Medya - Sam Smit / Lay Me Down
"Yah! Park Chanyeol o partiye sensiz gitmek istemediğimi biliyorsun." Sehun hattın diğer ucundan işi yüzünden partiye gelemeyecek olan sevgilisini ikna etmeye çabalıyordu. Chanyeol'un olmadığı bir yere tek başına gitme fikrinden hoşlanmıyordu. 3 yıldır onunla birlikteydi ve onsuz olma fikrine tamamen yabancılaşmıştı.
Sehun mızmızlanmaya devam ederken Chanyeol da oturduğu sandalyesinde rahatsızca kıpırdanıp elindeki telefonu daha sıkı kavradı. Çalışmak bu gece için isteyebileceği son şey bile değildi. Arkadaşının doğum günü partisine sevgilisini tek başına göndermek de bunlardan sadece biriydi. Tek eliyle masanın üzerinde duran diğer telefondan ortağına mesaj attı.
'Bu geceki partiye benim yerime Sehun'a sen eşlik et. Yarınki toplantı için raporları düzenleyeceğim.'
'Partileri sevdiğimi biliyorsun dostum.Sehun'u merak etme,
onu sana canlı şekilde teslim edeceğim.'Chanyeol arkadaşından gelen onayı aldığında dudakları yukarı kıvrılmıştı. Gözleri memnuniyetle kısılırken önündeki telefonu kenara itti.
Chanyeol dosyaları karıştırma işine geri döndüğünde sevgilisinin konuşurken aldığı yüz ifadesini tahmin edip gülümsedi. Konuşurken birden içeriye girip dosyaları teslim eden sekreterine dışarıya çıkmasını işaret edip sekreteri yüzünden anlık dağılan dikkatini sonunda sevgilisine verebilmişti.
"Hadi ama bebeğim, o partiye seninle gitmek istediğimi sende çok iyi biliyorsun. Böyle yaparak beni daha çok üzüyorsun. Hem seni yalnız göndermeyeceğim. Jongin de orada olacak."
Chanyeol bitirdiğinde diğerinden bir süre cevap alamamıştı. Asılan yüzü, kısa süreli sessizliğin ardından Sehun'un sesinin duyulmasıyla eski neşeli haline dönmüştü.
"Pekala seni bu gece için rahat bırakıyorum." Chanyeol'un dudakları yukarı kıvrılmıştı. Fısıltı halindeki sesinin telefona duyulmasına izin verdi.
"Seni almaya geleceğim.Bu arada.. Seni seviyorum.."
***
Parti oldukça sıradan bir barda olmasına rağmen fazlasıyla kalabalıktı. Geniş dans pisti parlak ışıklarla bezenmişti. Dans edenlerin çoğu çoktan kendilerini müziğin ritmine kaptırmışlardı.
Sehun, oldukça gürültülü olan barda yanında Chanyeol olmadan şimdiden sıkılmaya başlamıştı bile. Ne çalan müzikler ne de dans eden arkadaşları ilgisini çekiyordu. Onun aksine Jongin'in keyfi gayet yerinde görünüyordu. Yanına sokulan kızlarla sohbete dalmış etrafına o çok seksi gülümsemesini sunuyordu. Önünde duran içki şişesinin çoktan dibini bulmuştu. Sehun kısa süre sonra sıkıntıyla, elindeki telefonuna dalmış haldeyken, ona bir bardak içki uzatan adama gülümsemeden edemedi.
"İşlerin çoğunu sevgilime yıkman hiç hoş değil Jongin.Senin yüzünden onu çok özledim."
Jongin elindeki içkisinden büyük bir yudum aldıktan sonra Sehun'a dönüp umursamazca göz kırptı. Çoktan sarhoş olmuş bedenini ayakta tutmaya çalışırken kelimeler dudaklarından zorlukla dökülüyordu ve bu onun seksi imajına ters bir durumdu.
"Sevgilinin işkolik olması benim suçum değil Sehun. Üzülmek yerine mutlu olup tadını çıkarmalısın. Bir içki daha alacağım, sende ister misin? Bu gece somurtmaktan başka şeyler de yapmalısın." Sehun, Jongin'ine gülümseyip başıyla onu onayladı. Jongin gözden kaybolduğunda o da lavabo olduğunu tahmin ettiği yere yöneldi. Bu gece soluduğu hava bile fazlasıyla mide bulandırıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PASSION // Kaisoo
FanfictionTutkunun peşinde koşanların, yanma pahasına ateşe uçanların ve acıdan geçerek süregelen yaşama karşı dik duranların hikayesi..