12.Bölüm:KOMUTAN

160 11 4
                                    

Gözlerimi açtığımda tanıdık gelmeyen tavanla, yerimde husursuzca kıpırdandım. Zaten yorgun hissediyordum, bir de dün gece güçlerimi kullanınca iyice yerimden kalkamayacak hale gelmiştim.

Başımı yan tarafa çevirdim ve Cecilya'nın da uyuduğunu gördüm, o da yorulmuş olmalıydı. İkinci denemeye göre çok iyi durumdaydı.

Gece gördüğüm rüya zihnimde belirmeye başlayınca gülümsedim. Mutlu bir Digglemay, güzel olabilirdi.

Kendimi zorlayarak yatakta doğruldum, camı hafif aralayıp ses çıkarmadan kapıdan dışarıya süzüldüm. Diğerlerinin nerede olduğunu bilmediğimden merdivenlerden aşağı indim ve tekli koltukta oturup çalışmayan televizyona bakan Bayan Boddington'u gördüm.

"İyi misiniz?" dediğimde kızarmış gözlerini bana çevirdi ve hafifçe gülümsedi.

"Olabildiğim kadar iyiyim."

Ben de hafifçe gülümsedim ve ayakta durmaya devam ettim.

"Eğer istersen duş alabilirsin, diğerleri çoktan uyanıp hazırlanmaya başladı, siz biraz uykucu çıktınız. Cecilya'yı ben uyandırırım." sözlerini bir iç çekmeyle bitirip merdivenlere yöneldi. İlk basamaktayken bir şey unutmuşcasına bana döndü ve "sağdan ikinci odadalar" diyerek hızlıca merdivenden çıktı.

Sağdan ikinci odaya yöneldim, içeriden belli belirsiz sesler geliyordu. Kapı kolunu çevirerek içeri girdim. Nicholas kitap okuyor, Dulcie saçlarını tarıyor Ashley ise elinde biriktirdiği suya bakıp duruyordu.

Beni gördüklerinde gözler tamamiylr bana çevrildi ve Nicholas konuşmaya başladı:

"Sen de bir duş alsan iyi olur ve umarım hepiniz iyi dinlenmişsinizdir kampa dönmek bu kadar kolay olmayacak."

Hiçbir şey demedim, bu belirsizlik beni çileden çıkartıyordu. Ne olacağımız, nelerle karşılaşacağımız hiçbiri belli değildi. Belirsizlikler içinde boğulacaktım.

Hızlıca duş aldıktan sonra Boddington'ların ne kadar misafirperver olduğunu anladım. Temiz havlular banyo dolabının üzerinde, katlanmış duruyorlardı. Yanlarındaysa birer tarak ve temiz kıyafetler vardı.

Banyodan çıktığımda derin bir sessizlik vardı, Dulcie'nin yanında oturan Cecilya dikkatimi çekince gülümsedim ve Ashley'nin yanına, yere oturdum.

Nicholas boğazını temizleyerek söze başladı.

"Bir an önce plan yapmalıyız."

Dulcie homurdanırcasına ses çıkarsa da Nicholas onu aldırmayarak devam etti:

"Kampa nasıl döneceğimizi bilen var mı?"

Ashley gözlerini devirip Nicholas'a bakmaya devam ederken, Nicholas da ona soru sorarcasına bakıyordu.

"Birde bunun Athena'nın soyundan gelmiş olabileceğini düşünüyorduk." diyerek kıkırdadı. Nicholas dışındaki herkes gülünce Nicholas da gülümsemesine engel olamadı.

"Yani demek istiyorum ki," diye tekrar konuşmaya başladı Ashley.

"Kamp şu an güvende mi bilmiyoruz, dönüş yolu daha tehlikeli olacak diyen de sendin. Önce olabilecek saldırılara karşı strateji geliştirmeli, Cecilya'ya bir şeyler öğretmeli, biz de kendimizi geliştirmeliyiz."

"Bunları yapacaj vaktimiz yok!" diye çıkıştı Nicholas. "Onları bir an önce bulmalıyız!"

"Sen anneni bu kadar çok bulmayı istiyorsun diye buradaki kimsenin hayatını tehlikeye atmasına izin vermem!" diye bağıran Ashley'nin koluna dokundum ve "Sakin ol." diye fısıldadım.

Neptün'ün KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin