13. "Huzur"

121 5 15
                                    

Önceki bölümlerde karakterlerde isim karışıklığı olmuş. Fark etmediğinizi düşünerek söylemeyeceğim :3 Fark edenlerde bu sırrı sonsuza kadar saklasınlar tşk ajsksk

medyada bir adet kıskanç Rüzgar var ♡.♡

Hiç tahmin etmeyerek karşılaştığım bu tepkiye karşılık ne yapmam gerektiğini düşündüm bir iki saniye. Adresi verip onu buraya gelmesini beklemek ve Ertunç'la karşılaşmasına neden olmak, yapılacak en son şey olmalıydı zira düşüncesi bile savaş sirenlerinin çalmasına neden oluyordu beynimde. Hayır, hayır. Onları karşılaştırmamalıydım.

"Ben gelirim" diyerek sessizliği bozdum. Ne düşünüyordu, nasıl bir durumdaydı bilmediğimden söyleyeceğim sözleri dahi seçmekte zorlanıyordum.

"Bekle o zaman almaya geleceğim ama önce adres." Sesindeki otoriterlikten öpesim geldi bir anda. Beni korumaya çalışması o kadar hoştu ki... Özlemiştim bu duyguyu.

"Tamam" diyerek adresi verdim. Ertunç meraklı gözlerle bakarken, ben ise mahçuptum. Adresi verip telefonumu kapattığımda bir açıklama yapmam gerektiğininde farkındaydım.

"Üzgünüm" dedim sesime olabildiğince zayıf bir ton yükleyerek. "Bir işim çıktı." Yüzündeki ifade değişirken, sanki birşeylere anlam yüklüyormuş gibiydi.

"Arayan sevgilin miydi?" Pekala. Beklemediğim bir soru olduğu, yüzümdeki şok ifadesinden açıkça belli oluyordu.

"Hayır" dedim direk. "Yani... Hayır." Bir süre duraksayan sesim, olumsuzluk yüklü tek bir kelimeyle sonuçlanmıştı. Ne diyecektim ki başka?

"Anlıyorum..." Sakince, ve üstünde durarak vermişti bu cevabı. Bozulmuştu sanırım. Haklıydı da.

"Bir daha ki sefere Eser'i de getiririz. Hem ona da değişiklik olur" dedim gülümseyerek. Amacım gönlünü almaktı. O da tebessüm ettiğinde bir nebze de olsa rahatlamıştım.

Acele ederek ama bir yandan da Ertunç'u yalnız bırakmamaya özen göstererek olabildiğince yavaşça çıktım kafeden. Sahile gelmesini istemiştim Rüzgar'ın ve geldiğinde de yanımda Ertunç'u görmesini istemiyordum. Sohbet ederek indik merdivenlerden. Yola ulaştığımızda, kaçarak gitmemek adına biraz daha konuşmak istedim. Hem daha yeni yeni iyi olan aramızdaki ilişkiyide zedelemek istemiyordum.

"Yeni şarkı listemizi hazırladın mı? Sıra sende unutma" dedim ufak bir hatırlatma yaparak. Söyleyeceğimiz şarkıları sırasıyla hazırlardık genelde. Bu, ikimiz için de en iyi yöntemdi.

"Az kaldı henüz bitirmedim. Yeni birkaç şarkı eklemek istiyorum ama pek bilinen şarkılar olmadığından ezberlemen gerekebilir."

"Sorun değil ama erkenden hazırla ki, çalışabilme imkanım olsun. Bilmediğim şarkılar olursa, bu haftaya hazırlayamayabilirim kendimi."

"Tamamdır" gülümsemesine karşılık verirken. Kısa bir vedalaşma faslıyla ayrıldım yanından. Yolun karşına geçerken Rüzgar'ı gördüm. Arabasına yaslanmış tam olarak bana, -bize bakıyordu. Yüzündeki ifade, az önceki sohbet kısmımızı ve Ertunç'u gördüğünü açıkça ifade ediyordu. Derin bir nefes alarak karşıdan karşıya geçtim ve yüzüme yerleştirdiğim en tatlı gülümsemeyle baktım ona. Yanına vardığımda sarılmak için parmak uçlarımdan destek alarak uzandım bu sefer ona doğru. Boy farkımız çok yoktu ama ben ona oranla çok daha minyon kalıyordum.

"Bin" dedi başıyla arabayı işaret ederek. Yüzündeki ifadeyi değiştirmeden bakışlarını yolun karşısındaki malüm kişiye yönlendirdi. İkiside bir birini görmüştü ve bu bakışma bir nevi tanışma içeriyordu, fazlasıyla soğuk bir tanışma... Arabaya bindiğimde bir kaç saniye sonra oda geçti yanımdaki yerine.

Temmuz'a Düşen Rüzgar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin