İşte beklenen bölüm geldiiii
Bölüm 6- Parti Planları
Günler oldukça hızlı geçiyordu.Ben her saniye Justin'e daha fazla bağlanıyordum.Aramızdaki elektrikimsi bağ hiç kesilmiyordu.Bazenleri yürürken ellerimiz birbirine değiyordu.O duyguyu anlatamam bile.En sonunda parti günü geldi çattı.Akşam hep birlikte Nick'in arabasıyla gidecektik.Akşamüstüne doğru Miller bize geldi ve beraber hazırlandık.
(Sindy'nin elbisesi multimedyada)
Aynanın karşısına geçip acayip pozlar vermeye başladık.Bir süre sonra bizi gülme krizi tuttu. Çanta hazırlıklarımız da bittiği zaman beklemeye başladık.Nick'in son model arabasını gördüğümüz zaman sonunda gelebildikleri için şükrettik.Justin arkaya geçmişti.Miller da Nick'in yanına.Doğal olarak Justinle ben arkada yalnız kalmıştık.Eli elimin yanında duruyordu.İşte o an sabır denen şeyin ne kadar zor olduğunu anladım.Elinin sıcaklığını hissetmek için o kadar can atıyordum ki.Parti alanına vardığımızda çok heyecanlanmıştımçKoskoca bir yerdi burası.Oldukça süslü girişe çıkan upuzun bir mediven vardı.Her bir basamak ikişer mumla aydınlatılmıştı.Kapıdan içeri girmeden önce Justin kolunu uzattı.Yıldızlarla dekore edilmiş salona kol kola girdik.Yukarı baktığımda sanki tavanı değil de,gökyüzünü izliyormuş gibi hissetmiştim.Parti başlamıştı fakat çok şey kaçırmış sayılmazdık.Dört kişilik bir masaya oturduk.Şu an tek düşünebildiğim yemekti.Çok acıkmıştım.En sonunda servisi yaptılar.Soslu tavuk ve yanında patates vb. şeyler vardı.Çatalı aldığım gibi kendimi kaybettim.
J-Yavaş ye,boğulacaksın
Ağzım tavuk dolu bir halde;
S-Boğulmam ben.
M-Ağzın doluyken konuşmasana kızııııım.
S-Öf amma sorunlusunuz ha,ne yapayim,insanım,acıkırım.
M-Bugün de acıkmayıverseydin.
S-Ha ha.Çok komik Miller.
Karnım en sonunda doymuştu.Midemdekileri sindirdikten sonra kendimi piste attım.Miller,ben,Justin ve Nick adeta kopuyorduk.Çılgınca ellerimizi kollarımızı sallıyorduk.Hani şöyle doğru düzgün yaptığımız bir harekette görmedim ben Biraz dinlenmek için oturduk pestilimiz çıkmıştı.Biz öyle nefes nefese otururken slow bir müzik çalmaya başladı.Justin ve Nick aralarında fısıldaştıktan sonra ikisi de ayağa kalktılar.Kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu bir an.Nick,Miller in yanına Justinse benim yanıma gelmişti.
J-N-Benimle dans edermisin? dediler aynı anda.Biz de 'tabikii' diyerek zorlamadan kabul ettik.Justin'in bana doğru uzanan elini tuttum ve sandalyeden doğruldum.Doğrulmamla o gıcık sandalyeye takılmam bir oldu.Tam çok ters bir şekilde düşüyordum ki,Justin tek eliyle beni kavradı.Şu anda aynı tango yapan insanlar gibi duruyorduk.Beni bu rezillikten kurtarmıştı.Gözlerimizin içine bakıyorduk ve ikimizi de birden 32 diş gülme krizi tuttu Çok komikti 'I-hım' diyerek boğazımı temizledim ve Justinle dans pozisyonuna geçmiştik.Ayaklarımız kusursuzca hareket ediyordu,sanki dans ettikçe havaya yükseliyorduk,yıldızların arasında görünmez oluyorduk.Justin benim tavandaki yıldızlara baktığımı görünce;
J-Çok güzeller değil mi?Öyle parıldıyorlar ki, gerçek yıldızlardan daha gerçek sanki..
S-Evet,öyleler.
Aynı senin gibi.Bir hayalden daha gerçeksin, ama yine de sana yaklaşamıyorum.
Son söylediklerimi içimden geçirmiiştim tabi.Dans ederken göz gözeydik.Dudaklarımız arasında pek de mesafe yoktu aslında.Nefesini sonsuza kadar çıkmayacak şekilde içime saklamak istiyordum.Ama bunu başaramazdım ne yazık ki.Bu romantik dakikalar bittiğinde,sakince oturduk ve pek bir şey konuşmadık.Sonunda birisi bu sessizliği bozdu.
N-Bir şeyler içmek ister misiniz?
M-Hiç fena olmaz aslında.
N-Tamam hemen geliyorum.
J-Dur, dur.Sen otur dostum ben alır gelirim.
N-Peki madem.
Justin hepimize alkollü-alkolsüz diye sordu.Hepimiz alkollü istemiştik.Bir kadehcikten ne olacaktı canım.Geçen geceki kadar kaçırmayacağıma eminim.Justin masadan uzaklaşmaya başladı.Kalabalık yüzünden artık hiçbir şey görünmüyordu.
5 dakika...15 dakika...25 dakika... Şimdiyse yarım saatten fazla olmuştu ve Justin hala ortalıkta yoktu.Artık korkmaya başlamıştık.Ben kafayı yemek üzereydim.En sonunda dayanamadım ve;
S-Çocuklar ben bir Justin'e bakıyorum.Kaç saattir gelmedi.
M-İyi olur.Ben de meraklanmaya başladım açıkçası.
S-Tamam,ben geliyorum. dedim ve içecek bölümüne gittim.Orada yoktu.Her tarafa bakıyordum.Ama yok...Nereye gitti bu çocuk.Onu bulmam lazım deyip parti salonundan çıktım.Terli avuç içlerim koridordaki soğuğu hissediyordu.Kimse yoktu,sadece topuklularımın tıkırtısını duyuyordum.
S-Justin?Justin nerdesin?!Justin cevap ver!!
Sürekli bağırıp çağırıyordum.Tanrım lütfen Justin'e bir şey olmasın... diye iç geçirmemle birinin beni sıkıca tutup kapkaranlık bir odaya atması bir oldu.Zeminin soğukluğunu hissetmiştim.
S-AHH! SEN KİMSİN?! NE YAPTIĞINI SANIYORSUN?! derken ayakta duran karaltıya bakıyordum.
Evet arkadaşlar,heyecanlı olsun diye burada kestim.
Umarım beğenmişsinizdir :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes and Lies*
FanfictionHer şey Justin Bieber'in kendi okullarına gelmesiyle başlar. Fakat Justin artık ünlü değildir, daha doğrusu dışlanmaktadır. Acaba Sindy onun hakkında ne düşünecek?