Biraz daha vakit geçtikten sonra ayağa kalktım ve arabama doğru ilerledim etrafı incelerken buraya daha önce hiç gelmediğimi farkettim. Etrafı biraz daha inceleyip arabaya bindim ve eve sürmeye başladım.
~~~~~~
Eve gelirken yanıma bir şişe şarap almıştım, daha doğrusu marketten aldım. Neyse evde hiç ses olmadığından herkesin uyuduğunu anladım odama doğru ilerledim. Ayağıma takılan şeyle neredeyse düşüyordum. Baktığımda yerde ucunda büyük bir şekli olan kolye gördüm. Kimin olduğu konusunda fikrim yoktu ancak annemin ya da kardeşimin olucağını sanmıyordum çünkü evde kolye pek takmazlar ve taksalar bile onların kolyeleri genellikle fala taşlı ve ağır oluyor. Bu onlara göre hafif ve şatafatsız bir kolye olduğundan belki de katherine nindir diye düşündüm cebime koyup yukarı odama çıktım. Şarabı kafama diktim ve yatağıma oturup sırtımı duvara yasladım.
~~~~~~
Sabah hafif bir baş ağrısyla uyandım. Sırtımı duvardan çektim ve gerindim, ancak sırtımın ağrısından yüzümü buruşturdum. Şarap şişesini kenara koyup lavaboya girdim ve kısa bir duş aldım. Giyinip aşağı indiğimde kapının yanında bir kaç bavul olduğunu gördüm. Demek hemen gidiyorlardı, pekala zaten bu yaşa kadar anne baba sevgisinden mahrum bırakılmış birisi olarak bu yaştan sonrada aynı gidebilirdim. Arkamı döndüğümde annem benden özür dilercesine bakıyordu, umursamadan salona gittim ve televizyonu açtım bu arada katherine salonda toz alıyordu 3 senedir bu evde hizmetli olarak çalışması ailemizin ona olan güvenini arttırmıştı. O toz almaya devam ederken bende onu izliyordum baktığımı bildiği halde bana bakmamaya gayret edip işine devam ediyordu. Dizinin bir karış üstündeki siyah eteği üstünde siyah önlüğü ve beyaz gömleği ile tipik bir hizmetliye benziyordu ancak bu hizmetlinin diğerlerinden farkı çok daha güzel olmasıydı. Ona bakmaktan vazgeçip televizyonu kapattım ve salondan çıktım. Telefonumu yanıma alıp arabanın anahtarını da aldıktan sonra dışarı çıktım. Can'ım sıkılmıştı genellikle canım sıkıldığında bara gitmezdim fakat biraz eğlenmek istiyordum.
~~~~~~~~
Hanna ile bardan girdiğimizde yoğun alkol kokusu rahatsız etmişti. Bar sandalyelerinden birine oturup etrafı süzmeye başladık, Hanna bakire değildi ama gönül eğlendirme işleri olarak erkeklerle yatmayıda tercih etmiyordu. Bense sadece bir erkekle birlikte olmuştum sonrasında kendimi sürtük yerine koymaya ne gerek var diyerek arada sırada gönül eğlendiriyordum. Ancak kız kardeşim olan caroline cadısı benle aynı fikirde değildi her hafta en az iki kere gece eve erkek atar zevkini yaşardı. Ailemiz ne yazıkki bu konularda çok rahattı. Düşüncelerimden kurtulup etrafı Süzmeye başladım dikkat çekmek için birbirine sürtünenler, erkeklerin kucağından kalkmayan ikide birde kucağında zıplayan kızlar. Ne kadar mide bulandırıcı ve iğrençler Hanna'ya baktığımda onunda aklından benim geçirdiklerim geçtiğinden eminim. "Başka bir yere gidelim istermisin" diye sorduğumda hiç düşünmeden "evet" diye cevapladı. Elini tutup kapıya kadar sürükledim. "Nereye gitmek istersin" "bilmem bence içkiyi yanımıza alıp daha sessiz bir yere gidebiliriz." "Pekala o Zaman sahile gidelim orda küçük bir markette vardı ordan içlilerimizi alırız" kafasını tamam anlamında salladı ve arabanın ön yolcu koltuğuna oturdu. Sahile sürerken hiç konuşmuyorduk bu aralar çok sessiz ve sakindi nedenini öğrenmek istiyordum ancak o böyle konuşmalardan nefret ettiği için hiç sormamıştım. Sahile geldiğimizde sen otur ben içkileri alıyorum dedim ve koşarak markete gittim elimdekilerle kasaya yürürken dün geceki siyah saçlı kızı gördüm. İsmini hatırlamaya çalışırken kasada sıra bana gelmişti elimdekileri verip parayı uzattım. Çıkarken son bir kez arkama baktığımda göz göze gelmiştik yanında şu yakışıklı sevgilisi vardı. Yeniden arkamı dönüp Hanna'nın yanına yürüdüm elimdeki içki şişesini açıp verdim ayaklarımı kumlara uzatıp sırtımıda Hanna'nın göğsüne koydum. "Neden üzgünsün" diye soru yönelttim "bilmiyorum sadece canım sıkkın" "benimi kandırıcan hadi dök içini"
Hanna'yı konuşmaya ikna ettikten sonra o anlatırken bende onun dediklerine çözüm arıyordum, fakat bu arada benim arkadaşıma olan dikkatim izlendiğim hissiyle bölündü. Kafamı sağa çevirdiğimde yine onla göz göze geldim bakışlarından rahatsız olup başımı Hanna'ya çevirdim. En sonunda içini döküp bana anlattığında rahatlamışsa benziyordu, onu eğlendirmedin tek yolu vardı LUNAPARK onu elinden tutup kaldırdığımda şaşırdı. Elindeki içki şişesinide alıp çöpe attıktan sonra arabaya doğru çekiştirdim. Arabayı çalıştırırken camdan dışarı baktım yakışıklı kolunu siyah şaçlıya sarmış kendine bastırıyordu bu rahatsız görüntüye daha fazla bakmamak için lunaparka sürmeye başladım.