Kafeden çıkıp eve döndüm.Eve girince abimle karşılaştım.üstüne sadece düğünlerde giydiği takım elbisesi vardı.Traş olmuştu.saçlarını joleleyip yukarı kaldırmıştı.
Bende uzun bir ıslıktan sonra
-Abi çok yakışıklı olmuşsun ,nereye gideceksin
-Dün çalıştığım yere birkaç kişi geldi .Mühendis arıyorlarmış benim mühendis olduğumu öğrenmişler.
-ee abi,dedim en heyecanlı sesimle
-esi abicim artık koca bir şirketin mühendisiyim,
demesiyle hemen koşup boynuna sarıldım.
-Biliyordum abi bir gün herşeyin iyi olacağını.
- bugün gidip bir akşam yemeği yiyeceğiz şirkettekilerle tanışacağım,
bensiz idare edersin.
-Alıştım abi
-biliyorum ama bugünden sonra bitecek,bundan sonra akşam yemeğini ve kahvaltıları birlikte yapacağız.
diyerek elleri ile başımı sarıp saçlarımdan öptü.
-Seni çok seviyorum abi,dedim
-Bende seni çok seviyorum
dedi ve çıktı.
-nasıl bir gündü ama diyerek kendimi yatağıma attım.Birkaç saat sonra abim geldi koşarak yanına gittim.
-Nasıl geçti?
-Çok iyi yarın sekiz de iş başı yapıyorum.
dedi ve elindeki hediye kutusunu bana uzattı.
-Bu ne abi,dedim aynı zamanda paketi açıyordum.
-Güzel kardeşime bir hediye ,
Paketi açtığımda içinde bir telefon vardı
-Abi ne gerek vardı şimdi buna
-Artık işteyken sesini duymak istediğimde seni arayabileceğim.
Bir kez daha kocaman sarıldım.
yorucu ve keyifli bir günün ardından derin bir uyku çektik.
*:*:*
sabah abimi işe gönderdikten sonra okula gittim.
Sabahki mutluluğunun tarifi yoktu.
Canım abim yaaaOkula gelirken abimin sevinci dışında düşündüğüm bir şey daha vardı.Dün çocuğun kafasına yemeği döktün de bu şimdi senden intikam falan almak istemesin.
Bence ister sen en iyisi dikkatli ol.
Okula geldiğimde sanki herkes bana öfke ile bakıyormuş gibi hissetmem normal miydi acaba
Bana bakanlara rağmen gayet rahat bir şekilde hareket ederek sınıfa gidiyordum.
Sınıfın kapısına geldiğimde kibir yığının içerde oturduğunu gördüm.
Benden önce gelmişse kesin bir şey planlamıştır diye düşündüm.
Ve tam sınıfa girecekken vazgeçip bilgisayar odasına gittim. Bilgisayardan birkaç ödevimi yaptıktan sonra kibir yığını ve Meriç hakkında bir araştırma sayfası buldum.
Ödevlerin ve bazı kimseler hakkında bulduğum sayfanın bir çıktısını alarak tekrar sınıfa döndüm.
Sınıfa geldiğimde bunun birşey yapacağından kesinlikle emindim.Ama tek sorun ne yaptığını bilmiyor olmam.
Oturmadan önce sıramda yapıştırıcı olup olmadığına baktım.
Ne ,olur mu olur bundan herşey beklenir.
Sonra yerime oturdum.Ne yalan söyleyeyim bu fırtınadan önceki sessizlik beni çok korkutuyordu.
Günün
bitmesine az kalmıştı ama ben günün böyle sakin bitmesini bir türlü anlayamıyordum.
Otobüsü beklemek için otobüs durağına geldim.Birkaç dakika otobüsün gelmesini bekledim ama bir türlü gelmedi bende yürüyerek gitmeye karar verdim.
Yolda yürürken bugünün sakinliğini düşünüyordum.
Geçen günkü olaydan sonra hiçbir şey olmamıştı.
Hiç birşey.
