2.Bölüm- Mayıs Akım

382K 13.7K 4K
                                    

Elbette Unutamadıkların Olacak!

"Güney! Ben çok yoruldum dur biraz." Dedim yere oturarak. Nefes nefese kalmıştım. Spor salonunda dövüş dersi veriyordu bana. Haftanın her günü burdaydık. Babamda arada gelip, kontrol ediyordu tabi bizi.

"Hadi ama Ezgi! Daha iyisini yapmalısın olmuyor! Kalk" Dedi Güney, kum torbasına vurarak. Bu çocuk enerjisini nerden alıyordu!? Su şişesinin kapağını açıp, hayvancasına içtim. Daha sonra bitmiş şişeyi yere atarak ayağa kalktım.

"Boyum uzamış mı sence?" Diye sorduğumda Güney durup gözlerime baktı.

"Her şey boyunda bitmeseydi iyiydi. Ama beyin ve güç daha çok gerekiyor sana. Hem mantıklı hareket edersin hemde güçlü bir kız olduğunu farkına varabilirsin." Dediğinde gözlerimi devirdim. Ona 100 kere demiştim 'Ben güçlü bir kız değilim' diye. Ama o bana inanmamakta ısrar ediyordu.

"Pekala, devam!" Dedim ve Boks eldivenlerimi taktım. Güneyin karşısına geçip yumruk atacağım sırada, kolumu belimde yakaladı. 'Ahh' diye ses çıktı dudaklarımdan.

"Güney ne yapıyorsun? Canım acıyor!" Dedim daha fazla dayanamayarak. Güney kafasını kulağıma doğru yaklaştırıp, konuştu.

"Kampa gidiyorsun. Hazırlansan iyi olur, Aileninde haberi var bu durumdan. Orda daha iyisini yapacağından eminim" Dedi Güney sıcak nefesini boynuma vererek. Geri çekilince, hemen arkamı dönüp bileğimi ovdum.

"Ne kampı Güney? Hani seninle her şey olacaktı?" Dedim üzülerek. Güney bana doğru gelip, karşımda durdu. Ellerini omzuma koydu

"Bak Ezgi. Hırslısın, Her şey hemen olsun istiyorsun. Tamam bunlar güzel bir şey fakat onların karşısına çıkacağın zaman ne yapacağını bilemediğin an, seni bir böcekmiş gibi ezmeye devam ederler. Her şeyi bana bırak demiştim sana. Sen sadece keyfini çıkar tamam mı? Bende geri dönüp, okuluma devam edeceğim. Her gün konuşuruz merak etme" Güneyin bana açıklama yapmasını dinlerken onun benimle ne kadar çok ilgilendiği düşünüyordum. Şu 4 ay içinde fazlasıyla görmüştüm.

"Peki" Diyebildim. Haklı olabilirdi denemekten başkada çarem yoktu.

"Pekala, bugünlük bu kadar. Git ve hazırlan. Akşam yolcusun." Deyip beni kapıya doğru sürükledi.

"Heey! Benden kurtulmak için mi, yapıyorsun bunu? Eğer öyleyse zaten gidiyorum. Kurtuldun!" Dedim kollarımı göğüsümde birleştirerek.

"Senden kurtulmak isteseydim, buraya ilk geldiğin zaman boks eldivenine kafa atmanla kurtulurdum. Ama gel gör ki, 4 aydır seninleyim" Dediğinde gözlerimi kıstım.

"Abart, hemen abart!" Diyerek ona sırtımı döndüm ve kapıdan çıkmak üzereyken bana seslendi.

"Ezgi!" Dönüp ona baktım.

"Efendim?" Dediğimde bana gülümseyerek baktı.

"İsminden hoşlanmadığı belirtmiştin. Değiştirmek istiyor musun?" Diye sorduğunda düşünmeye başladım. Adımdan aslında memnundum. Ama bana doğduğum andan beri kötü şanslar getirip duruyordu. Ve ben artık Ezgi ismimi kullanmak istemiyordum.

"Evet. İstiyorum." Dedim kesin bir sesle.

"Pekala, ne olmasını istiyorsun?" Diye tekrar soru yöneltince Güney, aklıma doğum günüm gelmişti. İlkbaharda doğmuştum, Mayıs ayının 15'inde. Bu hayatta tek sevdiğim şey Doğum günümdü. Uğurlu rakamlarım bile 5-10-15'ti. Bana bu sayılar uğur getiriyordu. Doğum günümünde uğur getireceğine emindim.

GRİ: DEĞİŞİM(RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin