Bana dudağını ısırarak bakarken beklemeden boynuna doğru yönelmiştim. En sevdiğim şeykerden biride pahalı parfüm kokusudur. Bu kokuyu çok iyi anlamıştım Chanel Chance'tı boynunu ilk yaladım emdim ısırdım tekrar tekrar aynı şeyleri yaptım. Eserime bakmak için kafamı çektim ve bu seferde göğüslerine yöneldim birinin ucunu ısırırken diğerini de elimle sıkıyordum. Artarda inlemesi 'Ahh dayanamıyorum sok artık içime parmaklarını' demesi benide heyecanlandırmıştı. Ama ben işime devam edip daha da aşşağılara inmeye başladım kasığından aşağısını yalarken tangasının açıkta bıraktığı vajinasını okşamaya başladım. 'Ahh harikasın bebeğim devam et' okşarken beklemediği anda iki parmağımı içine gönderdim aniden attığı çığlıkla tekrar kafamı boynuna çıkardım ve emmeye devam ettim .Sabah uyandığımda yanımdaki kızı görmemle sırıttım cidden çok iyi gelmişti. Ben biraz daha yatakta dinlendiğimde kızda uyanmış bana bakmıştı. 'Günaydın' kısık çıkan sesine gülümseyip 'günaydın' diye cevap verdim. 'İlk defa senin gibi biriyle karşılaşıyorum' söylediği şeyle kafamı çevirip ona baktım 'nasıl yani' 'sabahları uyandığımda genelde ya olmuyorlar ya da uyandıklarında beni tersleyip gidiyorlar sense önceden uyanmana rağmen gitmemiş ve de bana gülümsedin sanırım aşık oldum.' kahkaha atarak ona baktığımda o da bana bakmıştı. Ama anımız çalan telefonumla son bulmuştu baktığımda Albert arıyordu açıp kulağıma dayadım 'günaydın Albert sorun mu var' 'Madison hanım kız kardeşiniz eve erkek arkadaşını getirmiş biz izin vermeyincede bağırmaya başladı' 'tamam iyi yaptınız sokmayın içeri bağırsada umursamayın' 'peki madison hanım iyi günler' 'iyi günler albert' diyip kapattım. Bana hala bakan kıza yaklaştım boynunu öpüp geri çekildim ve kıyafetlerimi yerden alıp tekrar üzerime geçirdim.
Yatağa döndüğümde hala bana baktığını görünce 'noldu cidden aşık mı oldun yoksa bana' diye takıldım. Oysa yataktan çırılçıplak çıkıp bana doğru gelmeye başladı ve elini enseme götürüp beni kendine çekti ama dudaklarıma uzanınca kendimi geri çektim sevişirdim ama öpmezdim. Bendeki prensipte buydu ama o tekrar beni ensemden tuttu ve bu sefer o benim boynuma yöneldi.
Boynumu emerken bende az önce giydiğim gömleği tekrar çıkardım bacağını belime doladığında ellerimi kalçalarına koyup sıktım. İnlemesiyle tekrar aynı şeyi yaptım. O hala benim boynumla ilgileniyorken onu yatağa yatırdım ben ayaktayken onu kendime doğru çektim ve kafamı vajinasına gömdüm. Yüksek bir çığlık atarken elleriyle kafamı kendine bastırıyordu. Kısa bir süre sonra boşaldığında kendimi geri çektim.
Yüzüne bakarak dudaklarımı yaladım oysa elimden beni kendine çekerek üstüne düşürdü. Altımdaki pantolonu çıkararak tekrar yerle buluşmasını sağladı. Hızlıca üstüme çıkarak iç çamaşırımıda çıkardı ve vajinasını benimkine sürtmeye başladı. Kendini bana sürterken bir yandanda göğüslerimi sıkıp boynumu öpüyordu. Sabah sabah bu enerjimiz nereden geldiyse. İkimizde boşaldığımızda nefes nefese kendimizi tekrar yatağa attık. Gülerek Yatakta benim tarafıma döndü. 'Sana doyamıyorum' bu dediğine gülerek 'bende öyle' dedim. Yavaşça üstüme çıkarken ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. İlk başta göbeğime sonra göğsüme oturdu sonrada daha yukarı çıkmaya başladı. Vajinasını ağzıma getirdi ona bakarak 'Sen cidden çok doyumsuz ve yaramaz bir kızsın' dedim. Tanrım cidden daha demin iki kere boşalmıştı zaten.
Saat iki buçuktu bardaki odadan ayrıldığımda. Tam beş kere boşalmıştı. Ne kadar uzun süredir sex yapmasamda çaptan düşmediğimi anlamış oldum böylece. Şuanda şezlongta yatıyor ve bir yandanda havuzdaki Alexis'i izliyordum. Bu pazar ailesinin yanına gitmemiş evde kalmayı tercih etmişti. Şu sıralar sınav dönemiydi ama hiçbirşey çalışmamıştım. Evet ne kadar iyi bir üniversiteye gitsemde tembel biriydim. Neyseki şu üç ayda Alexis'in çalışkan biri olduğunu öğrenmiştim. Arada onunla çalışabilirdim en azından.
Sonuçta bölümlerimiz aynıydı. Alexis havuzdan çıkıp havluya sarındı 'ben duş almaya gidiyorum' diyerek yanımdan ayrıldı. Şu aralar bunda da vardı birşeyler ama çıkar kokusu elbet . Yanağımdan makas alınmasıyla sıçrayarak kimin yaptığına baktım. Hanna otuz iki diş sırıtarak bana bakıyordu. Bu halina şaşırsam mı sevinsem mi bilemedim. ' Bu ne hal böyle çok mutlusun' 'evet hemde çok ne oldu bilemezsin' sabırsızca etrafta geziyordu 'noldu anlatsana' bana bakarak anlatmaya başladı 'bugün geç çıktım bardan çıkarken kızın biriyle çarpıştım ama kız nasıl biliyor musun afet afet ilk başta güzelliğinden dondum kaldım sonra özür diledim felan kaynaştık işte bir türlü sonrada ordan çıkıp kafeye gittik birlikte bişeyler içtik işte offf çok güzeldi yaa' bunları söylerken kendini şezlonga bırakmıştı.
Aniden gözlerini korkuyla bana çevirdi 'ben telefonunu almadım ya onun' ağlamaya benzer sesler çıkararak söylemesi komiğime gitmişti. 'E nolcak gideriz yarın tekrar bulursun kızı hem bende yararlanmış olurum' göz kırparak ona baktım karşılık olarak üstüme çıkıp bana sarılmıştı 'seni çok sevdiğimi söylemiş miydimm' diyerek yanaklarımı öpmeye başladı. Bu sırada yanımıza Alexis geldi bizi tekrar böyle bir durumda yakaladığı için hoşuma gitmedi ama bir şey demedim. Hannayı üzerimden itip Alexise baktım. O da diğer şezlonga uzandı. Hanna hemen benim yanımdan kalkıp onun yanına gitti ve heyecanlı heyecanlı bana anlttığı şeyleri ona da anlatmaya başladı. Onlar muhabbet ederken bende onları izliyordum. Mutluydum keyifliydim daha ne olabilir ki.