Gökçe sen en iyisi bir köprüden atla olsun bitsin sende kurtul bizde kurtulalım.
Eve doğru gidiyordum birden eli silahlı birkaç adam gördüm bana doğru geliyorlardı yüzlerindeki maskeye bakılırsa banka soymuşlardı.
Ben de onları görünce hızlıca hareket etmeye başladım amacım dikkat çekmemekti ama maalesef beni görmüşlerdi.
Koş Gökçe koş.Nereye koşayım daha geçen gün hırsızın teki vurmadımı tekmeyi bana
Hemen yanıma gelip beni iki kolumdan tutup benimle beraber yürümeye başladılar herkes görmesin diyede maskelerini çıkarıp silahlarınıda hırkalarını arkasından bana doğruttular.
-Sakın yanlış bir şey yapma ,hemen dur ve bir taksi çevir.
-tamam diyerek elimi geçen taksilere durması için işaret ediyordum.
Ama hiç kimse durmadı.Sonra yanımıza bir araba yaklaştı.Bu kibir yığınıydı.Hayır bunu ona yapamazdım.
Pencereyi açarak
-Selam Gökçe
-Yok karıştırıyorsunuz beyfendi ben Gökçe değilim.
-hayır işte sensin Gökçe
Yanımdakiler bana dönüp
-Tanıyor musun bu adamı?
-hayır ilk defa gördüm.
-Yalan söylüyor aynı sınıfta okuyoruz .. arkadaşız
Ne arkadaşı salak ben seni kurtarmaya çalışıyorum sen ise gelmiş kendini zorla tehlikeye atıyorsun
-hadi o zaman diyerek benimle beraber Eren in arabasına bindiler.Ben bir adam ile arkaya oturmuştum,diğeri de Eren in yanına geçti.
Bizim salakta hala uykuda
-Ee,siz Gökçe nin nesi oluyorsunuz
-sanane sen sür
, diyerek silahını gösterdi Eren in yanındaki,
zavallı neye uğradığına şaşırdı.
-Ne oluyor siz kimsiniz,Gökçe bana şaka falan mı yapıyorsun sen ?
-hı,başka işim yoktu gelip sana şaka yapayım dedim bu tabancada oyuncak,salak mısın sen bunlar soyguncu bizde bunların rehineleriyiz.
-Ne !..
Yeni anlamış olacak herşeyi
-Seni kurtarmak için tanımamazlıktan geldik ama anlayan oldu mu
-Niye açık açık söylemiyorsun,bende
-Sende ne,beni bunların elinde bırakıp kaçacak mıydın
-Ne yani şimdi daha mı iyi ,senin yüzünden
-Kendin kaşındın,dedim o da
-Beyler ben çok zenginim eğer beni bırakırsanız size çok para veririm
kibirli olduğu kadar bencilde beyefendi
-Ya,ben ne olacağım
-Sen bi sus burda uzlaşmaya çalışıyoruz
-Ne uzlaşmak ama
-Bakın ben şarkıcıyım eğer beni yanınızda tutarsanız sizi hemen yakalarlar
Şarkıcı mı?Bu mu?Şimdi anlaşıldı o kadar kızın neden bunun peşinden koştuğu
-Sen şarkıcı mısın
-Bilmiyor muydun?
-Bilmem mi gerekiyordu
-Yani hiç mi duymadın
-Kim bilir ne kadar kötüysen
-Ben şarkıdan anlamıyorum demiyorda
-Ne..
Tam cevap veriyordum
yanımdaki adam
-Ahh,amma konuştunuz kesin sesinizi dedi
Sonra Eren e dönüp
-Gevezelik yapmayı bırakta yola bak yanlış bir hareketini görürsemElindeki silahı kafama dayayarak
- kızı vururum.
Ne beni mi
Aferin Gökçe hayatın normal diye endişeliydin şimdi mutlu musun peki . ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Hikayesi
RomanceHayatımızın olmassa olmazı denilen şey aşk Yalnız iki kalp... Aralarındaki sevginin engeli ne para ne ün ne de aileler Tek Engel var oda kendileri