Meriç

13 3 1
                                    

Bay ukala sınıfa girdiği andan beri karnımda çok büyük bir acı hissediyordum.
Ismini söyledikten sonra hemen boş bir yere oturmuştu.
Bende onunla aynı ortamdan bulunmaktan mı yoksa ona karşı içimdeki öfkeden mi bilmediğim bir nedenden karın ağrısı çekiyordum.
Hemen ayağa kalktım ve öğretmenden izin alarak dışarı çıktım.
Tüm
Sınıfın ve onun çıkarken arkamdan baktıklarını tahmin edebiliyordum.
Dışarı çıktığımda derin derin nefes almaya başladım.
Daha sonra merdivenin  üstüne arkamı okula dönecek şekilde oturdum.
Daha sonra kendi içimdeki savaşımı başlattım.
Tamam o pislik yüzünden küçük düştüm,bana iftira atarak kaçtı ama ben onun seviyesine inmeyeceğim ona inat dik duracağım.Bunu başaracağım yapacağım
- Tamam Gökçe sen başarbilirsin,yaparsın
-Elbette yaparsın,sen çok güçlü bir kızsın
-evet ben çok güçlüyüm ,kimse benim hayatımı altüst edemez
-Hiçkimse mi?
-evet hiçkimse
dur bir dakika hayır yine mi

Hemen arkamı döndüm ve evet yine iç sesim sandığım çocuk
-Neden hep beni kandırıyorsun,dedim kızgın bir bakış atarak
-Hayır seni kandırmıyorum sadece hep konuştuklarına şahit oluyorum.
Dedi  gülümseyerek
-Ama benim iç sesimin görevini alıyorsun,dedim ve önüme döndüm oda yanıma gelip oturdu
-tamam bir daha yapmam.
Neden burdasın peki
-Dersteyken karnım ağrıdı bende izin aldım
-iyi misin şimdi
-evet temiz hava iyi geldi.
-Temiz hava ,dedi ve derin bir nefes aldı ve,gerçekten güzelmiş,
-Sen neden derste değilsin, hani derse yetişmek için koşuşturup duruyordun.Sonrada

-Sonrada sana çarptım.
-Ama benim hatamdı.
-yani,işte bu yüzden kayıt işlerim hal edilemedi bende ilk derse giremedim ama kayıt işlerim  tamamladım, ikinci derse girebileceğim .
-Seninde ilk günden önüne çıkıp hayatına...
-Hayatıma renk kattın
-evet siyah renk ,bunun üzerine gülmeye başladı
-Aslında kendine haksızlık etme siyahta güzel bir renktir.
-Yani,bencede .Ama insanlar siyahın güzelliğini görmeyecek kadar ilginçtir.
-Aynen öyle.
Tam kalkmış gidiyordu
-Şey....adın
-Meriç
-Teşekkür ederim Meriç beni dinlediğin için
-Teşekkür ederim Gökçe
herşey için
dedi ve gitti.
Bende okulun etrafında birkaç kez gezdikten sonra zilin çalmasıyla içeri girdim.
Sınıfa girdiğimde tüm okulun sınıfa toplandığın söyleyebilirim.
Benim gibi birkaç kızın  dışında herkes bu kibir yığının yanına gelmişti.
Sınıfa girdiğimde bana  göz kırptı bende onu sinir etmek için ona dil çıkardım ve yerime geçip oturdum.
Karar vermiştim tüm olanları unutup eski Gökçe olmaya devam edecektim.
"Eski Gökçe gibi kimseyle uğraşmamaya "
Ders zili  ile  tüm kızlar sınıflarına geçmişti.
Yalnız kalan kibir yığını  sınıftaki

    kızlarla konuşmaya başladı.
Tüm kızların tamamdır sıra  bunda diye düşünmüş olacak ki bana döndü ve
-Hey baksana
,Midem bunu bir kez daha kaldırmaz dı,
Bende kitabımı okumaya devam ediyordum.
Ama o tekrar tekrar bana seslenince dayanamayıp ona dönüm ve
-bir şey mi dedin,
-Adın ne senin
-nüfus müdürü falan mısın hem sen bu kalabalıkta unutursun.

-Anlamadım
-Nedense hiç şaşmadım
dedim ve öğretmenin içeri girmesiyle cevap veremeden önüne döndü.
Sinirlendiğini derste ikide bir arkasına dönmesinden ve bana o anlamsız bakışlarını atarken anlayabiliyordum.
Aferin

GÖKÇE.Şu hareketinle bir sıfır öndesin
Ders boyunca sınıfta onun gibi birisinin olmadığını söyleyen iç sesimin sayesinde ders çok iyi geçmişti.
Ancak zil çalıp o kibir yığınını görmemle daldığım rüyadan uyandım hem de yataktan düşercesine.
Ha şimdi
  ona daha güzel bir isim buldum."kibir yığını " ona
bay ukala dan daha çok yakıştı.

Yanıma geldi ve bana bakarak
-sen dersten önce bana birşeyler söylemiştin ya şimdi onları bana açıklamalısın
gerçekten salak mı bu çocuk ne dediğimi anlamadı mı ?
Tam bir faciasın kibir yığını .
benim açıklamaya hiç niyetim yoktu.Nasıl kurtulurum diye düşünmeye başlayınca içeriye birkaç kız girdi yaşasın!
Ona baktım ve en içten ve en keyifli gülüşümü gösterdikten sonra
-Maalesef o kafatasındaki saman yığınına bunu açıklayamam ,sen iyisi gelenlerle ilgilen ,diyerek gelen kızları göstererek hızlıca yerimden kalktım ve kapıya doğru yürüdüm.Zavallı
  Başına toplanan onca kızın arasından sıyrılıp bana laf yetiştirmeye çalışırken o kadar da

  komikti ki ...
Evet
Gökçe iki sıfır öndesin.

Ders  bitiş zilinin çalması ile o kibir yığınının yüzünü görmemek için koşar adımlarla dışarı çıktım.
Allah ım ne gündü ama
Önce kütüphaneye kitapları bırakmaya gidecektim.
Dönüşte eve yürüyerek giderim diye düşündüm ve kütüphaneye  otobüs ile gittim.
Kitapları bırakıp yerine hafta sonu için birkaç kitap aldım.
Kütüphane

Ev arasında birkaç km yürüme mesafesi vardı.Her zaman bunu yapardım.Hiç bir zaman yorgun olmazdım ama bugün galiba günün yorgunluğundan kaynaklı olacak yolu yarılamadan yorgun düşmüştüm.
Bende yolun üstünde  bulunan parkta biraz oturmak istedim.
Parka gittiğimde bir bank bulup oturdum.
Yanıma gelen bir kaç köpeği okşadıktan sonra bugünü hayatımı düşündüm.
Son günlerde çok yorulmuştum.
Gerçekten benim hayatım çok sıradandı ama bugünlerde üst üste gelen onca şey
*Sende Gökçe görende ne yaşadın sanır sadece bir kez karakola düştün ve sınıfına
yeni gelen çocuk yüzünden küçük durumuna düştün o kadar *

Eğer biraz daha oturursam hava kararacaktı hemen çantamı kapıp yoluma devam ettim.
Ama sizce ben evime hiçbir şey olmadan gidebilir miyim?
cevap veriyorum Hayır.

Bir Aşk HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin