Yaşlı bir teyzenin fazlasıyla dik bir yokuşu çıkamaması gibi birşeydi bizimkisi . Çıksa bile o yaşlı teyzenin bayırın yarısında nefesi kesilip öleceği belliydi . Fakat o yaşlı teyze öleceğini bile bile inatla bayırı tırmanmaya çalışıyordu . Işte bizim hikayemiz de böyleydi . Öleceğimizi bile bile o bayırı çıkmaya çalışıyorduk . Şu an daha yolun başındaydık . Fakat ben yavaş yavaş yolun ortalarına doğru geldiğimizi hissediyordum . Haberi görmemizin üzerinden koskoca 3 gün geçmişti fakat biz hala ne yapabileceğimiz konusuna bir çare bulamamıştık . Şuan yerimizi bulamamıştı belki fakat eninde sonunda bulacaktı işte . Hissediyordum sonumuz git gide yaklaşıyordu . Düşüncelerim daha fazla beni boğmadan yavaşça yattığım yerden doğrulup ayağa kalktım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım . Mutfağa yaklaştıkça burnuma nefis kokular geliyordu . Kokular çoğaldıkça karnımın daha çok acıktığını hissediyordum . Mutfağa girdiğimde gördüğüm manzayla koskocaman bir kahkaha patlattım . O sırada Girdap'ın gözleri beni buldu ve benim güldüğümü görünce o da olanlara hafif bir tebessümle karşılık vermişti . Ne mi oluştu ? Koskoca Girdap ULUSOY baştan aşağıya unlar içerisindeydi . Daha fazla içimde nükselen kahkaha hormonlarımı bastırarak Girdap'ın önünde durduğu tezgahın üzerine oturdum ve tezgahın üzerinde duran yeni yıkanmış çileklerden yemeye başladım .
" Girdap bu ne hal ? " diye sorduktan sonra hafifçe kıkırdadım . Eliyle yüzünü sıvazladıktan sonra sabır dilercesine yukarı baktı . Gözleri tekrar beni bulduğunda ;
" Bak ya sen şu işe biz hanımefendiye güzel kahvaltı hazırlayalım , hanımefendi bize bu ne hal diye sorsun .. Senin yüzünden ne hallere düştüm Gölge .. " dedi hafif bir sinirle .
" Tamam tamam ya teşekkür ederim ama çok komiksin şu an . " deyip tekrar kıkırdadım . Bu sefer dayanamadı o da güldü .
" Bu kadar eğlence yeter sana küçük hanım ben şimdi duş alıyorum sen de güzelce oturup kahvaltını yapıyorsun .. "
" Bence seni beklemeliyim baksana şu haline benim için ne zahmetlere girmişsin ." diyip tekrar kıkırdadığımda ,
" İtiraz yok küçük hanım.. Bu arada ben duştan çıkana kadar kahvaltını bitirip hazırlanmış ol işlerimiz var . " dedi ve seri adımlarla merdivenleri çıkarak gözden kayboldu .
Ben de büyük bir iştahla kahvaltımı yaptıktan sonra bütün mutfağı toparladım ve odama geçip hazırlanmaya başladım . Altıma mavi kot pantolonumu , üzerime siyah düz uzun kollu tişörtümü ve siyah zımbalı deri ceketimi giydim . Siyah converslerimi de giydim fakat karnımdan dolayı eğilemediğimden düşmemeye dikkat ederek Girdap'ın odasına geldim . Kapıyı tıkladım fakat kimse cevap vermeyince Girdap' a bir şey olduğunu sandığımdan hızla kapıyı açtım ve bağcıklarıma takılıp karnımın üzerine düştüm . Düşerken çok ses çıkarmış olmalıyım ki Girdap ağzında diş fırçasıyla koşarak yanıma geldi .
" Gölge iyi misin ne oldu ? "
" Şeyy iyiyim galiba ... Ben karnımdan dolayı eğilip bağcıklarımı bağlayamadım da sen bağlarsın diye kapıya geldim işte kapıyı tıkladım fakat sen ses vermeyince sana bir şey oldu sandım o yüzden alelacele kapıyı açtım ve bağcıklarım birbirine dolandı . Sonuç , düştüm . "
" Ahh be Gölge .. Gel otur şöyle bağlıyayım bağcıklarını ... Yada dur sen neden bağcıklı ayakkabı giyiyorsun ki .. En son ayakkabılıkta bağcıksız siyah bir convers görmüştüm o senin değil mi onu giyseydin . "
" Benim de aşağı inmeye üşendiğim için giymedim ... " dediğimde öyle derin bir iç çekti ki sanki o an benim içimdeki bütün acılar o çektiği nefesle beraber onun ciğerlerine yükselmişti . Ayakkabılarımın bağcığını bağladıktan sonra üzerimdeki ceketi düzeltti ve yatağın üzerine fırlattığı diş fırçasını alıp tekrardan odadaki banyosuna doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladı . Tamamen gözden kaybolduğunda kendimi yatağa bıraktım ve düştüğümün acısının parmak uçlarıma kadar hissetmeye başladım. Acının geçmesini umarak yattığım yerde cenin pozisyonu aldım fakat fayda etmedi. Başımın dönmesini umursamayarak lavaboya doğru koşmaya başladım . Lavabonun önüne geldiğimde Girdap beni gördü ve kaşları çatıldı . Hemen koşarak yanıma geldi ve beni kucağına aldı . Bilincim yavaş yavaş kapanırken kendimi içinde kaybettiğim o lacivertimsi gözlere baktım . Gözlerinde endişe , telaş , tüm duyguların hepsi çok bariz kendini belli ediyordu fakat yüzü ... Bir buz kütlesi kadar sertti . Gözlerinde kendimi kaybettiğim adama sanırım aşık olmuştum . Gözlerimin önüne perdeler inmeden önce gördüğüm son şey aşık olduğum adamın lacivert gözlerinin artık siyaha dönüşmüş olmasıydı ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
Teen FictionGökyüzü ve Yıldız'ının Hikayesi ... Bir Adam ; Esareti altina aldığı kadınını korumaya ant içmiş , Kusursuz lacivert renginde olan gözlerini bir daha ışıkta açmamak adına Gölge'sinin kanatları altına sığınan, Her ne kadar duygusuz görünse de duygul...