Gözlerimi açtığımda el ve ayak bileklerimden bağlıydım. Neredeydim ben? Şuan bulunduğum yer bir dişçi koltuğuna benziyordu. Sağıma dönüğümde Theo ameliyatta bulunan malzeme masasına benzer bir masada bir şeyler ile uğraşıyordu. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı!
"Bu da ne böyle?"
"Önce güvenlik." dedi. "Çöl kurdunu bulmana yardım edeceğimi söyledim. Fakat kolay olacak demedim." Kolarrıma baktı ve "Bu bağlar kendine zarar vermemen için Malia... Ya da bana..." Eline eski zamanlarda pilotların taktığı gözlüklere benzer bir şey aldı. Bir düğmeye bastı ve düğmenin göz çerçevelerinin etrafından demirler çıktı. Ah!
"Hadi ama!" isyan etmekte haklıydım.
"Kimeraları izlemek için korku doktorları bunları kullanıyorlar. Belli bir frekansı arayıp ona odaklanıyor. Kimeralara, onlara özel titreşim verdiler." Ah hadi ama bu deli ötesi bir aletti gözümü çıkarmayacağını nereden bilebilirdim?
"Peki bu Deaton'u bulmama nasıl yardımcı olacak?"
"Olmayacak." NE! "Bir çakalı bulmana yardımcı olacak."
"Ah evet! Annemi..." yarı katil bir öl kurdu da diyebiliriz. Ona "Anne'm" demek bile zor geliyor benim için.
"Çünkü doğaüstü yaratıkların da kendi frekansları vardır." Vee bir adet çok bilmiş Theo!
"Ne yani Fizik mi öğreteceksin? Yoksa küçük işkence aleti görünümlü 'çöl kurdu arayıcısını' kafama koyup şu işi başlatacak mısın?" Tanrım umarım, gözüm sağ çıkarım buradan.
" Tam olarak bulmak istediğin kişiye odaklanmalısın Malia. Onun bir anısıyla aranda bağ kurmalısın." Sahi mi Theo? Onunla aramdaki tek anı ailemi öldürdüğüm gece elinde tabancayla arabamızın önüne dalmasıydı. Odaklanmalıydım.
"Onun hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum." Diye yalanladım kendimi. Başka bir yol olmalıydı.
"O zaman başka bir şeyler düşün. Kazayı düşün." Huh! Açıkcası Theo şuan kuyruğuma kuyruğuma basıyordu.
"Bu biraz acıtacak." Biraz mı? Ah seni düşünceli sosyopat, bunu düşünememiştim bile ne kadarda incesin...
"Umrumda olduğunu mu sanıyorsun?" Evet! Umurumdaydı gözüm çıkabilir! Neden bu çocuk gülümsüyor. Tabii gülümser bunu kendim isetdim.
Siktir! Bu ağrı ne lanet olsun! Binlerce kez lanet olsun. Ona güvenen aklımı... Gözlerimi açamıyorum.
"Gözlerini kapatma! Açık tut Malia!"
"Tutamıyorum! Açık tutamıyorum! Acıtıyor."
"Aç." Bağırdı. "MALIA, GÖZLERİNİ AÇ!"
Açtım,
Deaton evet o orada ama bağlı. Çöl kurdu! Orada o bağlıyor!
"Dolunay, söylüyorum sana... Dolunay olmalı."
Gözlerimden o maske çıkınca derin nefesler almaya başladım sanki her derin nefes alışımda gözlerime girip çıkan demirlerin boşluklarından sert rüzgarlar girip çıkıyordu!
"Nerede olduğunu biliyorum. O... O burada. O Beacon Hills'te."....
Okula dönmüştüm. Hemen Scott'a ulaştırmam gerekiyordu haklı çıkmıştı! Soyunma odasına girdim. Liam! Liam'a söylersem o Scott'a ulaştırabilirdi. Karşısına geçtim,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRET|THALIA
Fiksi Penggemar"Daha yakına gelmen gerek." Bunu gözlerimin içine bakarak demesi de.... Bir adım daha attım. "Daha yakına.." dedi. Gözlerinin içine bakarak emin adımlarla ilerledim. Boynumu uzattım, saçlarımı geriye çektim. Boynumu tuttu ve gözlerime bakarak aşıyı...