Nerdeyse sabah oluyordu. Yavuz Bey ve doktor da nihayet gelmişdi.
Dr hemen Stella nın yanına gitti. Uzun bekleyişin sonunda odadan çıkıp dışarıda bekleyenlere yaklaştı.
"Yapılacak her şeyi yaptım. Kanamayı durdurdum. Ama çok kan kaybetmiş. Durumu çok kritik."
Fatma telaşla sordu.
"Ne demek istiyorsunuz doktor bey?"
"Acil müdahale gerekli."
Yavuz öfkeyle konuşmaya katıldı.
"Ne duruyorsunuz! Müdahale edin ozaman!."
Doktorun çaresizliği yüzünden okunuyordu.
"Üzgünüm Onu bu şartlar altında kurtarmam mümkün değil. Hastanede olsa ..."Fatma sözünü kesti.
"Götürelim o zaman!"
"Yetişebileceğini sanmıyorum. Dışarıdaki havayı görmüyor musunuz? Son dakikalarında işkence etmeyelim. Burakın yatağında huzurla uyusun. Çok vakti yok. Biran önce onunla vedalaşmalısınız!" Dedi doktor üzüntüyle.
Acı sonu çaresiz kabullendiler. Fatma hanım ve Suna hemen Stella nın yanına girdiler. Stella kucağındaki bebeğe bakarak zorlanarak konuştu,"Ona ilk ve son kez bakıyorum."Fatma Stella nın konuşmasını kesti. "Böyle konuşma daha çok günleriniz olacak."
Stella devam etti konuşmasına. "Hayır biliyorum vakit geldi. Gidiyorum artık. Senden son bir şey istiyorum Fatma abla. Ona güzel bir yuva bul. Onu yanına al diyemem. Bunu senden isteyemem biliyorum. Senin durumun da ortada tek başına kaç kişi doyuruyorsun. Onu güvendiğin bir yere ver ama arada kontrol et iyi mi diye bak. "
Sonra boynundaki madalyonu çıkarıp Fatma ya verdi. "Bunu bana babam vermişti. Aile yadigarı. sende zamanı gelince ona verirsin."
Suna daha fazla dayanamadı ve ağlayarak dışarı çıktı. Kocasına sarıldı, içeride olanları ona anlattı.
Yavuz bey dikkatle dinledi ve düşündü. Sonra karısının gözlerine bakarak,"Eğer istersen! Yani bunu gerçekten istiyorsan onu biz alabiliriz."
Suna nın duymak istediği sözlerdi bunlar. Evleneli neredeyse beş yıl olmuştu ama hala bir çocukları yoktu. Gitmedikleri doktor, denemedikleri kocakarı kalmamıştı civarda.
Doktorlar bir sorun olmadığını söylüyor,olur zamana bırakın diyordu. Ama hâlâ bir çocukları yoktu.
Suna daha sıkı sarıldı kocasına ve onun ellerini tutup Stella nın yanına götürdü.
"Stela eğer kabul edersen, emanetini biz korumak istiyoruz."
Stella, Suna yı güçlükle duyabiliyordu . Suna deva etti. "Bunu Yavuz da çok istiyor. Öyle değil mi Yavuz?"
Yavuz bey başıyla onayladı karısını. Suna tekrar devam etti "Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun. İnan bana onu da çok seveceğim. İkimiz de! Söz veririm sana."
Stella Fatma ya baktı sen ne dersin der gibi. Fatma başını öne eğdi ve Stella nın az önce kendisine verdiği madalyonu Suna nın avuçlarına bıraktı. Suna madalyonu sıkıca tuttu öptü ve teşekkür etti ağlayarak.
Stella nın son sözleri, "Stella ya iyi bak Suna! " oldu.
Sonra gözlerini bir daha hiç açmamak üzere derin uykuya kapattı.
Annesi gitmeden yavrusuna kendi adını vermişti. Fatma küçük bebeği Stella nın kucağından aldı ve yeni ailesine teslim etti şöyle diyerek; "Minik Stella annesi gibi güzel Stella. Umarım bahtın da onunkine benzemez."
Beğendiyseniz lütfen sol alt köşedeki yıldıza basınız. Yorumlarsanız daha da çok mutu olurum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUĞULU CAM #WATTYS2016 Kitap Oldu
RomanceWATTYS 2016 KAZANANI Zorluklarla başlayan bir hayat. Çok karmaşık devam eden bir yaşam Doğmadan önce çizilen yaşam çizgisi değiştirilebilir mi? Küçük bir kasabada yaklaşık bir asır önce hüzünle başlayan hayat. Hiç akılda yokken başlayan yasak duy...