14. Bölüm

137 6 12
                                    

Medyada münasip olmayan bir modda Ceren ve de düşünceli olan bir adet Rüzgar var :3

Bölüm Rüzgar'ın Ağzından devam ediyor...

Telefonumun ekranının aydınlanmasını sağlayan mesaj, mükemmel geçen günüme gölge düşürmeye yetip artmıştı bile. Temmuz'un resmini görmek ilk defa rahatsız etmişti sanırım beni. Ben daha resmin neden gönderildiğine anlam veremezken, yeni bir mesaj daha gelmişti. Ve bu sefer her şey anlam kazanmıştı.

"Hala görüşmek istemiyor musun?" Gelişi güzel bir küfür savurdum bu sefer. Resmi yeniden açma gereği hissettim. Uzaktan çekilmiş bir resimdi bu. Çalıştığı yerin önünde, akşam vakti çekilmişti. Yüzünde gülümsemeden eser yoktu. Belki düşünceliydi... Ama en önemlisi, haberi yoktu fotoğrafının çekildiğinden.

Telefonumun rehberini açarak hızlıca Ceren'in numarasını buldum ve aradım. Büyük ihtimalle arayacağımı bildiğinden bekletmeden açmıştı telefonu.

"Hayatım?" Hayatım kelimesini duyar duymaz kaşlarımın çatılmasına engel olamamıştım. Önceden de böyle hitap ederdi ama o zaman pek umursamazdım. Şimdi ise, ilk defa bu denli rahatsız etmişti  beni... Sesindeki tondan da, yüzündeki ifadeyi tahmin etmem zor olmamıştı. 

"Neredesin?" dedim olabildiğince sert olmaya çalışarak. Uğraşmama gerek kalmamıştı gerçi. Sesimin bu denli tok ve sert çıkması, beni bile şaşırtmıştı.

"Beni mi özledin?"

"Soruma cevap ver" diyerek kısa kesmesi adına telkinde bulunmaya çalıştım. Ya bu kız beni delirtecekti, ya ben onu.

"Evdeyim, istiyorsan gelebilirsin. Yüz yüze konuşuruz... Adresi vermeme gerek yok sanırım?"

"Geliyorum." Yüzüne kapattığım telefonu yandaki boş koltuğa attım ve arabayı çalıştırarak uzun zamandır uzak durmaya çalıştığım o adrese yeniden gitmek için gaza bastım.

...

Evin önüne ulaştığımda, ayaklarım geri geri gitsede öfkem buna engel olarak çoktan fazladan birkaç adım atıyordu... Kapıya ulaştığımda düşünmemeye çalışarak hızlıca bastım zile. Beklediğim gibi çok geçmeden açılmıştı. Karşımda, üstüne giydiği dekolte vari kıyafetle her zamanki Ceren duruyordu. Beni gördüğünde daha da fazla gülümseyerek, içeri geçmem için kenara çekildi. Yaptığı harakete uyarak içeri girdim. Dümdüz ilerleyerek koridorun sonundaki odaya girdim. Arkadamdan geldiğini bildiğimden ona doğru dönerek direk konuya girdim.

"Attığın mesaj," diye başlandığım cümleyi ufak bir nefes alışla kestim ve iyi hissettiğimde ise devam ettim, "ne demek oluyor?"

Yüzündeki gülümseme genişlerken, aramızdaki mesafeyi kapatmayı tercih etmişti. "Rahatla" dedi fısıltıyla karışık. Kolumun üzerinde gezdirdiği elini ittim önce. Yaptığım harekete karşılık her zamanki gibi gülümsedi. "Son zamanlarda değişen tavrını göze alarak, buna neden olabilecek şeyleri araştırmaya karar verdim Rüzgar. Ve bil bakalım ne buldum? Temmuz adında ufak bir kız."

Yüz hatlarımın gerilmesine, vücudum eşlik etmişti. Herşeyi ti ye alan ben şimdi ufacık bir lafta sinirleniyordum. Yaptığım hatayı fark ederek rahatlamaya çalıştım. Onun istediğide buydu ve şimdi sinirlendiğimi görmek daha da hoşuna gitmişti. İstediğini ona vermeyecektim.

"Senin gibi orasını burasını göstermediği için küçük diyorsan pekala ama yaşı adına konuşuyorsan, onun olgunluğunun seninkini kolaylıkla alt edeceğine hiç şüphem yok."  dedim bir çırpıda. Düşünmeden konuşan bir adam değildim pek. Ama ilk defa, düşünmeden ağzımdan çıkan bu sözleri beni rahatlatmıştı. Şimdi, gülümseme sırası bendeydi. Ceren ilgi yoksunu bir kızdı. Genelde böyle anlar dışında, pek bir sorunumuz olmazdı ama Temmuz girdiğinden beri hayatıma, çok az görüşmüştük ve sanırım onu çıldırtan da bu olmuştu. Az bile dayanmıştı aslında.

Temmuz'a Düşen Rüzgar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin