(Stella defile yapmamaya karar vermiş)
Bugün tatilden dönüyorduk. Ama gitmeden önce biraz olsun yüzmek istiyordum. Sky'ı da aldığım gibi suya koştum. Gerçekten su berrak ve lezzetliydi. Hey! Tabii ki tadına bakmadım! Olay şöyle oldu; Stella beni suya itti ve su yuttum, bu kadar! Herneyse, Sky'la birlikte yüzdükten sonra sıra bavul hazırlamaya geldi. Ama önce duş almalıydım. Sihir çok az olduğundan dolayı, sadece köpek kulübesinden de küçük bir banyo oldu. Takmadım ama. Gittim ve duşumu aldım. Daha sonra herkese seslendim;
"Herkes duşunu alsın!" Bunu dememin sebebi hepimizin de yüzmüş olmasıydı.
"Tamamm!" Dediler ama onlardan önce Sky gelip duşunu aldı. Bende bavul hazırlıyordum. 2 dakika sonra bir telefon sesi duydum. Benim telefonumdan değildi ama. Bir baktım ki Sky'ın telefonu burdaydı. Ona birisi sesli mesaj göndermişti. Dinlemek istemiyordum aslında. Ama kayıtta bir kız ismi vardı; "Diaspro" ses kaydını dinledim:
"Sky, Bloom'la birlikte olunca herşeyi unutuyorsun öyle değil mi? Oysa ben burdayım, ve hep senin yanındayım. Bloom asla bir Prenses olmadı ve olamaz, bana gel Sky, eski değil taze olan sevgiline...!" Diyordu kız telefonda. Telefon elimden düşüyordu az kalsın ama Sky duştan çıkınca kendime geldim. Hemen telefonu geri koydum. Sky geldi, ve benim yüzümü görünce onun da yüzü düştü.
"Neyin var Bloom?!"
"..."
"Bloom??!"
"Hiç birşeyim yok benim anladın mı Sky?!!" Dedim ve nihayet (!) biten bavulumu alıp uzaklaştım. Sky bana bakıyordu, ama ağzı açık bir şekilde.
Daha sonra bütün herkes hazırlanınca, bir tane teleferiğe atlayıp yola çıktık. İnternet olan bir yere gidecektik ki Müdire ile bağlantıya geçebilelim. Neyse, yolda Lockette hava almak istediğini söyledi ama bu soğuk havada kaybolacağını söyleyip onunla beraber üst pencereden kafamı uzattım. Sonra Lockette bağırarak içeri girdi. Birkaç saniye sonra da Stella ve kızların tiz çığlığını duydum. İçeri girdim bende. Nolduğunu sordum ve bana aynı anda;
"Bloom... teleferiğin ipi KOPUYOR!!!!" Diye bağırdılar. Bende bir çığlık attım. Çünkü çok yüksekteydik ve dönüşemezdik, çünkü sihir yok! Hemen bir plan yaptık. Ama ben YAPTIIIM!!
Herneyse planımı uyguladık ve hepimiz pencereden çıkıp beklemeye başladık. Şu an hepimizde uçak gibi ama minik birşeye tutunuyorduk. Sonra ip iyice kosaldı ve sonunda koptu. Bizde kendimizi saldık. İki dakika sonra yerdeydik. Ben tamamen kara gömülmüştüm ama sadece ayaklarım havadaydı. Hemen doğruldum. Sonra Winx'e ve Sky'a şöyle dedim:"Ah başardık! Biliyor musunuz kızlar... ve Sky... ben bir süredir sizden ümidi kesmiştim, yani bunu da başarabiliceğinizi sanmıyordum, kısaca sizlere güvenim azalmıştı...!" Dedim ve boynumda kolye gibi birşey belirdi 'kalpli' ama sonra yok oldu.
"Ah? O da neydi böyle?!" Dedim.
"Bu Charmix, bir peri zayıf yönlerinden kurtulduğunda kazanır!" Dedi Chatta.
Sonra bütün kızların boynunda kolye belirdi. Yıldızlı, sol anahtarlı vs. Sonra bütün kızlar bana sarıldı. Pixieler de bize sarıldı ve sonra hep birlikte;
"WİNX EN BÜYÜK!!!!" Dedik ve ellerimizi birbirimizin üstüne koyduk... tabii pixielerde...
Merhaba arkadaşlar bölüm güzel oldu bende uzun bir süredir şu Charmix bi gelsin istiyordum ve nihayet geldiiiiii... Umarım bölümü beğenirsiniz... daha doğrusu, bayılırsınız... ;))))) Ha arkadaşlar aklınızda bulunsun Flora'nın Annesi: Alicia Babası: Rodos...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Winx Club
FanfictionArkadaşlar geçenki yazdığım Winx Club doğru haliydi. Burda ise tamamen kendim uyduracağım... Ama kendi filmindeki doğrulardan da olur yani...