordu aslında..
Sehun'la kurduğu hayaller geliyordu aklına birer birer. En ince ayrıntısını bile hatırlamak istercesine zorluyordu kendini. Dokunmaya kıyamadığı sevgilisine tecavüz edilmesine dayanamıyordu. Sehun hep utanırdı, vücudunun kötü olmasını bahane edip bir şekilde atlatırdı Chanyeol'u. Ve Chanyeol bekleyeceğine söz vermişti. Evlenecekleri güne kadar bekleyeceğine söz vermişti. Bakirdi güzeller güzeli Sehun'u. Biliyordu bu yüzden çekindiğini ve üzerine gitmiyordu. Sevgilisinin küçük dudaklarından aldığı bir öpücük bile yetiyordu oysaki Chanyeol'e. Neden masumluğunu almışlardı ki elinden?.. En değerlisini neden almışlardı ondan?..
Güneş ufuk çizgisinden tamamen ayrıldığında Chanyeol gözlerini tek bir noktaya dikmiş sadece izliyordu. Ne güneşin doğuşu sevindiriyordu onu, ne de yeni bir güne başlamak heyecanlandırıyordu artık.. Son kez baktı ayaklarının altında kıyıya çarpan kızgın ve hırçın dalgalara. Kıyıya her çarpışlarında köpürerek geri gidiyorlardı. Her seferinde bir öncekinden daha sert çarpıyorlardı. Daha sert ve daha acımasız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PASSION // Kaisoo
FanfictionTutkunun peşinde koşanların, yanma pahasına ateşe uçanların ve acıdan geçerek süregelen yaşama karşı dik duranların hikayesi..