Bölüm 12- Mavi Mini Cooper

317 17 3
                                    

Ağlayın hadi =D

(When I Look At You ile okuyun, multimedyada)

Bölüm 11- Mavi Mini Cooper

Justinle yalnız kalmıştık.Ağlamaklı gözleri hala soru sorarcasına bakıyordu.Bense "onunla sadece arkadaştık.." diyebildim.

Bu sefer Justin gözlerini kıstı.

J-Sen ne dediğinin farkında mısın?

Söylediğini umursamadan;

S-Justin,seni çok özledim.

J-Ben de seni Sindy. Hem de fazlasıyla. Ama bunun bir sonu yok mu? Hep böyle ayrılıklarla mı yaşayacağız? Daha yeni tartıştık ve sen gidip o çocuğu mu buldun?

Bana olan sevgisinden dolayı sesini yükseltemiyordu.

S-Tamam,bak sana gerçeği söyleyeceğim. Codyle bu sabah tanıştık ve ondan hoşlandım. Kendimi ona yakın hissettim. Sanki uzun zamandır tanışıyorduk.

J-Bunu neden bana anlatıyorsun?!

Ben anlattıkça daha da kötü oluyordu sanki, aynen dediği gibi.

S-Bak,her şeyi unutalım tamam mı?Bir daha onunla görüşmeyeceğim,sırf senin için. Senin yanında o kim ki?

Kafasını çevirmişti, konuşmuyordu,gözü yere sabitliydi.

S-Gel benimle. dedim ve kolundan tuttum.

J-nereye?

Justin'in sorusu cevapsız kalmıştı. Akşam karanlığında evin dışındaki süs ışıklarımız pek hoş görünüyordu. Kapıyı açıp girdim ve Justin'i de içeri çektim.

S-Seni seviyorum.

dedikten sonra dünyanın en tatlı çocuğunun resmen üzerine atladım. Öpüyordum,ipeksi saçları ellerimin arasındaydı ve vücutlarımız arasında hiç mesafe kalmamıştı. Bildiğin yapışmıştım. Bunun tadını çıkarıyordum. Sandığım kadarıyla Justin de küçük bir şokun üstünden sonra öyle yapmaya başladı. Öpüşmemiz gitgide derinleşiyordu. Sonunda koltuğa düştük. (Düştük mü,yoksa o mu itti bilemiyorum)

Anladım ki o benim herşeyim den de öteydi, hem varlığımdı, hem de yokluğum. Onu sevmek hem zordu,bir o kadar da kolaydı. Ama Justin için her şeye değerdi.bAradan yaklaşık 1 saat geçmişti. Justin karnının acıktığını ve çok güzel makarna yapabildiğini söyledi.Elimden tuttu ve mutfağa gittik. Ben sosu hazırlarken o makarnaları anca çıkarmıştı. Bir düre sonra geriye sadece makarnaları beklemek kalmıştı. Salona geri geçtik. Sadece gözlerimiz konuşuyordu,birbirimizi anlamamız için bu kadarı yeterliydi.

S-Justin, sana da kötü bir koku geliyor mu?

J-Gerçekten ben yapmadım

S-Hayır, sanki...sanki şey kokusu...

Arkamı döndüğümde mutfaktan siyah dumanlarla karşı karşıya kaldım.

S-Justin koş! MAKARNA!

İkimizde hızla mutfağa attık kendimizi.

S-Olamaz!Yanıyor!

Justin musluğun kenarında duran kovaya su doldurup tencereye boşalttı. Ardından tencereden çıkan alevler söndü.

S-Bir de güzel makarna yapıyormuş!Hıh!

Bir süre birbirimize baktık ve gülmeye başladık. Justin hafifçe bana sarıldı ve başıma küçük bir öpücük kondurdu. Gülümsememi yüzümden eksik edemedim.

Eyes and Lies*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin