10.Bölüm:UZAYLI MIYIZ?

268 20 1
                                    

"Söz veriyorum." diye fısıldadım. "O sizin kızınız olduğu kadar benim de kardeşim."

"Yine de..." diye araya girdi Dulcie, "Kimse ne olacağını bilemez, onu tabii ki koruyacağız ama.."

"Ama ne?" diye bağırdı Bayan Boddington. "Ama ne?"

Dulcie'nin yüzünün asıklığı ve sürekli olumsuz düşünmesi artık canımı sıkmaya başlamıştı, neden böyle yaptığına anlam veremezken konuşmasını engelledim ve söze başladım:

"Onu ne olursa olsun korayacağımıza emin olabilirsiniz."

Bayan Boddington'un yüzündeki endişe bir an olsun gitmiyordu, gözyaşları hala yanağından süzülürken dudaklarını dişliyor ve etrafına bakıyordu.

"Onunla önce benim konuşmama izin verin." dedi, "Olayın benim yanımdan bir açıklaması olmalı, bana darılmasına, küsmesine dayanamam."

Gözyaşlarını tekrar sildi ve cevap beklercesine bize baktı. Dulcie her ne kadar "Tamam." demeden yana olmasa da "İyi." diyerek onay verdiğini belirtti.

Bayan Boddington ağır adamlarla ayağa kalıp merdivenleri çıktı ve gözden kayboldu.

"Dulcie, sana ne oluyor?"

"Ne oluyormuş?"

"Fazla terssin ve olumsuz düşünüyorsun. O bir anne, bunu istemesi çok normal değil mi? Seninde annen böyle isterdi!"

Yüzü zaten yeterince asık olan Dulcie iyice yüzünü somurtmuştu.  Kapının çalmazıyla ikimiz de birbirimize bakmıştık, açmamız ne kadar doğruydu, bunu ikimiz de kestirememiştik.

"Tamam." dedi Dulcie, "Mantıklı düşünmeliyiz. Hizmetliler olabilir ya da..."

Kapının çıkardığı yüksek sesle, Dulcie yanan şömineden bir ateş topu bense rüzgardan bir enerji topu yapmıştık.

Dulcie, ateş topunu tekrar şömineye gönderdi ve sözüne devam etti:

"Ya da sabırsız Nicholas ve Ashley. Bak, bu gelmedi aklımıza!"

Dulcie bugünlerde fazla olumsuz, ukâla ve bencilce davranıyordu. O, kendime en yakın gördüğüm kişiydi. Onu tanıyordum ve altında bir sebep yatmadığı sürece böyle davranmayacağına emindim.

Ashley beklemediğim bir hareketle yanıma gelip kollarını bana sarmıştı, daha sonra Dulcie'ye de aynısını yaptı. Dulcie en başlarda tepki vermese de, daha sonra o da kollarını Ashley'ye sardı.

Ayrıldıklarında Dulcie Nicholas'a baktı ancak Nicholas'ın öfkesi bir nebze dinmemiş görünüyordu.

"Siz!" diye bağırdı, "Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"

Dulcie, Nicholas'a odaklanmış bir şekilde susuyordu. Ne olduğunu bilmiyordum ama böyle davranmasının kesinlikle bir sebebi olmalıydı.

"Bağırma." dedi kısık bir sesle.

Nicholas umursamıyordu, bağırarak konuşmaya devam etti:

"Bu kadar sorumsuz davranamazsınız! Hala aklım almıyor, ya bir şey olsaydı?"

Tekrar "Bağırma." diye fısıdladı Dulcie "Hiç bir şey olmadı."

Neden bu kadar duygusaldı? Ağlaması gereken o değilken ağlaması bir sorun olduğunun kanıtıydı.

"Ama olabilirdi!" 

Nicholas hala bağırıyordu, bir şeyler demem gerekiyordu ama kelimeler boğazımda düğümlenmişti.

"Yeter!" diye bağırdı Dulcie, "Bağırma artık, bağırma!"

Ashley belki de en baştan beri yapmamız gereken şeyi yapıp Dulcie'nin yanına gitti. Kolundan tutup dışarı çıkardığında kocaman salonda ikimiz kalmıştık.

Neptün'ün KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin