Hemşire neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.Askerler seferber olmuş oraya buraya koşuşturuyorlardı ve bu iyiye işaret değildi.
Daha fazla dayanamadı ve koşan askerlerden birini durdurdu.
"Hey neler oluyor böyle?"
Asker o kadar telaşlanmıştı ki konuşamıyordu bile."Virüs...virüs tekrarlanmış. Londra artık güvenli değil.Eğer virüsü taşıyanlar öldürülmezse kırmızı kod uygulanır.Yani şehir boşaltılır.Ama Londra'dan başka temiz bir yer yok ve...yani..insanlar enfekte veya değil ayırt edilmeden öldürülür."
Hemsire şok olmuş bir şekilde öylece kalakaldı.Londra...temizlenmesi çok uzun sürmüştü ve simdi..eğer kırmızı kod uygulanırsa...düşünmek bile istemiyordu.
Hemşire yani Carolin 2 yıldır hayatını virüs için panzehir bulmaya adamıştı.Ailesini de bu virüs yüzünden kaybetmiş, yapayalnız kalmıştı.
Carolin'in gözünden bir damla yaş düştü ve"Anne,baba...size söz verdim.Ve sözümü tutucam.O panzehiri bulucam.Ve gerekirse canımı feda edicem ama size verdiğim sözü tutucam.Bütün bu insanları ölüme mahkum etmekten kurtarıcam.Buna inanın..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENFEKTE
Science FictionLondra... Üç kader ortağı... Zor bir hayat... Virüs... Ancak bu dört cümle anlatabilirdi onların hayatını... İntikam ateşi ile yaşayan , boş kafalı baş belaları... Tüm bu dertlere rağmen gülmeyi , eğlenmeyi bilen üç kafadar... Kurtulabilecekler mi ?