Müjgan'a duygularımı anlatmaya karar vermiştim. Bu kararı vermek zor olmamıştı; Müjgan'ın her söylediği zaten beni benden alıyordu. Bu duyguları Müjgan'a anlatmaktan ziyade saklaması zordu.
Aldığım karar doğrultusunda Ekşi sözlükten Müjgan'a "artık seni görsem diyorum" diye bir mesaj yazdım. Günlerden cumartesiydi saat gece 01:05'di.
Mesajı atalı 2 dakika olmuştu; ama ben vereceği cevabı çok merak ediyordum. Mesaj kutuma Müjgan'ın cevabı düşsün diye ardı ardına sayfayı yeniliyordum. Bir taraftan da Müjgan'ın verebileceği cevapları düşünüyordum. "hayır olmaz" diye bilirdi, "daha erken" diyebilirdi, "ne münasebet Eren" diyebilirdi ve daha bir çok olumsuz cevap verebilirdi. Derin bir umutsuzluk deryasına dalmıştım, saat 02:10'u gösteriyordu.
O gece için Müjgan'ın cevabından umudumu kesmiştim. Sigara üzerine sigara içiyor, olumsuzluk içeren duygular içinde adeta boğuluyordum. Bir taraftan kafamın içinde bir hayal dans ediyordu, gözlerimin önü bulanıklaşıyor, bir ses kulaklarımda yankılanıyordu "Eren ben senin yazgınım" diyen çok güzel bir ses... Çözemiyordum, anlayamıyordum; eğer uyanıksam bu ses gerçek miydi; uyuduysam nasıl olur da iki defa aynı rüyayı görüyordum? Kafamın içinde dans eden hayal birden kararmaya başladı, gittikçe kararan bir sonsuzlukta baş aşağı yere çakılıyorum hissine kapıldım. O esnada yaşamaktan umudunu kesmiş, ölüme koşan, içi sadece sevdikleriyle dolu bir adam hayal ettim ve birden dudaklarımda bir kaç söz döküldü:
"sevgimizin bir tanesiydin Müjgan. Saçların sırtına kadar sırma sırma dökülür, ellerin ufacık, gözlerin dört defa yeşil ve de her ne hikmetse sen de bana gönüllüsün.
Öyle bir sevdim ki Müjgan'ı, dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim, evleniriz gibi geldi bana. Evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi."...evet uyku ile uyanıklık arasında Sadri Alışık'ın okuduğu bir şiir beni rahatlatmış ve uyutmuştu.
Sabah uyanır uyanmaz, yataktan doğrulmadan telefondaki ekşi sözlük uygulamasından mesaj kutumu açtım. Hayatımı değiştirecek kadının mesajını görmeyi umuyordum;ama mesaj yoktu. Derin bir hayal kırıklığı hissetmiştim. Niye o kadar acele ediyordum ya da Müjgan'la konuşmak beni niye bu kadar heyecanlandırıyordu? Bilmiyordum; zaten aklım yerinde değildi kalbim ne isterse onu yapıyordum.
Hayal kırıklığının etkisiyle gergin şekilde yataktan kalktım. Günlük rutine dahil oldum. O gün cevap vermediğinden olsa gerek içten içe Müjgan'a küsmüştüm ve gün içinde Müjgan'ı hiç anmamıştım.
Artık günlerden pazar ve saat 22:09'du. Bir günü daha Müjgan'sız geçirmiş ve yatağımda uzanıyorudum, Müjgan yine yadıma düşmüştü. Yüzünü görmediğim kadını nasıl olur da şiirlerde yaşıyordum, bu durumu aklım almıyordu. Bu düşüncelerin zihnimde paradokslar oluşturduğu esnada heyecanım bir gün önceye nazaran daha azalmış şekilde mesaj kutumu açtım. Bir de ne göreyim, nefesime nefes olacak kadın mesaj atmıştı. Heyecanla mesajı açtım. Cevap yine kısaydı " birbirimizi görmek nasıl mümkün olacak ki" demişti.
Hiç vakit kaybetmeden cevap olarak "Facebook, instagram ya da her herhangi bir sosyal platformdan görüşelim" yazdım.Az sonra cevap geldi Müjgan'dan "herhangi bir sosyal platforma üye değilim,kullanmıyorum"demişti.
Bu cevap beni çok etkilemişti. 21. Yüzyılda Müjgan gibi bir insan kalmış mıydı? Acaba Müjgan hayal miydi? Yoksa Yaratıcı Müjgan'ı bana kusursuz mu gösteriyordu? Ya da Orhan babanın dediği gibi bu kaderimin bir oyunu muydu?
Ruhum adeta toz pembe bir hale bürünmüştü. Bu ruh haliyle Müjgan'a cevap yazdım:"WhatsApp kullanıyor musun? Oradan konuşsak ya" dedim.
Müjgan'ın cevabı gecikmedi:
"tamam olur" demişti ve üzerine bana numarasını yollamıştı.Açıkçası tanışmanın bu kadar kolay olacağını; Müjgan'ın bana numarasını vereceğini hayal bile etmemiştim. Son mesajı okuduktan sonra on saniye kadar ne yapacağımı bilemedim. Sonra Müjgan'ın numarasını hızlıca kaydettim ve WhatsApp'a giriş yaptım.
Onu profil fotoğrafını açmamla başımın dönmesi bir oldu. Adeta sırt üstü yattığım yataktan göklere yükseliyordum ve gök yüzünde binlerce yıldızla Müjgan'ın fotoğrafının ışıltılı şekilde çizilmiş olduğunu görüyordum. Her yerde Müjgan vardı. Samanyolu galaksisi, kutup yıldız, Leyla ile Mecnun yıldızları ve nicesi nasıl olur da Müjgan'ın emrine girmişti. Mecnun nasıl olur da Leyla'ya Müjgan'ın dudağında kavuşmuştu. Müjgan'ın dudağı aşık ile maşukun buluştuğu durak mıydı?Dünyadan beni koparacak duygular içinde Müjgan'a ilk görüşte aşık olmuştum... Tarifi imkansız duygular içindeydim, kalbim atmıyor Müjgan diye bağırıyordu.
Aşkaram: 3.Bölüm bitmiştir. Okuduğunuz için teşekkür ederim. 4.bölümde görüşmek dileğiyle.