Ertesi sabah, sırtımda hissettiğim dürtüklemeyle uyanmak hiç hoşuma gitmemişti. Bu olaylar başladığından beri bir kez düzgün uyanabilmiş miydim acaba?
"Ne oldu?" diye homurdandım sabah aksiliğimle.
"Uyan artık, buradan gitmemiz gerekiyor." dedi Nicholas, homurdanmama karşılık gayet normal bir ses tonuyla.
"Birkaç gün kalıp çalışmamız gerekmez miydi?" dedim doğrularak, "konuştuğumuz gibi?"
"Konuştuğunuz gibi," diye düzeltti ve diğerlerinin de yanımıza oturmasıyla devam etti:
"5 melez bir aradayız ikisi kardeş ve güçlü bir çekim yayıyorlar. Bu kadar oyalanmamız bile aptallık. 15 dakika sonra, burada buluşalım. İleri de dere tarzı bir yer var, sık ağaçlık arkası. Temizlenecek ve üzerinizi değiştirecekseniz oraya gidin. Ben de etrafı kolaçan edeceğim."
Yine cevap vermeden yerinden kalktı ve geldiğimiz yöne doğru elinde kılıçla yürümeye başladı.
Ashley'nin gülerek "Emredersiniz, komutanım!" demesi bizi de güldürdü.
Herkes yavaş yavaş ayaklanıp Nicholas'ın tarif ettiği bölgeye yönelince onları takip etmeye başladım.
Üstümüzü değiştirip temizlendikten sonra, bir şeyler atıştırıp ne yapmamız gerektiğini konuşmak üzere gölgede oturmaya başladık.
"Şimdi ne olacak?" dedi Cecilya gözlerini hepimizin üzerinde gezdirerek.
Herkes Nicholas'a bakıyordu, her ne kadar "komutan" diye dalga geçmiş olsak da fikirlerine güveniyorduk.
"Hangi yoldan gideceğimize emin değilim" diye söze başladı. Eliyle çenesini ovaladıktan sonra tekrar bize döndü:
"Gemiyle geri dönelim diyecektim ama orada bir kez yakalandık, tekrar gelebilirler ve bu sefer daha fazla zorlanırız."
Hepimiz onaylar şekilde bakınca Nicholas devam etti,
"Ama henüz nasıl gideceğimizi bulamadım."
İçimi bir endişe kapladı. Eğer Nicholas plan yapamadıysa konu gerçekten ciddi demekti.
"Peki, denizi geçebileceğimiz başka yol yok mu?" diye sordu Cecilya,
Kısa bir sessizlikten sonra Dulcie öksürdü ve dikkatleri üzerine çekti, daha sonra konuşmaya başladı.
"Ashley'nin şu toplarını denesek?"
"Sizi o kadar yol boyunca güvende tutabilir miyim bilmiyorum" diye açıkladı Ashley,
"Ayrıca senin için de çok tehlikeli" dedi Nicholas Ashley'e destek vererek.
"Aklıma başka bir şey gelmiyor" dedikten sonra çimlere uzanan Dulcie, gökyüzüne bakmaya başladı.
Cecilya "tren yolu kullansak?" diye bir öneri sunduğunda Ashley ve Nicholas bön bön bakıyordu. Tüm hayatları boyunca kampta büyüdükleri için bilmeyeceklerini düşünüp açıklama yaptım:
"Raylar üzerinde giden otobüs gibi bir şey, kabul edilirse göreceksiniz zaten."
Gemiyi bilmelerine rağmen treni bilmemelerine şaşırmıştım.
"Deneyebiliriz, en azından Dulcie aktif olabilecek. 4 kişi olmak 3 kişi kalmaktan iyidir."
Gidiş yolumuz belirlenince yerimizden kalkıp yola çıkmak için yürümeye başladık. Cecilya biraz daha ileride gara giden araçların kalktığını söyleyince Nicholas hızlı olmamız gerektiğini hatırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neptün'ün Kızı
FantasyDigglemay, dünyamızdan çok farklı bir dünya.. Sınırsız yemek ve paranın,muhteşeşem evlerin olduğu bir yer.. Tanrıçaların, özel güçleri sayesinde diğer gezegenlerin saldırılarına karşı ayakta kalabilen bir gezegen.. Peki, bu gezegen neye karşı ayakta...
