ZORAKİ EVLİLİK.

104K 3.3K 956
                                    

"Burcuyu öperken bana hisettiklerinin kaç katı daha çok hoşuna gitti."

Yüzünü ekşiterek yüzüme baktı ve.

"Kanlı soy ismini haketmiyorsun siktir git evimden"

'Gitmemi istiyor musun?"

"Anlamamış olamasın.Açık işte git!" diye bağırdı.

Baktım yüzüne gözlerini inceledim biraz.Koyu kahve gözleri aynı Burağın gözlerine benziyordu.

"Sen yaparken iyi ben yaparken mi problem?" dedim fısıltı ile.

"Ben erkeğim ama sen kızsın şimdi evimden çıkman için sadece 20 dakikan var."

----------------------Aras Kanlı---------------------------

Bavulunu yavaşça çekti. Kapının orada durdu bir kaç saniye.

Kal vazgeçtim. demek ne kadar da isterdim.Kalmamalıydı benim olmayan birine bakamazdım.Saçmalıktı.Miras umrumda bile değildi.

Koltuğa kendimi attım ve kafamı geri yaslayıp sessiz ortamı dinledim.

Ama hala çıkmamıştı evden durmuş bekliyordu belkide "son" bir kez baktı evine.

Sonra kapı açıldı ve yavaşça bavul dışarı sürüklendi ve hemen ardından kapı kapandı

Gittiğine emin olabilmek için kafamı kaldırıp baktım.

Gitmişti.Mutlu değildim.Ama üzgün hiç değildim. Sıradandım işte.

Sessizliği dinledim bir süre sadece sessizliği.Aslında ağzı yoktu ama ses vardı.Sanki bana bir şeyler fısıldıyor gibi.

Yağmur sesi duyuldu birden biraz gülümsedim.Bu sanki melodi gibi kulağa hoş geliyordu.

Yorgun olmasam kesinlikle duş almaya çıkardım ama yorgundum ve bu sessizliği bir daha yakalamam zordu.

Kalkmam ve peşinden gitmem gerektiğini bildiğim halde sadece güldüm.

Burcu olayına gelirsek. Burcuyla görüşmemiştim bile.Volkanla beraber bir barda biraz içtik saattin nasıl geçtiğini anladım bile.

Ruj lekesi nasıl olduğunu anlamadım.Arabadan inerken aynada farkettim temizlendim sansam da daha çok bulaştığını farketmemiştim bile.

O hızla Derine aldığım hediyeyi de Arabanın ön koltuğunda unutmuşum.

Ama o ne yapmıştı açıklamama yapmama bile izin vermemişti.

Sindirilmeyecek kadar ağır bir duyguydu.

Ayağa kalktım yavaşça, başım birden zonklamaya başlayınca tekrar oturdum.

Beynimdeki tümör gün geçtikçe büyüyordu.Başımda bu kadar dert varken hastalığımı sürekli unuttuyordum.

Ayağı tekrar kalktım.Bu sefer zonklamaya karşı oturmadım sadece biraz duraksadım.

Her insan bir gün ölmeyecek miydi zaten?

Dışarı çıkmak için kapıya vardığım telefonuma gelen mesaj sesiyle durdum.

Telefonumu elime alıp mesaj bölümüne girdim.

05********

Sevgili "eşin" elimizde.Depoya gelmek için sadece 50 dakikan var.Yanında eğer Gansterleri getirisen

Sevgili karın ölür.

Okuduklarım karşısında şoktan çıkmak içinm 1 dakika boyunca yerimde bekledim.

ZORAKİ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin