1.Bölüm

971 44 1
                                    


Lanet olsun! Dakikalardır burada Deaton'un dükkanındaki çekmecelerini karıştırıyorum ama çöl kurdu ile ilgili tek bir bilgi bile yok! Eğer en kısa zamanda bir şeyler bulamazsam çöl kurdunu kaybedecektim. Şu sessizlikte bile kafamda bin bir soru işareti vardı. Neden ailemi öldürmemi istemişti? Neden böyle öfkeli biriydi? Belgeler! Belki Deaton buralarda bir yerde çöl kurdu ile ilgili bir şeyler yazmıştır, ki maalesef çöl kurdu ile ilgili bir belgede yok! Harika! Ve en son Breadenle sıkıştırdığımız adamdan alabildiğimiz tek bilgi ise çöl kurdunun en son Kanada yakınlarında görüldüğünü, uçakla seyahat etmeyeceğini, oldukça güvenlik kameralarından uzak durduğunu ve rehine olarak Deaton'u aldığını söyledi. Ama hal bu ki, onu yine bulamıyorum. Karşımda ki dosyalarda bir şeyler çıkar sanırım. Bu ses?

" Yine mi aramalara başladın? Onu asla bulamayacaksın."

Ah Theo!

Tanrım bu çocuk neyin peşinde?

"Belki de seni öldürmeliyim!"

Yandan sırıttı. "Evet bunu istiyorsun, ama yapamazsın çünkü benden çok hoşlanıyorsun."

Bu gerizekalıyı dövmek istemiyorum fakat kendisi kaşınıyordu ve ben şuan Theo'yu döverken zevk almıyor değildim. Ağzı kan içinde kahkaha atıyor! Bu salak canına mı susadı? Pekala madem onun için bu eğlenceli bende yumruklarımı kullanmaktan çekinmem.

"Onu bulmana yardım edebilirim!"

"Nasıl!"

"Dread doctors.. Onlar herkesi bulabilir..."

"Pekala."

"Yarın okulun soyunma odasına gel."

"Sana güvendiğime pişmam olmam umarım!"

"Umarım Malia..." Ve yine o yandan sırıtışını yaptı. Ağzında ki kanı tükürdü. Ve çıktı. Artık eve gidip dinlensem iyi olur. Yarına hazırlıklı olmalıyım.

*Ertesi gün*

"Şaka yapıyorsun, değil mi?" Bu aptal elindeki iğneyle bana ne yapabileceğini sanıyordu?

"Yardım edeceğime söz verdim Malia. Ve edeceğimde."

"O elinde ki şey Deaton'u bulmama yardım edecek mi ki?"

"Hayır" Derin bir nefes aldı "Korku Doktorları'nın ameliyathanesindeki bir şey bunu yapacak. Seni oraya götürebilirim ama nerede olduğunu görmene izin veremem."

"Göz bağı diye bir şey duydun mu?"

"Bir çakal üzerinde işe yarayanı duymadım."

"İçinde ne var?"

"Kurtboğan"

Ne! Bu çocuk benimle oyun mu oynuyor?

"Liam'ın üstünde kullandıklarının aynısından. Etkisi fazla sürmeyecek ve kalıcı yan etkileri yok."

"Sana neden güveniyim Theo?"

"Güvenmemelisin, ama güveneceksin." Ve yine güldü. "Çünkü çöl kurdu burada olabilir ve Scott'un patronu çoktan ölmüş olabilir."

"Scott'a kötü haberi vermek ister misin? Deaton'un ölmesinin, senin suçun olduğunu söylemek ister misin? Çünkü neredeyse çöl kurdu'na peşinden gelmesi için meydan okudun."

Evet haklıydı. Eğer Deaton ölürse bu benim suçum yüzünden olurdu. Ve ben Deaton'un ölmesini istemiyordum. Yapmayarak pişman olup 'Keşke' diyeceğime, yaparak pişman olmayı tercih ederim. Bana o kurtboğanı aşılaması için ilerledim. Gözlerim elindeki kurtboğana ve gözleri arasında mekik dokuyordu.

"Daha yakına gelmen gerek."

Bunu gözlerimin içine bakarak demesi de....

Bir adım daha attım.

"Daha yakına.." dedi. Gözlerinin içine bakarak emin adımlarla ilerledim. Boynumu uzattım, saçlarımı geriye çektim. Boynumu tuttu ve gözlerime bakarak aşıyı damarlarıma enjekte etmek için yakınlaştı.

"Yap!"

O sinirden ve ağrıdan uzayan dişlerim ve çıkan pençelerim ile olduğum yerde bayıldım. Acıyı en küçük hücrelerime kadar hissediyor fakat gözlerimi açamıyordum. En son hatırladığım şey ise Theo'nun kucağında arabaya bindirildiğimdi...

SECRET|THALIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin