Bölüm 8

74 5 4
                                    

Bir Gökyüzünün Yıldızı olmak bambaşka duygulara sokabiliyordu insanı . Ben benim yada bizim Gökyüzümüzün bir yıldızıydım . Ben Girdap'ın yıldızıydım . Zamansız ve ansızın hayatıma giren bir adam ne kadar da herşeyim olmuştu . Kisa zamanda kazanmiştım onu . Tüm acılarıma ilacım olarak gönderilmişti sanki bana . Sahi ben onu hak edicek ne yapmiştım ? Bu zamana kadar sürekli yaşadığım hayattan şikayet etmekten , intihara kalkışıp sürekli vazgeçmekten başka neler yapmistım da böyle mucizevi bir adamla karşilaşmiştım . Girdap zehirdi . Zehirliydi . Fakat ben onun zehirinden şifa buluyordum . Bir insan sevdiği adamın zehirinden şifa bulabilir miydi ? Zehirden şifa bulunur muydu ? Bir adam bu zamana kadar herkese kör olan gözleri nasıl iyileştirebilirdi ? Uyuşturucu bağımlısı olan bir insani bütün emekleriyle uyusturucudan vazgecirebilir miydi ? Ya da bu zamana kadar yaşadıklarını bir nebze de olsa unutturabilir miydi ? O yapıyordu . Canlı örneği bendim . Üzerimdeki etkisi gözle görülüp elle tutulabilecek derecede fazlayken her günün her geçen saniyesi ona daha çok bağlanıyordum . Aramizdaki çekimi her gören fark edebilirdi . Ben onun söylediği kelimesine kadar aşıktım . Her olayda son nefesimi onun yaninda alıyordum . Ona delicesine güveniyordum . Bana yalan söylemedigini biliyordum . Fakat bugün " Araba bakmaya gidiyorum . " derken gözlerini benden kaćırmisti . Fark etmedigimi zannediyordu fakat ben onun her zerresini ezbere bilirken mimiklerini unutmami beklemezdi herhalde degil mi ? Açıkçası bekleseydi kendi aptalligı olurdu . Kafamda dönüp duran deli soruların coğunu yanitlamaya çalışsam da basaramayacağımı anlayınca vazgectim . Ne düşünürsem düşüneyim sonuç hep mutsuz sona bağlanıyordu . Bu zamana kadar olaysız bir günümuz gećmediģinden her zamankine gore daha dikkatliydik . Şehirden kilometrelerce uzak olan evimizde tek basıma Girdap'ı beklerken olabilecek seçeneklerin hepsini yani onun basına gelebilecek zararların hepsini kafamda kurgulamistım . Şu an çozüm yolu arıyorum . Saćmaladığımın farkındaydım ama bu seferki olaylardan sonra daha çok kuruntu yapmaya başlamıştım. Tabiatımda vardı . Üst kattaki yatak odamizdan tıkırtılar geldiginde yerimde sıćradım . Tıkırtılar daha da hızlanırken telefonumu elime kaptiģım gibi Girdap'ın numarasını tuşladım . Aradım , aradım , aradım en son acmayınca çareyi Gencay'ı aramakta buldum . Onun da telefonu mesguldeydi kahretsin . Titreyen ellerime raģmen tekrar Girdap'ın numarasıni tusladım . Bu sefer daha uzun çaldırdım . Tam ümiďimi kesip telefonu kapatıcakken Girdap'ın sesini duydum .

" Efendim güzelim . "

" Girdap .. Yukarda birileri var çok tıkırtılar gelmeye başladı . Korkuyorum . Girdap .. "

" Gölge bak güzelim sakın korkma tamam mı ? Gökyüzüne bakıp derin derin nefesler al az kaldı güzelim geliyorum ." Dedikten sonra telefonu hızlı bir şekilde kapattı . Ben gökyüzünü izlemeye çalişırken tıkırtılar hala devam ediyordu . Korkuyu iliklerimde hissediyordum . Girdap'ın arabası ani bir manevrayla evin önünde durduğunda kosarak kapıyı açtım . Girdap arabadan indi . Evin çatısına baktığı anda " Siktir ! " diye bagirarak yukari koşmaya başladı . Ben de pesinden . Yatak odasına çıktığımızda gördüğüm manzarayla dondum kaldim . Buz kesildim adeta . Etraf kan kırmızı rengindeydi . Her yer . Yukarıdaki camdan akıtılan kan rengindekı sıvı belki de kan odanın büyük bir kısmını kaplamiştı . Girdap'a baktığımda gözleri tek bir noktaya takılı kalmistı . Yatagın üzerinde kanla yazılmiş olan o yazıya ;

" Bu sizin renginiz .
Bu bizim rengimiz .
Bu hepimizin rengi .
Bu sonunuzun rengi . "

🌟🌟🌟🌟🌟

Bir olayın şokunu atlatamadan diğerine geçmekten hislerim bile karmaşık durumdaydı . Odanın halini gördükten sonra dayanamayıp koşarak odadan çıkıp kendimi dışarı atmiştım . Şu an evimize en yakın olan sahilde oturmuş boş gözlerle etrafı inceliyordum . Bu Hitap degildi . Bu başkasiydı . Hitap bu kadarına cesaret edemezdi . Bundan adım gibi emindim . Ama sorun şu ki bizim bu kisinin kim olabileceği hakkında bile fikrimiz yok . Ağriyan başıma dayanamayıp eşofman üstümün şapkasını kafama geçirdim ve şakaklarımı ovuşturdum . Düşüncelerim zihnimde dans edermisçesine dolaşırken bu da baş ağrımı körü körüne tetikliyordu . Başımın ağrısı çekilmeyecek kadar çoģaldığında hızla ayağı kalktım . Paytak adımlarla da olsa eve ulaşmayı başardım . Eve geldiģimde Gencay'ın arabasını kapıda gördüm . Kafamı kaldırıp evin çatısına baktığımda o iğrendiğim renkle tanıştım . Beynim anında rengi tanırken bedenim hareketsizdi . Bir süre sonra kendime geldiğimde yavaş adımlarla yukarıya çıktım . Kapı aralığından içeriye baktım . Girdap odada Gencayla konuşuyordu . Kapıyı hafifçe ittirdim ve içeriye adım attım . Etrafa bakmamayı kendime tembih ederken gözlerimi Gencay'ın hemen yanında duran Armina'ya çevirdim . Hafif de olsa gülümsemeye çalıştım . Bu ağlamadan önceki son gülümsememdi koşarak Armina'ya sarıldığımda o da bana sarıldı . Şu son zamanlarda ne yaşadıysak hepsi benim yüzümdendi . Fakat Armina ve Gencay ne olursa olsun bizim yanımızda kalmayı tercih etmişlerdi . İşte gerçek dostluk buydu bana göre . İkisi de benim için kardeşten de öteydi . Yavaşça gözyaşlarımı sildim ve Armina'dan ayrıldım . Hafifçe yerimde sendelediğimde Girdap hemen elini belime yerleştirerek ağırlığımı ona vermemi sağladı . Desteğine anında karşılık verdim . Daha sonra Gencay ve Armina odadan çıktılar ve odada sadece Girdap ve ben kaldık .

GİRDAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin