'' ömür biter , gözyaşı bitmez . '' // siyah-prenses //
genç kız yatağın kenarında yaprak gibi titreyerek oturuyordu . sonbaharda nasıl yapraklar oraya buraya savruluyorsa eğer Merve de annesi öldüğünden beri öyle savruluyordu . daha bir kaç gün öncesine kadar annesine sımsıkı sarılıp , kötü ama annesinin ona tuttuğu ışıkla hapsolduğu karanlıktan az da olsa kurtulan Merve şimdi tamamen siyaha hapsolmuştu . her insan kendi hayatına yön verirdi öyle değil mi ? peki neden Merve yön veremiyordu ? buna engel olan neydi ? ortadaydı aslında . '' özgüven '' eksikliğiydi bundan mahrum eden .
Genç kız , yanağından süzülen gözyaşı tanesini silip gözlerini İstanbul'un eşsiz ve derin manzarasına gözlerine dikti . istenmediği evde , eğrelti otu gibi kenara çekilmişti . kocası tarafından istenmiyordu ki Merve de bu hayatı ve hayatına dahil olan adamı istemiyordu . ama ne yazık ki bu zoraki evliliğe katlanmak zorundaydılar . aslında iki gençte suçsuzdu sadece hayatın acı gerçekleri buna alıkoyuyordu onları . Merve'nin annesi , Emine hanımla konuşmuştu ve istediği tek şey Merve 'ye sahip çıkmaları idi . bundan dolayı Merve ve Burak bu evliliğe mecbur kalmıştı . Mecbur kalan iki gencin hikayesi başlamıştı aslında . her hikayenin , her masalın bir sonu olduğu gibi onlarında sonları olacaktı iyi veya kötü . yaşamadan bilemeyiz öyle değil mi ?
genç kız mavinin derinliklerine dalmışken , odaya giren Emine hanımdan habersiz bir şekilde seyre dalmıştı . Emine hanım emanetine uzun uzun baktı . ne kadar da masumdu oysa bu genç kız i hak ediyor muydu bu hayatı ? cevabı ise koca bir hayır (!) .
Emine Hanım'ın topuklu terlikleri , parkede tok ses çıkardığı için Merve 'nin bedeni seyre daldığı manzaradan alıkoyulmuştu . genç kız kafasını , kayınvalidesine çevirip gülümseyeme çalışmıştı . Emine hanım da aynı şeyi yapmıştı .
'' güzel kızım gel otur şöyle yamacıma , konuşalım seninle ''
Emine hanım yatağa oturduğunda elleriyle iki defa oturması gerektiği yere vurarak kafasıyla işaret etmişti . Merve ise bir kaç saniye bekleyip ikiletmeden kayınvalidesinin gösterdiği yere oturmuştu . Emine hanım gelininin , gözünün önüne düşen bir tutam saçı kulağının ardına koymuştu . ardından derin nefes alıp , Merve'nin ellerinin avucunun içine alıp sıcak bir gülümse gönderdi genç kıza .
'' güzel kızım , biliyorum zor. ama böyle olmak zorundaydı . beni affet olur mu ? ''
Emine hanım , Merve'nin yüzüne bakmaya cesaret edemiyordu . çünkü biliyordu ne Merve ne de oğlu Burak bu evliliği istiyordu . ikisi de zoraki olarak buna zorunlu tutulmuştu .
Merve dolu dolu gözlerle Melek hanıma baktı . Emine Hanımın ufacık bir suçu dahi olmadığını biliyordu . ona karşı bir kırgınlığı yoktu olamazdı da . genç kız Emine Hanımın ellerini sıkı sıkı kavrayıp kurumuş ağzını diliyle ıslatmıştı .
'' hayır Emine teyze sana bir kırgınlığım yok . Sadece canımın yanmasından korkuyorum çünkü yeterince yaram var . ''
Merve , gözlerini halının desenlerine dikip gözlerini Emine hanımdan alı koymuştu . oysa o kara gözlere bir kere hapsolan çıkamıyordu . adeta mıknatıs gibiydi , kendine doğru çekiyordu .
Emine Hanım , yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirip yavaşça yağa kalkmıştı . oğlu birazdan gelecekti ve yemek hazırlama vaktiydi . bu tür konuları konuşarak Merve'yi daha fazla sıkmak istemiyordu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyen #Wattys2016
Ficción General'' ben bu eve istemeyerek geldim ve tek suçlu ben değilim . bunu aklına sok . '' nereden geldiğini bilmediğim bir deli cesaretiyle karşımda ki adama meydan okuyordum . uzun boyundan dolayı kafamı kaldırıp ona bakıyordum . yüzü kusursuzdu , koyu ka...