Bölüm 4

35 6 0
                                    

Yangın olayından tam bir hafta geçmişti. Soğuk kış iyice köyün üzerine çökmüş herkesi evine hapsetmişti.
Hamit ve Eşref yanan evde arda kalan yanmamış eşyaları çıkarıp eve getirdiler. Eşref bey, izzetin evi yaktığını bildiği halde elinde delil olmadığı için hiçbir şey yapamıyor. Bu durum oldukça canını sıkıyordu.
-Biri görse biri dese o yaptı bir şey tek bir ipucu olsa keşke gidip ellerimle canını alacağım itin.
-Sadece sen mi. Eşref onun nefesini kendi ellerimle keseceğim.
Ama yoktu. Ardında hiçbir delil bırakmamıştı. Eğer öğrenilse Eşref beyin hiç düşünmeden canını alacağını çok iyi biliyordu. Bir haftadır evinde kapalı kapılar ardında saklanıyordu. Ne zaman kapı çalsa ödü kopuyordu. korkak gözlerle gelene bakıyor Eşref beyin olmadığını görünce pis pis gülmeye başlıyordu. Bir hafta boyunca korka korka yaşadı.bir hafta sonra kendisi bulamadığından emin olunca dışarı çıkmaya başladı.
Gece çöktü köyün üzerine. Hava açık olduğu için tüm köy gözüküyordu. Dolunay di gece
Eşref bey Hamit beyin penceresinden kendi evine bakıyordu.
Herkes susmuş önüne bakıyordu.
-Şimdi ne olacak Hamit.
Herkes Önce Eşref beye sonra Hamit beye baktı.
-Bunu bize yapanların yanına mi kalacak. Evimi barkımı yakıp yikanlar in yanına kar mı kalacak.? Nerde yaşayacağız.
-Allah büyüktür Eşref içini ferah tut "Allah intikam alanların en hayırlısı dır." senin intikamınıda alır. Ev büyük Eşref hepimize yeter.
-Allah razı olsun. Ama kalamayız yeterince rahatsızlık verdik zaten.
-Can candan rahatsız olur mu. Eşref .
Yanına geldi Hamit beyin. Elini omzuna koydu.
-Allah senden razı olsun Hamit. Ama olmaz artık. Kendim için değil. Kızım son anda kurtuldu. Karım oda perişan oldu.
Eşref beyin gitmek istediğini biliyordu.
-İlla gideceğim diyorsun Eşref. Bu karda kıyamette nereye gideceksin bari kış bitene kadar bizde kalın. Baharda yeni ev yapalım sana
Gece olmuş herkes yatmaya gitmişti. İki kişi dışında herkes uyuyordu. Esma ve Talha. Bir hafta boyunca kaçamak bakışlar. Köşe bucak saklanmayla geçmişti. Aynı soffaya oturunca her ikisi da utana sıkıla yemeğini yiyordu.
Ama bu gece farklıydı ikisinin de içi yanıyordu. Gitmek.. Bir birinden uzaklaşmak...
ürkütücü gelmişti. " Ben nasıl gideceğim buralardan, okulum, çocuklar, köyüm, tam hayallerime kavuşmuşken, peki ya o. İçi kavruldu. Gözünden yaşlar akmaya başladı, tutamıyordu kendini.
Talha,Eşref bey gideceğim dediği andan itibaren sol yanına köz koymuşlar gibi canı acıyordu. Nasıl gideceklerdi. Nasıl gidecekti. Öfke gözlerinden taşıyordu, İzzetin soluğunu kesmek istiyordu. Daraldı iyice. Çıktı yatağından salona geçti. Gözü pencereye takıldı. Yerinde durdu odasına geri dönüp yada pencerenin kenarına gitmek arasında bucaladı. Gerisin geriye dönerken. Bir ses tuttu onu. Yerinde çivilenmis gibi. Arkasına bakmaya cesaret edemedi önce.
-Talha. Bu Esma'ydı ve Talha'ya sesleniyordu.
Gelen ikinci sesle arkasına döndü. Başını hafif önüne eğmiş. Yakalanmış bir çocuk masumiyetini ve mahcubiyeti içerisinde baktı.
-Efendim. Mahcup bir ses tonuyla.
-Sende mi uyumadın.
-Şey evet. Uyku tutmadı.
İlk defa baş başa kalıyorlardı. İkisinin ummadığı bir anda. Ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Zoraki konuşmaya çalışıyordu ikiside.
Talha cesaretini toplayıp bir iki adım daha yaklaştı. İkisi de konuşacak birşey bulamadı. Sessizlik oldu. Sessizliği bozan Talha'nin sorusu oldu. Can yakan bir soru.
-Gidecekmisiniz?
Nasıl sordu kendisi de inanamadi Talha, birden çıkmıştı ağzından.
Gözleri doldu Esma'nın. Başını önüne eğdi. Başını salladı. Gözleri taşmaya başladı.
-Bize bunu reva gorenleri Allaha havale ediyorum. Dedi titreyen sesiyle.
Gitme demek için başını kaldırdı nefes aldı tam durdu,sustu başını önüne eğdi, diyemedi. Yuttu sözünü. İçine gömdü.
Daha fazla dayanamadı Esma.
-Ben uyuyayım hayırlı geceler. Deyip koşar adımlarla odasına girdi. Kapıyı kapattı. Talha birşey diyememişti bile. Öylece peşinden baktı sadece.
Esma hıçkırıklala ağlamaya başladı. Sesi duyulmasın diye başını yastığa gömsede, Talha dikili kaldığı yerden duyuyordu. O her hıçkırdığında. Talha kahroluyor ve Her hıçkırdıkta öfkesi daha da büyüyordu.
Sabah herkes sofraya oturmuştu. Kimsede iştah yok. Talha sanki lokma değil. Diken yutuyordu.
Eşref bey çayın son yudumunu içti.
-Hazırlanın yarın gidiyoruz.
Esma ve Talha'nin başından aşağı kaynar sular döküldü.
Esma aldığı yudum çayı yutamadi boğazı düğüm olmuştu. Konuşmak istedi yapamadı. Tüm dağlar üzerine yıkılmış gibi perişan oldu.

YANGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin