Ktant dayanamayıp söze başladı:"şimdi oyuna devam edecekmiyiz?" diye sorunca Yinki"ne oyunu?...."diyerek soruya soruyla cevap verince Henh araya girdi"bak size söylemiştim manzara iştahınızı kapatır" deyip güldükten sonra sözüne devam etti"yemeğinizi yeyin ondan sonra konuşur, bakışırsınız " dedi ,onlara konuşma hakkı vermeden yemeğine daldı.
İkisininde yanakları kızamıştı. Ama şu gerçeğinde farkına varmışlardı manzaraları yani birbirlerine bakmak iştahlarını kapatmıştı, zorla tabaklarını bitirince Henh aniden ayağa kalkınca ikiside şaşırarak ona bakarken o"ama çay manzaraya karşı daha lezzetli olur" deyip yine hep beraber gülmeye başladılar. Çaylar gelince herkes birbirine bakıyorlardı ilk kim söze başlayacak diye, en sonunda Henh dayanamadı ve "siz neyi çözemediniz anlatın da bende anlayıp size anlatayım" dediğinde Ktant biraz utana sıkıla konuya başladı"bizim bu oyunu devam ede-"demesine kalmadan Henh sözünü kesip "ne oyunu?" demesiyle Ktant Yinki'ye baktıp Henh'e göndü "şu sevgili olm-" Henh yine dayanamayıp "tamam ne olmuş zaten siz birbirinizi sevmiyor musunuz?" deyip ikisinin elini birbirine birleştirip sözüne devam etti" Bir senedir birbirinizi seveyordunuz buda size bahane oldu, numarayı bırakın ve gerçekten sevgili olun tamam mı?"diye sorunca ikiside domatese dönmüşlerdi. Henh ikisinin kollarından tutup ayağa kaldırdı ve "hadi sarılsanız da herşeyi benim mi söylemem gerekiyor" söylemesiyle Ktant ve Yinki birbirlerine sarıldılar Ktant Yinki'nin kulağına "s-seni ç-çok çooook seviyorum" derken Yinki de Ktant gibi kekeleyerek "B-bende s-seni çoooooook seviyorum" onlar iki dakika birbirlerinden ayrılmayınca Henh yine dayanamayıp "hadi daha yeter sizde fazla uzattınız hem çayınız da soğudu" kızmış gibi söyleyince yine hep beraber güldüler. Ktant ve Yinki ayrılıp yerlerine oturunca çaylarını içmeye başladılar. Çaylar bitince Henh "hadi gidelim, ama arabayı ben sürecem ve siz iki sevgili de arkada oturursunuz konuşacaklarınız vardır" yaramaz bir çocuk gibi gülerek söyleyince hepsi kalktı. Hesabı Ktant ödemesiyle arabanın oraya doğru gittiler. Henh sürücü koltuğuna oturunca Ktant da arka kapıyı açıp Yinki'ye dönüp "buyrun hanım efendi" deyip eliyle arabanın içini gösterdi, Yinki bindi, hemen arkasından Ktant da bindikten sonra Henh arabayı çalıştırdı. Dağdan inerken hem konuşuyorlar hemde manzarayı izliyorlardı. Yinki Ktant'ın omzuna başını yasladı ve "bunlar rüya değil, değil mi? Rüyaysa da uyanmak istemiyorum" Ktant onun söylediğini duyunca Yinki'nin saçlarını öptü ve "rüya değil hayatım." dedi.
Arabada giderken Ktant aniden "arabayı durdur Henh " diye bağırınca Henh arabayı durdurdu Ktant hızla arabadan indi ve "iki dakikaya geliyorum siz beni burada bekleyin" dedi ve biraz önce önlerinden geçtikleri hediye satan tezgahın önüne geldi. Henh ve Yinki merakla Ktant'ın dönmesini bekliyorlardı.
