" Anne bak ; Gölge ablam bu işte . Ben onu resimde görmüştüm . Bize geri gelmişş . Yaşasın ! "
Duyduğum sözlerle olduğum yerde çakılı kaldım . Bir süre o küçük çocuğun söylediklerini hazmetmeye çalıştım . Donmuş gözlerle onları incelerken o küçük çocuk koşarak yanıma geldi ve boynuma atıldı . Minicik elleri ve bedeniyle kocaman sarılmaya çalıştı bana . Ben şoktan sarılışına karşılık vermeyince biraz bozulsa da sarılmaya devam etti . Rahatsız olduğumdan onu kendimden uzaklaştırdım . Ben onu kendimden uzaklaştırınca yüzü daha çok düştü ve gözleri doldu . Dayanamadım bu sefer ben sarıldım . Dedim ya yine minicik elleriyle ve bedeniyle kocaman sarıldı bana . Daha sonra bana sarılmayı bıraktı ve karşıdaki bir kadınla adamın yanına gitti ve onların ortasına geçip ellerini tuttu yüzündeki memnuniyet veren ifadeyle .
" Dedim size ben . Bakın ablam işte . " diye sevinçle konuştu çocuk yine . Ben hala şok olmuş gözlerle onları incelerken karşıdaki kadın bir anda bana doğru geldi ve sarıldı . Gözlerim açılabildiğinden daha fazla açıldı kadın bana sarıldığında .
" Kızım . Benim annecim bak geldim . Bir daha asla bırakmayacağım seni . Nasıl da özledim yavrum . " der demez daha da şiddetli ağlamaya başladı .
" A-an-anne .. " diyebildim fısıltıdan da az çıkan sesimle . Boğazım düğümlenmişti çünkü . Bir kelime daha konuşsam sular seller gibi ardı kesilmeyen göz yaşlarım kendini salacaktı bundan emindim . Annem bana daha sıkı sarılırken bir el omzuma dokundu . Gözlerim omzuma dokunan elden yavaşça o kişinin gözlerine çıktı . Bu o karşımdaki adamdı . Babamdı . Bu sefer ben atladım babamın kucağına . Sımsıkı sarıldım ona . Bu sefer dayanamadım salıverdim gözyaşlarımı . Annem de sarıldığında ikisinin de o kendilerine has kokularını doyasıya içime çektim . Ailem . Buradaydı işte . Kısa bir anlığına da olsa mutlu olduğumu hissettim . Kısa bir süreliğine de olsa mutluydum . Ta ki Hitap'ın sesini duyana kadar .
" Ha-ha-ha . Ne güzel bir aile tablosu . Sanırım ağlayacağım . " dedikten sonra yüzüne o iğrendiğim gülümsemesini yerleştirdi . Annem ve babam benden ayrıldıktan sonra ona yalvaran gözlerle baktılar . Sanırım neler olacağının farkındalardı . Annem hızlıca cebime bir şey sıkıştırdı ve bana son kez sarılırken kulağıma ; " Eğer bana bir şey olursa bunu mutlaka oku kızım seni seviyorum . " dedi ve babamın elinden tutarak Hitap'ın yanına geçti .
" Anne , baba gelsenize buraya . Neden o pisliğin yanına gidiyorsunuz anne . Ya gelsenize ! " diye bağırdım avazım çıktığı kadar . Ama annem gözlerimin içine bakmayı reddetti . Babam da öyle . Küçük çocuk ise Girdap'ın arkasına saklanmıştı .
" Bu kadar yeter ! " diye bağırdı Hitap ve belinden bir silah çıkardı . Silahı görür görmez tüylerim diken diken oldu ve vücudun titremeye başladı . Titreyen ellerimi belime götürüp belimdeki silahı çıkarıp Hitap'a doğrulttum ben de .
" Aklından bile geçirme Hitap ! Sakın aklından bile geçirme seni öldürmem tek kurşunumu alır . Ve emin ol şu anda bunu yapıp pişman olmayacak kadar gözüm kara . " diye bağırdım Hitap'a . O ise gülerek ;
" Titreyen ellerinle mi ? Güldürme beni Gölge . Bu başladığımız oyunun finali . Finalde hem sen hem de Girdap ağır hasarlarla kalacaksınız . " dedikten sonra eli silahın namlusuna gitti . Namluyu bir çırpıda çektikten sonra eli anında tetiğe gitti ve o sırada 4 el silah sesi duyuldu . Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım . Açtığımda ise elimde silahın olmadığını fark ettim . Gözümü yana çevirdiğimde silahım Girdap'ın elindeydi . Gözlerimi korkarak anne ve babama çevirdiğimde bütün duvarlarım üzerime yıkıldı . İkisi de yerde kanlar içinde yatıyordu . Biri koşarak yanıma geldi ve bana sarılarak önümdeki o iğrenç görüntüyü kapattı . Armina'ydı bu . Kokusundan tanımıştım . Gözlerim dolu dolu oldu kardeşim dediğim insana sarılınca . O ağlıyordu . Dayanamadım ben de ağladım . Armina benden hafifçe ayrıldı ama bana destek olmaya devam ediyordu . Beni yavaş yavaş arabaya doğru götürdü ve arabanın kapısını açarak ön koltuğa oturttu . O sırada mahalleye gelen ambulans siren sesleriyle her yeri inletti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRDAP
Teen FictionGökyüzü ve Yıldız'ının Hikayesi ... Bir Adam ; Esareti altina aldığı kadınını korumaya ant içmiş , Kusursuz lacivert renginde olan gözlerini bir daha ışıkta açmamak adına Gölge'sinin kanatları altına sığınan, Her ne kadar duygusuz görünse de duygul...