Bölüm 9

42 7 3
                                    

Esma biraz sakinleştikten sonra duvardaki saate baktı. "Gelmek üzeredir" dedi kendi kendine. Onu görmeliydi. Çünkü gördüğü zaman kendisinin daha iyi olacağını biliyordu.. Oturduğu yerden kalkarak, onun geçeceği sokağa bakan cama doğru yöneldi. Perdeyi hafif aralayarak sokağa baktı. Ama ne gelen vardı nede giden.
Daha sonra gidip abdestini aldı, sabah namazını kıldı. Namazını bitirdikten sonra tekrar camdan baktı. Camii'den bir kaç kişi çıkmıştı. Umutlandı. "Herhalde ben namaz kılarken gelmiş olmalı" dedi. Cemaat dağılmıştı ancak Talha haala ortalarda yoktu. Camiiden hep en son çıkardı. Ama çıkmamıştı.
Esma sıkıntılı bir şekilde camın önünde beklerken zil çaldı. Hemen koşup kapıyı açtı. Gelen babasıydı. Babasıda camiiden geliyordu. Esma tereddütlüydü. "Acaba babama sorsam mı. Ama yok sormayayım. Sorarsam dikkat çekerim. " Esma bunları düşünürken babası düşünceli bir şekilde içeri girdi.

Her geçen dakika kalbini daha çok sıkıştırıyordu. Ama Talha'nin ne geleceği nede gideceği vardı.
"Birşey mi oldu acaba" diye düşünmekten geri duramıyordu. Ezanda okunmamıştı. Şafak yeni yeni sökmeye başlamıştı. Eşref beyin kapısı büyük bir gürültüyle çalmaya başladı. Eşref bey tedirgin bir şekilde kapıya yöneldi. " Hayırdır inşallah bu kim ola". Esma ise panik ve korku içinde odasından çıktı. Eşref bey kapıyı açtığında karşısında Hamit beyi gördü. Hamit bey bitkin ve üzüntülüydü.

-Hamit ne oldu ne bu halin!

Esma ve Sevde hanım da kapıya çıktılar..

-Talha yok! Gördünüz mü onu.

O an Esmanın başından aşağı sanki kaynar sular dökülmüştü. Sol yanına bıçak saplanır gibi sancı girdi.
-Yok görmedik Hamit. Bende camiiden az önce geldim. Cemaat de bana sorup durdu. Bende uyuya kaldığını düşündüm. Hem sende yoktun.

-Off Allahım sabır.. Eşref asıl uyuya kalan benim. Evladımın başına kesin bir iş geldi.Allah aşkına gidip arayalım.
Eşref bey "tamam az bekle" deyip Hamit beyi içeri aldı.
Sevde hanım, sakinleşmesi için bir bardak su getirdi. Hamit bey suyunu içerken Eşref bey de hazırlanmıştı.
-Hamit hadi çıkalım.

İkisi evden çıkmıştı ama Esma yerinde duramıyordu. Kafese kapatılmış kuş gibi bir o odaya giriyor bir bu odaya. Evin içini dört dönüyordu. Durmadan dua ediyordu. Sevde hanım daha fazla dayanamadı.
-Kızım dur iki dakika basım döndü.
-İçim daralıyor anne. Ona birşey oldu hissediyorum..
-Çok mu seviyorsun onu.

Esma böyle bir soru beklemiyordu. Yerinde durdu dua eden ellerini indirdi.
- Anlamadım! Anne.
-Talha'yı çok mu seviyorsun?
-.....
Esma utandı yüzünü yere eğdi.

-Susma kızım. Dilin sussada bedenin, gözlerinden akan yaşlar herşeyi anlatıyor. Benden saklama. Ben herşeyin farkındayım.

Esma birşey diyemedi. Onaylar gibi başını salladı sadece. Sonra annesinin dizinin dibine oturdu başını annesinin dizlerine koyarak.

"Anne o benim için çok değerli. Evet gönlümde boş değil" dedi ve hıçkırıklarla ağlamaya başladı.

-Tamam yavrum ağlama hadi kalk. Talha bulunacak korkma. Hem.ne olabilirki. Bu zamana kadar bu köyde kimin başına ne gelmiş?
Esma durdu, soğuk bir yüz ifadesiyle annesinin yüzüne baktı ve " bizi kendi evimizde bir gece vakti diri diri yakmaya çalıştıklarını ne çabuk unuttun anne!" Dedi.
Sevde hanım kızının bu sözü üzerinde düşündü. Haklıydı. Yangın evdeki bir sorundan dolayı çıkmadığı tesbit edilmişti. O halde yangın nasıl çıkmıştı? Gerçekten bir başkası mi yakmıştı? Neden? Niçin?.. Sevde hanımın zihninde canlanan ama birtürlü cevabını veremediği bu sorular çoğaldıkça çoğaldı. Bunları düşünürken aniden aklına Canan hanım geldi.
-Hadi kızım kalk Canan teyzene gidelim.Kadın evde yalnız kalmasın.

***

Eşref ve Hamit bey yeni söken şafağın aydınlığında köyün her tarafını aramaya başladılar. Ama ne Talha nede ona ulaşabilecekleri bir iz vardı.

-Yok Hamit yok. Yer yarıldı da içine girdi sanki.

-İnşallah kötü birşey olmamıştır Eşref. O benim tek evladım. Onu bulmadan eve gidersem Canana ne derim ben.
-Korkma Hamit Allah bizimledir. Şu aşağıya da bakalım.
Beraber aşağıya indiklerinde etrafı kolaçan ettiler. Hamit bey biraz ileride yerde kan görmüştü.
-Bu ne olaki Eşref.
Eşrefte kanın olduğu yere geldi. Hamitle bakıştılar. Eşref bey çamur üzerindeki izlere baktı.
-Birileri boğuşmuş gibi. Aman hamit sakın kıpırdama bu izler bize ip ucu verebilir.

Güneş taze ışıklarını köye salarken, Hamit beyin gözünü alan birşey parladı. Parlayan şeye yaklaştı, eline aldı ve heyecanla Eşref beye dönerek:

-Bu Talha'nin! Talha'nin saati.
-Eminmisin Hamit?
-Evet! Evet bu onun.

Gözü yerdeki kana takıldı. Dizlerinin bağı çözüldü sanki. Dizlerinin üstüne olduğu yere düştü.
-Allahım oğlumu bana bağışla.

Eşref bey izlere daha dikkatli baktı. Hamitin koluna girdi.
-Kalk Hamit ağıt yakma zamanı değil. Bak şu izlere şu tarafa doğru birisini sürüklemişler.
Hamit bey ve Eşref İzleri takip etmeye başladılar.
Hamit bey " Eşref bu izler camii cematine ait olmasın? " dedi.
-Dur hele Hamit. Bi bakalım nereye kadar gidiyor bu izler.
İzler bir yere kadar devam etmişti. Taşlı patika bir yola çıkmışlardı. Köy evleri arkalarında kalmışti.
-Gördün mü Hamit? Bunlar Talhanın izleri. Aksi halde sabahın kör saatlerinde kim gelir buraya.
Hamit bey bir umut ses verir diye oğluna seslendi.
-Talhaa! Talhaaa oğlum nerdesin ses ver...

Ayak izlerini takip etmeye devam ettiler ve eriyen karların azgınlaştırdığı derenin kenarına geldiler. Ayak izleri burda son buluyordu.

-Burdan karşıya geçmiş olamazlar. Dereyi kimse geçemez.
-O zaman.. Gözleri dehşetle açıldı Hamit beyin. O zaman oğlumu azgın sulara attılar Eşref.
-

Çabuk arayalım.

Derenin kenarında aramaya başladılar köyden epey uzaklaştılar. Ama bulamadılar. Hiçbir yerde gözükmüyordu. Hamit bey ümidini her geçen dakika kaybediyordu.
-Yok yok yok yok dedi Öfkeyle. Bunu oğluma yapanı bulursam köyün orta yerine asacağım.
-Ümidini kaybetme Hamit. Allah'tan ümit kesilmez.
Hamit bey ve Eşref bey sürekli bağırıyorlardı. Birses gelir ümidiyle. Dağdan taştan ses geldi ama Talhadan tek bir ses bile gelmedi.
Güneş tam tepeye gelmişti ama bulamamışlardı. Yorulmuşlardı.
-İki dakika soluklanalım. Dedi Eşref bey.
Çok yorulan takati kalmayan Hamit bey.
-Olur dedi.
İkisi yerdeki buldukları taşlara oturdular.
-Bu olay olmasaydı bu gece size gelecektik Eşref.
-Hayırdır.
-Kızını isteyecektim oğluma.
Eşref bey önce şaşırdı sonra tebessümle.
-Hele oğlumuz sağ kurtulsun. Yine gelin.
-İnşallah Eşref inşallah sağ kurtulur. Hadi devam edelim aramaya.
Bakmadıkları yer kalmamıştı. Derenin her köşesine baktılar ama bulamadılar. Akşam olmuştu. Artık yolu zor seçiyorlardı.
-Dönelim Hamit. Böyle olmayacak. Fenerlerimizi alalım köylülerden de yardım isteyelim.
Gitmek istemiyordu Hamit bey ama oda biliyordu. Gitmeliydi.Geri dönmüşlerdi. Hamit bey içeri girmek istemiyordu.

-Canan oğlum nerde diye sorarsa ne cevap vereceğim Eşref? Sen niye geldin demez mi?
-Gel hele içeri Hamit. Ne yapacağımıza karar verelim.
İçeri girdiklerinde herkes onlardan iyi haber bekliyordu. Elleri boş olduğunu gördüklerinde bir kez daha kahroldular. Hamit bey boynu bükük geldi karısının yanına. Ağlamaktan bitkin düşmüştü.
-Hamit oğlumuz nerde niye getirmedin gül kokulu yavrumu.
Birşey diyemedi Hamit bey. Onun yerine Eşref bey cevap verdi.
-Bakmadık yer kalmadı. Ama yoktu. Gece olunca gelmek zorunda kaldık.
İçi yanıyordu annenin elinden birşey gelmemesi kahrediyordu. İçi yanan bir tek o değildi. Mutfakta onları dinleyen Esma'nın ağlamaktan gözlerinde yaş kalmamıştı.
-Allahim sen onu bana bağışla.

****
Akşam Hamit ve Eşref bey tek tek evleri dolaştı haber verdiler. Duyan yardıma koştu. Fenerler alınmıştı. Herkes hazırdı.
-Bak gördün mü Hamit oğlunun ne kadar seveni var.
-Bismillah deyip başlayalım bir an önce..

YANGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin