Pazartesi sabah erkenden kalkıp okula gittim ve Hanna'yı beklemeye başladım. Gece kendi evinde kaldığı için birlikte gelmemiştik ancak Hanna dan önce Alexis le karşılaştım. Şuan karşımda bana doğru yürüyen bir afet vardı ve ben onu süzmekten kendimi alıkoymadım. 'Selam' ' Selam akşam geç saatte aramışım kusura bakma sadece olayı çok uzatmayayım dedim' o konuşurken yüzündeki mimikler çok hoşuma gitmişti ' sorun değil bende çok uzatmak istemiyordum zaten iyi yaptın çıkışta birlikte geçeriz eve o zaman' 'tamamdır o zaman ben kaçar görüşürüz' el sallayarak uzaklaşmasını izledim.
Vay canına gerçekten harika bir poposu vardı . Düşüncelerimi bölen Hanna ile Marcusun birlikte kapıdan girmesiydi . Gülüşerek gelmeleri dikkatimi çekti. Hanna beni görünce ikiside yanıma gelmeye başladılar. Sandalyeyi çekip oturduklarında Hannaya kaş göz harkeeti yapıyordym ama salak hiçbişey anlamıyordu . 'Sorunmu var bişey mi oldu ' Marcusun bana seslenmesiyle ona doğru gülümseyerek kafamı çevirdim ' hayır hayır dalmışım' kafa sallayarak etrafa bakındı sonrada arkadaşlarını görünce bize bir dakka işareti yaparak masadan kalktı.
'Salak ne anlamıyosun o kadar kaş göz yapıyorum' Hannanın kafasına vurarak söylediğim şey onu kızdırmışa benziyordu 'ne vuruyosun aptal öyle salak salak hareketleri nasıl anlamamı bekliyosun' 'neyse tamam ne iş siz' göz kırparak söylemem onu biraz utandırmıştı 'çok tatlı sadece konuşuyoruz bişey yok yani' 'hadi hadi sen götürürsün çocuğu' üzülerek bana baktı kafasını sağa sola sallayıp 'galiba hoşlandığı birisi var boşver ben fakülteye gidiyorum' diyip apar topar kalktı. Acıdım bi an öyle görünce bende Marcusa bakındım ama göremeyince bende kendi fakülteme gittim bu ders ortak ders olduğu için anfide işlenecekti o yüzdem büyük anfide kendime rahatça yer bulup oturdum ve önüme bi kitap açıp okumaya başladım.
Uzun bir blok dersin ardından kendime gelmek için sert bi kahve almaya kantine gitmiştim. Baya uzun bir kuyruk vardı sanki herkesin dersi bitmişte buraya yığılmış gibiydi bende bu kadar sırayı bekleyemeyeceğim için bahçeye çıkıp büyük bi ağacın altına hırkamı serip oturdum ve telefonuma ilgilenmeye başladım.
Son bir dersim kalmıştı ondan sonrada kurtulacaktım. Telefonu karıştırırken annem aramaya başladı . Mecbur bende açtım 'Alo anne' ' merhaba kızım kusura bakma okuldasındır hemen söyleyip kapatıcam' 'sıkıntı yok daha yeni çıktım dersten noldu' 'senin evine yeni bi hizmetçi ayarladık onu söyleyeyim dedim' 'yeni dediğine göre katherine değil galiba hı?' 'Evet değil onu kardeşlerinin yanında kalmasında karar verdim' ' Tamam öyle olsun teşekkğr ederim' ' Ne demek annem kendine iyi bak görüşürüz' 'Görüşürüz anne' telefonu kapatıp şaşkınca ekrana bakmaya başladım ilk defa annemle bu kadar samimi konuşmuştum.
Önüme konan kahveyle tekrar şaşkınca kafamı kaldırdım. Tabikide Hanna. Her zaman bana neyin iyi geleceğini bilir. ' Ne bakıyosun telefona öyle şaşkın şaşkın' 'Annem aradı ya eve hizmetli bulmuş yeni bi tane' ' Ohh hele şükür bittimi seninle kalma sürecim' bunu söylemesiyle omzuna sahteden yumruk attım 'Ne varmış be benle kalmanda yemedim ya seni pis' bana gülerek bakması benide güldğrmüştü.Son dersi de atlattıktan sonra arabama doğru yürürken adımın seslenilmesiyle arkama baktım. Alexis i görmemle ev olayını unuttuğumu hatırladım. Ama onu gördüğümde bir anlık lezbiyen oldum tanrı aşkına bu nasıl bi güzellik siyah saçları rüzgardan uçuşurken o da uzun ve ince gösterişli bacaklarını kapatmayan eteğini tutmaya çalışıyordu. Gülerek ona bakıyordum arabaya yaklaştığında kapıları açtım ve binişini izledim kafamı sallayarak ardından bende bindim. Kafamı sağa çevirdiğimde onun baba bakıyor olduğunu farkettim. 'İyi misin' hala bana bakarken ' iyiyim teşekkür ederim' ' o zaman eve geçiyoruz istersen ondan önce yemek yiyelim' 'bence evi gezdikten sonra bir yerlere gidebiliriz' 'pekala bana uyar' diyip arabayı fakültenin otoprakından çıkardım ve yola koyulduk.
Eve geldiğimizde katherine ve benim gibi aslında herkes gibi Alexis te ilk başta bakakaldı ardından kendini toparlayıp gülümseyerek bana baktı. Kapıyı açtıktan sonra ona elimle buyur işareti yaptım. İçeriyi ona gösterirken yeni hizmetlininde geldiğini farkettim. O da bizi görünce 'hoşgeldiniz efendim anneniz haber vermiştir size' diyerek bana bakmaya başladı 'evet evet hoşbulduk haberim var biz biraz evde takılıp çıkacağız tekrar' 'peki efendim' diyerek mutfağa geri gitti. Alexis i ilk önce salona götürdüm. 'Evettt burası salon zaten farketmişsindir' diyerek ona döndüm. 'Evet baya büyükmüş' kısık sesle 'öyledir' diyerek onu belinden ittirerek ilk kattaki odaya doğru yavaşça ittim.
Ve böyle böyle ona evi gezdirdim ve birlikte deniz kenarı bir kafeye geldik. Yanımıza bi garson çocuk geldi ve ikimize de menü uzattı . Gözlerini Alexisten çekmezken sinir olmuştum. Alexis çocuğa bakmadan istediğini söyledi ve bana bakmaya başladı ama hala çocuk ona bakıyordu.
Şimdi sıçtım ağzına 'Acaba ben senin o sikik gözlerini oymadan önce sevgilimden çekicek misin hı?' şirince gülümseyip çocuğa baktım. O bana şaşkınca bakıp siparişimi almadan arkasını dönerek hızla içeriye doğru gitti. Sinirli gözlerimi Alexis e çevirdiğimde bana gülerek baktığını gördüm. Hay ya harbi daha demin kıza sevgilim dedim. 'Özür dilerim bazen böyle abaza erkeklere sabrım dayanmıyorda' diyip kafamı başka tarafa çevirdim. 'Evet farkettim' diyip üzerinde çok durmadı ama bana ne kadar gülerek baksada utandığını anlayabiliyordum en azından yüzüne bakınca anlamıştım.