Lütfen şarkıyla okuyun! (multimedya)
Bölüm 11- Karmakarışık
Cody'le tanışmamdan sonra sohbetimiz iyice koyulaşmıştı. İkimizde birbirimiz hakkında birçok şey öğrenmiştik. Oturduğu yer buraya çok yakınmış yürüyerek 5 dakikasını bile almadığını söyledi.
C-Bence artık başka bir şeyler yapalım,bizim bu sohbetin biteceği yok.
S-Pekala.Ne yapabilirizki?
C-Bak aklıma bir fikir geldi dedi. ve beni çekiştirmeye başladı.
'Arabayla gitsek sorun olmaz değil mi?
S-Yoo,hayır.
C-E hadi,bin o zaman. Önümde duran mavi Mini Cuper'a bakıyordum.
S-Bu mu senin araban?
C-Yoksa beğenmedin mi? (:
S-Hayır,çok şirinmiş. (=
Anlaşılan eğlenceli bir çocuktu. Ben sabırsızlıkla varacağımız yeri sorup duruyordum. Oda bana inat söylemiyordu. Oflaya puflaya kollarımı birleştirdim.
S-Peki ,tamam deyip deri koltuğa gömüldüm.
Çok geçmeden rengarenk ışıklı,minyatür şehir gibi bir yere geldik. Bu kadar ışık nerede olur? Tabi ki lunaparkta! Ağzım açık bakıyordum hala.
S-İnanamıyorum sana!
C-İnanmalısın bence.
Aldığımız jetonlarla lunaparkın %50'lik kazancını karşılamıştık herhalde. Hepsi birbirinden güzel görünen makineler vardı. Neredeyse denemediğimiz kalmamıştı. En iyisini sona saklamıştık. Dönme dolap!(En iyisi derken,bu Cody için geçerli.Benim için çok kötü bir durum!Yükseklik fobim vardı ne de olsa.)En tepeye çıktığımızda kalbim güm güm atıyordu. Gözlerimi kapadım. Bir an için Justin geldi aklıma. Onun burada olduğunu düşündüm. Yanımdakinin Cody değil de Justin olduğunu varsaydım. Ne kadar istemesem de bu düşünceyi,özlemiştim onu. Hele ilk tanıştığımız günler... Bizi kaçırdıklarındaysa her tarafını kesmişti. Çok iyi hatırlıyorum,adım gibi ezberledim o sahneyi. Peki ben burada ne yapıyorum? Justin orada benim için kahrolurken benim derdim ne peki? Bunlardan kurtulmak için gözlerimi açtım ve...
NE?!
Şaşkınlıktan suratım kaymış olabilirdi. İ-iyi de daha bir kaç saniye öncesine kadar yanımda Cody vardı! Justin nasıl yapabildi bunu,Cody nerede?! Düşüncelerimi mi okumuştu yoksa?Gözlerinin içine iyice baktım. Ağzımı hiç açmadan sıkıca elini tuttum. Çünkü tek istediğim buydu...Sanırım yine duygusala bağlayacaktım.
Ve sonra tüm hayal gücümün içine eden Cody..C-Ahh,Sindy bir sorun mu var? Elimi acıtmaya başladın da.
Sonrasında açık sandığım gözlerimi tekrar açtım. Aynı anda genzim doldu,gözlerim nemlendi. Cody'nin eli ve benim elim. Sımsıkılar. Sayemde.
Elimi geri çekerek;S-Çok üzgünüm.
C-Sorun değil. Sıkmadan tutabilirsin dedi ve gülümsedi.Ona bakmadım ve tek kelime çıkarmadım.
Bu olaydan sonrada pek konuşmadım,konuşamadım. Giderken Cody bana pamuk şeker aldı. Dudaklarım ve ellerim yapış yapış olmuştu. Arabaya değdirmemeye dikkat ettim. Pencereden manzarayı izliyordum. Cody'e beni bankın olduğu yerde bırakabileceğini söyledim. Geldiğimizde ise kapımı açtı,nazikçe indirdi beni.
C-Sindy yanlış bir şey yaptıysam gerçekten üzgünüm. Affet beni.
En sonunda göz göze geldik. Mavi gözlerine durmadan baktım,baktım ve baktım.. Bu bakışın sonunu da yine ben getirdim; Cody'nin dudaklarına yapışarak.Neden yaptığımı bilmiyorum, belki unutmak için,belki yeniden başlamak için...
Çok tatlı bir öpücüktü bu. Ayrıldığımızda nefes nefeseydim.
C-Uuuu. Yapışkan ve pamuk şekerli dudaklarr .
İkimizde kahkaha atmaya başladık. Bu sırada kim geldi peki? Tabiki Justin. Olayların ortasına pat diye girmeyi çok sever çünkü. Tam da zamanını bulur.
S-Justin!!!
J-....
Koşarak gittim yanına, sarıldım iyice. Umutsuzca.
S-Seni çok özledim. İnanmadığım için üzgünüm. Düşündüm ve gerçekten hayal kırıklığına uğradım. Benim için bunca şey yapmışken ben nasıl seni bırakıp gittim? Nasıl yalnız bıraktım seni? Sen benim herşeyimsin.
J-....
S-Justin konuşsana, b-bir şey söyle!
J-Ne gibi bir şey söyleyeyim? Çok yakıştığınızı mesela.
Ona sarıldığım kollarımı ittiriyordu. Bir şeyleri unuttuğumu farkettim. Olamaz.
Arkama döndüm ve Cody'e baktım. O da bana bakıyordu. O bakışın içinde her şey vardı. Şaşkınlık,üzüntü,öfke ve hayal kırıklığı. Malesef o da vardı bunların arasında. Tekrar Justin'e döndüğümde bir şey daha fark ettim. O da bana aynı bakışla bakıyordu. Hayal kırıklığıyla. Şimdi ne yapacaktım peki? Bu hayatın oyunu muydu,yoksa kaderim mi...
Bana kalsa bir dakika daha durmaz Justin'i aldığım gibi giderdim. Ama bu adaletsizlik olurdu. Büyük bir adaletsizlik.bHaksızlık yapmayı hiç sevmezdim halbuki.nNe yapacağımı bilemediğim için,yapmam gereken en son şeyi yaptım herhalde.
S-Şey..Justin, bu Cody.
Ne! Cody mi?! Kafayı mı yedim, niye böyle bir şey yapıyorum ben!
Justin'in sinirli bakışları ses tonuna yansıdı.
J-Bu yüzden bana inanmadın değil mi?! Bilerek yaptın! Benden ayrılır ayrılmaz önüne gelenle fingirdeşmek için mi?! Sen de Cody misin nesin, bir daha Sindy'e yaklaşırsan sonun fena olur bil!
C-Yaaa,öyle mi? diyerek birbirlerine yürümeye başladılar.
Justin tam yumruğunu kaldırdığı sırada,bileğini havada tuttum ve gözlerinin içine baktım. Yapma bunu yapma... bakışı atıyordum.
S-İstediğin oldu, sana geri döndüm.bUzatmanın bir alemi yok değil mi?
Justin nerdeyse ağlayacaktı.
Ben bunları söylerken Cody Mini Cuper'ıyla çoktan uzaklaşmıştı bile...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyes and Lies*
FanficHer şey Justin Bieber'in kendi okullarına gelmesiyle başlar. Fakat Justin artık ünlü değildir, daha doğrusu dışlanmaktadır. Acaba Sindy onun hakkında ne düşünecek?