Ktant tezgahın önüne geldiğinde "kolay gelsin abi" tezgahın önünde duran orta yaşlarda zayıf şapkalı bir adam "eyvallah nasıl bir şeye bakmıştınız yardımcı olayım." deyince Ktant orda duran kırmızı renkte dört kolye ile 4 bilekliği eline aldı ve "bunlar nakadar?" diye sorduğunda adam birden gerildip"şimdi onarı almak istiyorsan orda bir tane duran kolyeyi ve şu sandığı da almak zorundasın hepsi 30tl sayarım sana" dediğinde Ktant şaşırdı ilk kez böyle bir satış gördüğünden sormadan duramadı "neden hepsini bir satıyorsun?" diye sorunca adam "şimdi ben dürüst bir esnafım sana yalan söylemek istemem. Bu gördüğün kolye ve bileklikler sandığın içinde kilitliydi, çok yakın arkadaşım kömür madeninde çalışırken buldu ve yine arkadaşlarının şakası sanıp üzerinde yazan yazıyı dikkate almadan açtı ve başına gelmeyen kalmadı. Sandığı alıp dışarı çıktığında çalıştığı maden yerle bir oldu kimse kurtulamadı oda sandığı evde bir yere attı 'böyle saçma şey olmaz hepsi tesadüf' deyip geçiştirdi ve yeni işe aramaya başladı, inşaat işine girdi üçüncü gün altıncı kattan aşağıya düştü ve sağ kolu ile sol bacağı kırılmıştı, ben geçmiş olsuna gittiğimde bana her şeyi anlattı bende bu sandığı ve içindekileri aldım çünkü sandık bundan sonra kapanmadığından dolayı artık bir sorun yaratacağını sanmıyırum." Ktant duyduğu şeylere şaşırdı ama korkmadı "hepsini alıyorum ama sandığı ayrı diğerlerini ayrı poşete koyar mısınız ?" dedi ve parayı verip arabaya doğru hızlı adımlarla geldi ve içeriye girince Yinki ve Henh ikisininde ona soru soracağını anlayan Ktant onlardan önce başladı konuşmaya "sizlere hediye aldım" deyip elini poşete koydu ve bir kolye birde bileklik çıkartıp yanında duran sevgilisine verdi. Henh'e de ikişer tane verince Yinki anlamayan gözlerle Ktant'a baktı "neden Henh'e ikişer tane verdin sevgilim" dediğinde Henh açıklamayı yapma gereği duydu "ben Naseki ile çıkıyorum hiç belli etmiyoruz değil mi?" diye sorunca Yinki kala kalmıştı. En iyi arkadaşı Naseki Henh'e ile çıkıyordu ve o bunu fark etmemişti hayranlıkla "gerçekten hiç belli olmuyor ben bile en iyi arkadaşımın kimle çıktığını anlayamadım, ama ben ona bunun hesabını sorarım" deyince hepsi güldüler ama Ktant içinde bir şüphe vardı. 'ya gerçekten de uğursuzluk getirirse' bunları içinden söylerken Henh'e " iki dakika daha dur sana şu çöpleri de atayım" deyince Henh arabayı durdurdu Ktant sandığı ve poşetleri dağın kenarına fırlattı elinde iki kolye ve bir bileklikle arabaya tekrar bindi. Yinki Ktant sarıldı ve "teşekkürler aşkım" dedi Henh de " bizdeki de eşşeklik teşekkür etmeyi unuttuk kanka çok sağolya ölene kadar bunları çıkartmayacağım üzerimden" deyince Ktant elindekilere tekrar baktığında içi bir ürperti geldi. Yinki "aşkım sende neden iki kolye var" deyince Ktant biraz düşündükten sonra "adam set olarak satıyorda ondan dolayı tatlım" dedi onlara birşey söyleyip onların keyfini bozmak istemedi. Sözüne devam etti "önemli değil iki kolyeyi de katarım ben sen hiç sorun etme hayatım." deyip Yinki'nin yanağına bir öpücük kondurdu.......Arkadaşlar lütfen emeğe karşı saygınız olsun,küçük bir yıldıza basmak neden bu kadar zorunuz gidiyor....