Zoraki Evlilik.

102K 3.7K 224
                                    

"Seni seviyorum cesur kız."

"Bende seni seviyorum siyahların adamı"

Gözlerimi yavaşca açıp Derine son bir kez baktım.
Biraz kulağına yaklaşıp
"Hoşçakal" dedim ve yere tamamen oturdum.

"Derinin gözlerinden akan yaşlar beni zaten öldürken bu acın son vermesi için hızlı ölmek için dua ettim.

Pattt ( Silah sesi)

DERİN KANLI

"Lanet olasıca."  diye bağırdım ağlayarak.

Duvara sıktığı kurşun dan sonra Benim korkamı.Arasın ise ifadesiz kalmasını seyretti.

"Eğlendim" dedi gülerek piç herif.

Aras yavaşa ayağı kalktığında adam bu sefer tavana ateş etti. Aras korkusuzca yanına yaklaştı.

Adam elinde ki silahı Arasın anlına dayadı ve tetiğe basmak için uzandı.

"Yapma." diye bağırdım.

Tetiğe bastı ama duyulan tek ses ufak bir tık sesi idi.

Aras gülümsedi ve adama attığı tekme sayesinde yere düşmesini sağladı.

Adam yere yuvarlanırken bende salak gibi ağlamaya devam ettim.

Aras adamın yanına gidip yüzüne tekme attı.

Sonra hemen benim yanıma gelip ellerimi ve ayaklarımı çözdü. Anlımı öpüp

"Kurtulduk Korkma." dedi hızlıca elimi tutu ve ayağa kalkmama yardım etti.

Ayağa kalktığımda yavaşça kapıya yöneldik.

Ayağından akan kan sayesinde ayağına baktım.

Kan hızlıca akmaya başlamış siyah pantolona kırmızı leke bırakıyordu.

"Acımıyor merak etme" dedi ayağına baktığımı anlayıp.

Eliyle beni durdurup kapının oraya gitti.

Küfürler mırıldanıp yanıma tekrar geldi.

"Benim arabayı almışlar şu ormanın oraya gidip Ercan ve Volkanı ararım ve gelir bizi alırlar"

"Benim arabam arka tarafta o orada ise onla gidelim" dedim sesimi kısarak.

"Götürmüşlerdir."

Elimi tutup arka kapıdan çıkmamızı sağladı.

Etrafı süzdüma
Ormana doğru koştuk. Yağmurun şiddetli yağması etrafın camur olmasını sağlamıştı.

Ayağı için yavaş koşmaya çalışsam da o koşmamızı hızlandırmak için beni çekiyordu adeta.

Ormana girdiğimizde koşmamızı yavaşlattık ve yürüyormuşuz gibi ilerledik.

"Silahı anlına dayadığında korkmadın mı?"

"3 Kurşundan fazla kurşun koymaz asla.Ayağıma sıktı,duvara sıktı ve tavan" 

"ya daha fazla koysaydı?"

"Ölürdüm"

"Cesaret ister." dedim sessizce.

"Asıl cesaret istiyen korumalar peşimizde olduğu halde yürümek" dedi koşmaya başlayarak.

Artık kalbim sıkışmış bir az daha adım atarsam patlayacakmış gibi.

"Aras duralım ölmek üzereyim"

"Yağmur yağıyor"

"Duralım işte"

"Yağmurdan nefret ederim"

"Ama sesi çok güzel" dedim elini bırakmaya çalışarak

Elimi bıraktı ve hızlı hızlı yürmeye devam etti.

"Nereye?"

"Ebenin amına.Tövbe tövbe"

"Ebemi tanımıyorum"
Dedim koşarak.

"Ya yavaşla"

"Sıkıldım ama" dedi o bezgin sesi ile.

"Ne yapmamı istersiniz?" dedim alaylı ses tonu ile.

"Soyunmanı" dedi adımlarını hızlandırarak.

Ağzım açık cevap bulmaya çalışırken

"Uğraşma bulamasın"
Dedi laf sokarak.

"Telefon çekmiyor şimdi götü yedik"

"Nasıl ya?"

"Çekmiyor işte."

"Birde ben bakayım"

"Sen baz istasyonu musun? Allahım sen bana sabır ver"

***

"Ne zaman dinecek bu yağmur?"

"Bana mı soruyorsun"

"Sana ne oluyor ya"

"Sigaram yanımda değil.İstersen fazla konuşmada yola çıkana kadar yürü."

"2 saattır yola çıkacağız ayağına yürütüyorsun beni.Yağmur şiddetlendi üşüyorum.Yoruldum ve sen benim susmamı istiyorsun"

Ceketini çıkardı ve bana verdi

Yanıma iyicene yaklaşıp kucağına aldı

"Üşümemen için cekettimi verdim.Yorulma diye kucağıma aldım.Susman için ise mütiş bir yol biliyorum. (dudaklarına bakmaya başladı genç adam)

Öylece baktım gözlerine o kahve güzel gözlerine.

Oda öylece baktı dudaklarıma.

2 saattir yürüdüğüz için nefesi daralmış, gögüsü inip kalkıyordu.

Yağmur damlaları yüzünden aşağa doğru yüzüme akıyordu.

Saçları bozulmuş
Göz altları sişmiş hatta morarmaya yüz tutmuştu.

Kafasını dudaklarıma doğru ilerletti.
Ben ise tepkisiz bir şekilde Arasa bakıyordum.
Aras gelmeden önceki zaman öylece aktı yaş olarak gözlerimden.
Engelleyemedim bile anı öyle bir sazan gibi bozmuştum.
Yağmur işte o an yavaşladı benim ise göz yaşlarım kendini belli etti.

"Neden ağlıyorsun?" dedi dudaklarıma bakarak

"Bir şey yok" dedim  bende gözlerine bakarak.

"Eğer öpmemi istemiyorsan konuşmasın" dedi kucağından indirip aşağı doğru ilerleyerek.

Ne yapmalıydım ki?
Salak ben diye geçirdim içimden.Gerçekten salağım diye tekrar etmeyide unutmamıştım.

Koşarak yanına gidip önüne geçtim.

Ve öylece öptüm onu.

Kendimi onu öpmek için mecbur değil kendi içten isteğimle öptüm o güzel dudakları.

Son nefesim bitene kadar öpmeye hazırdım o dudakları.

SON NEFESİME KADAR...

Merhaba çok kısa biliyorum.
Ama söz haftaya Salı yani tam gününde 1500 kelimelik bir bölüm yazacağım.

ANLADIM Kİ HİKAYEM SEVİLİYOR.YORUMLAR VE MESAJLAR İÇİN TESEKKÜRLER.

TABİ BAZI MESAJLAR BENİ ÇOK ÜZDÜ :-(

İYİ VEYA KÖTÜ YORUM YAPABİLİRSİNİZ KENDİ FİKRİNİZ AMA

"Aras ölürse bu kitap tam bir zaman kaybı" demeniz üzücü neyse öyle okuyanlar için böyle güzel okuyuculara FİNAL yaparak cezalandırmak olmaz.

"2K Vote için hepinize TEŞEKKÜR EDİYORUM."

"ÖPÜLDÜNÜZ"

:* :* :*

ZORAKİ EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin