7.Bölüm:20 MİL

284 23 7
                                    

Güneş zoruyla açılan gözlerim, kapanmamak için büyük bir çaba gösteriyordu. Sonunda, direnmeyi bıraktılar ve ben de etrafı süzmeye başladım.

 Ashley ve Nicholas hala uyuyordu Dulcie ise yatağında değildi.

 Ashley’nin üstüne basmamaya dikkat ederek, yataktan kalktım ve salona inmek için kapıyı açtım. Ses çıkarmamaya özen göstererek aşağı inerek aklımda hazırlayacağım sürpriz kahvaltının planını yapıyordum. Uzun zaman sonra annemi mutlu etmek güzel olacaktı.

 Yavaş adımlarla aşağı inerken, mutfaktan gelen gülüşmelerle duraksadım. Annem ve Dulcie, planımı mahvedercesine krep yapıyorlardı. Annemin arada söylediği “övgü” cümleleriyle, Dulcie’nin ne kadar “iyi” bir iş çıakrdığını anlamak zor değildi.

Annem, ben krep yaparken hiç böyle sevecen olmamıştı. Mutlaka kızar, eleştirirdi.

“O kıvamına gelmemiş.”

“Yumurtayı düzgün kıramadın.”

“Ölçüyü tutturamadın.”

“Krebi yaktın.”

 “Günaydın” diyerek içeri geçtim ve yüzlerine bakmadan masaya oturdum.

“Dulcie, ne zaman yola çıkacağız?”

“Bilmiyorum, diğerleri uyanınca konuşur ona göre bir plan yaparız.”

 Kafamı salladığımda, Dulcie’nin sabah sabah nasıl böyle güler yüzlü olabildiğini düşündüm.

Ben her sabah kalktığımda, en az 2 kişiye sataşır ve somurturdum.

Dulcie’nin kıskandığım özelliklerinden biri buydu. Fazla pozitifti. Kendi tabiriyle "Bardağın dolu tarafını"görüyordu.

Merdivenden gelen ayak sesleriyle merdivene döndüm ve uykulu bir ses tonuyla "Günaydın!" diyen Nicholas'a gülümsedim.

"Hemen kahvaltı edip hazırlanmamız gerekiyor. Öğleden önce, okuluna gitmemiz  ve görevi tekrar dinlemeliyiz."

"Bunun için okula gitmeye ne gerek var? Görevi şimdi de dinleyebiliriz."

"Görevi ilk defa nerede dinledin?"

"Bayan Smith'in odasında."

"O zaman görev, kendini sadece orada açığa verecektir. Bu bir tür önlem."

 Onaylarcasına başımı salladığımda, onlar da masaya oturdular ve önlerindeki yiyecekelre gömüldüler.

Sessiz geçen bir kahvaltıdan ve annemin kızların yardım elini geri çevirmesinden sonra odama çıktık ve Tanrıçacık'ların verdiği çantaları hazırlamaya başladık.

"Bana kıyafet koymuşlar." diye söze başladı Nicholas "Sizde Aly'den alırsınız."

Dolabıma yönelip giyilebilecek "göreve" uygun  birkaç kıyafet seçtik ve özenle çantaya yerleştirdik.

"Yemek işini kolyelerde ki periler halledecektir, suyu Ashley'den karşılarız. Ateş yakmak için, bir şeye gerek yok Dulcie yanımızda. Aly sen rüzgarı engelleyebilirsin bense topraktan duvarlarla minik evler yaparım. Böylece, temel sorunlarımız hallolmuş olur."

Nicholas'ın kısa olan ama bana bir ömür gibi gelen konuşmasından sonra çantama döndüm ve yerleştirmeye devam ettim.

"Bikiniye de ihtiyacımız var, gemi her yere ulaşamayabilir. Bu durumda tek çare yüzmek."

"Ben hallederim" dedim ve annemlerin odasına gittim. Pembe hurcu indirerek içinden rastgele 3 bikini seçtim. Yarattığım dağınıklığı umursamayarak tekrar odama döndüm ve kızlara bikinleri verdim.

Neptün'ün KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin