1.Bölüm- Yalan

620K 16.5K 9K
                                    

Medya: Ezgi

HERKESİN DUYGULARI VARDIR. UNUTMAYIN!

"Ezgi! Uyandın mı, kızım?" Saçlarımı tarayıp, gözlüklerimi taktım. Suratım içinde, hergün kullandığım kremleri sürdüm. Annemin seslenmesine karşı, hızlı bir şekilde odamdan çıktım. Merdivenleri indiğim gibi mutfağa geçtim.

"Geldim Anne!" Dedim ve kahvaltı masasına oturdum. Portakal suyumu yudumlayıp, Babamın sesiyle ona baktım.

"Okulun nasıl gidiyor?" Diye sordu Babam.

"4-5 hafta içinde, bir okul ne kadar güzel giderse o kadar güzel gidiyor Baba. Daha yeniyim ama kötü giden bir durum yok" Dedim. Babam ise gülümseyerek kafasını salladı. Kahvaltımı yapmaya devam ettim.
"Kızım, servisin geldi" Dediğinde Annem, yerdeki çantamı alıp, hızlı adımlarla evden çıktım.

Her şey o kadar güzel gidiyordu ki, ben bile şaşırıyordum. Hayal ettiğim ve kazandığım liseye her gün heyecan içinde gidip, geliyordum. Kendi başarımla ve tüm emeğimle. Bu benim için büyük bir başarıydı. Bu liseye çalışmadan da girebilirdim. Ama istememiştim, bununla beraber kendimide fazlasıyla yormuştum ve sonuç harikaydı! Ama şöyle bir şey var ki, okulumun müdürü hakkında iyi şeyler söylemeyeceğim. Müdür o kadar umursamaz ve tuhaf birisi ki, anlamakta zorlanıyordum. Böyle bir insanı ilk defa görüyordum. Bunun nedeni ise, Okulda ara sıra kavgalar oluyordu. Kavga edenleri ne ayırabiliyor, ne disipline gönderebiliyor, ne de okuldan atabiliyordu. Gerçekten bu durum açıklanacak gibi değil. Öğretmenler araya girse bile, ertesi gün o araya giren öğretmen mucizevi bir şekilde ortadan kayboluyordu. Korku filmi gibiydi anlayacağınız. Elimden geldiğince derslerime odaklanıyordum. Tüm bu olayları kitaplarda okuyup, sonuçlarını bildiğim için diğer kızlar aksine tercihim görünmez olmaktı.

Sonunda servis durduğunda, yavaş adımlarla servisten indim. Kolumdaki saate baktığımda ise Dersin başlamasına 20 dakika var olduğunu gördüm. Okulun kantin katına ilerledim. Bir kahve isteyip, beklemeye başladım Kahvem hazır olduğunda ise hemen aldım. Tutabileceğim bir sıcaklıktaydı.

"Teşekkür ederim" Deyip kahveme dikkat ederek, Okulun bahçesine çıktım. Çardak aramya başladığımda, çoğu çardağın dolu olduğunu gördüm. İç çekerken, neden şu okula bank değilde Çardak yapmayı akıl etmişler diye düşünüyordum. Tek başıma sakin kafayla kahvemi içip, ders notlarını incelerdim ne güzel. Boş bir çardak gördüğüm gibi hızla yürümeye başladım. Bir sarsıntı yaşadığımda refleks olarak önüme baktım. Esmer bir kıza çarpmıştım ve kahve suları elime sıçrarken, bir kaç damlada çaptığım kıza damladı.

"Ben, ben çok özür dilerim. Biler-" Cümlemi tamamlamama izin vermedi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen! Kör müsün? Şişko olduğunu görebiliyoruz da, körlükte mi eklendi? Şu halime bak! En sevdiğim bilekliklerime geldi! Ve senin körlüğün yüzünden bu halde salak! Kiloların kadar da biraz önüne baksaydın!" Gözlüklerimi düzeltip, çarptığım kıza baktım. Benden uzun boyluydu. Kafamı hafif kaldırıp ona baktım. Neler diyordu böyle? En hassas noktam kilolu olmamdı. Çünkü küçükken hastalıkların en kötüsünü geçirmiştim, kilom yüzünden. Yaşama olasılığım, Ailemin anlattığı kadarıyla %30'tu. Doktorların umudu olmasada Ailem benim için her şeyi yapmış. Hayata son anda bağlanıp, yaşama olasılığımı %99'a çevirmişim kendi ellerimle. O zamandan bu zamana kadar tüm her şeyi kendim yapmak istemiştim. Bu okula hak ederek kazanmam, Derslerimde kendi başarımla yükselmem, tamamen bundan geliyordu. Gözlük takmamın nedeni ise fazla kitap okumam ve derslere fazla bağlılığım sonuçu durum bu noktaya geldi. Doktor bana bir gözlük verdi. Suratımın kötü olduğunu biliyordum ama maalesef ergenlik sivilceleriydi bunlar. Hangi kız ergenlik dönemini sivilcesiz bir şekilde geçirirdi ki zaten? Ama galiba benim biraz fazlaydı. Buna rağmen dert etmiyordum. Elbet geçecekti, ve ben o günün gelmesini dört gözle bekliyordum.

GRİ: DEĞİŞİM(RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin