35!

914 33 5
                                    

Uçağa doğru yol alırken birden önümüze iki tane araba geçti görkem arabayı durdurup arka arka gidiceği zaman arkadada iki araba durdu.

"Efendim başınızı eğin" diye bağırdı görkem. Dediğini yapıp eğdim başımı. Ama ne çare ki öldürüceklerdi beni! Güçlü dur güçlü dur! Savaş güçlü biri sende güçlü durucaksın! Arabaya doğru adamlar gelmeye başlayınca. Titremeye başladım. Arabanın ön camı kırılıp görkemin kafasından kurşun geçince çığlık attım ağlamaya başladım. Kan akıyordu.

"Görkem" dedim ağlamaklı sesimin arasından. İki adam benden taraftaki kapıyı açıp. Kolumu tutup beni aldılar. Direnmeye çalıştım. Ne çare adamlar beni arabaya doğru çekiştirip içeri attılar. Başımada silah dayadılar.

Ağlamayı kes mira! Savaş sana cesaretli olmayı öğretmedi mi? Öğretti! Başımı kaldırıp kendime güvendiğimi göstermeye çalıştım. 

Araba depo gibi bir yerde durunca çekiştirip beni indirdiler. Depoya doğru yürümek zorunda kaldım. İçeri girince sandalyeye doğru yürüdüm. Karşımda bir adam oturuyordu. Bağlicaklar diye düşündüm bağlamadılar. Başımızın üstünde ki ampul yanınca adamı gördüm. Bu kimdi?

"Beni niye buraya getittirdin" diye bağırdım. Oha aferim bana

"Savaşın kızı olduğu nasıl belli" dedi adam kınarcasına güldü.

"Beni bırak!"

"Başka bir arzunuz" dedi gözünü kısarak, gözümü devirdim. Telefonum hâla göt cebimdeydi. İçerde bu adamdan başkası yoktu. Telefonumu bir yere saklamam lazım. Konumumdan beni bulabilirlerdi. Fakat şarzım yoktu! "Napıcaksın bana" dedim korkuyordum aslında ama bunu belli etmemem lazımdı. Adam yüzüme gülüp. Ayağa kalktı depodan çıkmak için kapıya doğru yürüdü. Depodan çıkınca tek olduğumu anlamak için etrafa bakındım. Tektim hadi düşün düşün nasıl kaçabilirdim.

SAVAŞ ATEŞ!

Çatışma yerinde kimsenin olmadığını görünce sırıttım. Korkup kaçmışlardı. Keyfim yerine geldi. Görkemi aradım. Çalıyordu çalıyordu duymuyordu. Nerde lan bu çocuk! Tekrar aradım yine açmadı siktiğim  nerdesin!

"Barış! Görkem uçağa ulaştır-"

"Efendim rızanın adamaları mira hanımı almışlar" diyince kalakaldım.

"Ne?"

"Efendim görkemi beyninden vurmuşlar" dedi. Mirayı ellerine aldılarsa- Ne diyorsun oğlum sen! Telefonuma mesaj gelince rızadan olduğunu gördüm. Video atmıştı. Depo gibi bir yer patlıyordu! Bomba atıyorlardı. Hayır hayır hayır! Mira içerde yok demi yok! Olmaz yok hayır! Beni delirtmek için yapıyorlar! Kaskatı kesilmiştim.

"Savaş" baran sesleniyordu eskisi gibi değildim. Eski savaş değildim. Dik duramıyordum, düşmanlarımı takmıyordum, savaş ateş asla yenilmez diyip neticeye bakmıyordum. Sadece söyleniyordum. Bu ben miydim? Değildim. Başımı olmamış gibi salladım. Bu ben değildim. Savaş ATEŞ olmak bu değildi. Savaş ateş olmak oyunlara gelmek değildi. Karşımdaki benim düşmanımsa onu ezerdim. Telefonum çalınca. Buz gibi sesle;

"Sa-"

"Sus! Sen beni kendinle karıştırma rıza! Ben seni bir parmağımda oynatırım. O içerde diye bana yutturduğun kız. Yaşıyor! Yaşıyor ve ben onu bulduğumdan senin ebeni sike sike öldürcem ki seni doğurduğu için. Doğdun güne lanet ediceksin orupu çocuğu! O bana saydırdığın ağzını sikicem! O kızı kaçırttırdığın aklını ve adamlarını sikicem! Senide sike sike öldürücem! Ailenide yaşatmıycam orupunun evladı" diyip telefonu yüzüne kapattım. Ölmedi! İçime doğuyordu ölmedi! Düşün düşün düşün! Telefonu! Telefonu cebindeydi! Benim kızım o telefonu vermemiştir! Hızla arabaya atladım. Arabadaki sinyal cihazını açıp miranın telefonunu yazdım. Bir yandan da adamlara hazırlanmaları için uyarıyordum. Sinyal alınıyordu. Alınıyordu be alınıyordu! Hepsine arabaya binmelerini söyledim.

Sinyalin olduğu yere gelince ormanın içinde küçük bir evdi! Arabadan indim. Silahın emniyetini çektim. Bulduğım an sıkıcaktım o şerefsize. İçerden miranın sesi geliyordu.

"Savaş yardım et burdayım diye" içeri girince ateş sesi geldi. Baran beni yere atınca oyuna geldiğimizi anladım. Sikicem böyle işi! Kapıyı açar açmaz kapıya bağlanan tetik çekilmişti. Ve tetik kapıyı açan kişiye yani bana geliyordu. Ki baran beni yere atınca kurtulmuş bulundum. Miranın telefonunu sandalyenin üzerine koymuşlardı. Telefonu elime aldım. Ses kaydına baktım. Ne zaman kaydedilmiş 1 saat önce! Depo patlamasını açtım 3 saat önce çekilmiş. İçim azcık olsa rahatladı. Ses kaydını tekrar tekrar dinledim. Belki bir ipucu bulurum diye, bir ara 'köşke" diye bir ses yakaladım.

"Bu rıza piçinin burda köşkü var mı?"

"Evet efendim var" diyen utkuya döndüm "buraya çok az uzaklıkta" dedi ayağa kalktım. Telefonu cebime sıkıştırıp. Evden çıktım arabaya bindim. Köşke doğru yol aldık.

"Abi" diyen barana göz ucuyla baktım. Birşey demedim. "Ona birşey olmicak" dedi direksiyonu sıkmaya başladım. Ya olursa, bu nasıl bir düşüncedir savaş! O çok saftı. Ben onu kirletiyordum. Yutkundum. Gün geçtikçe onu ölümede sürüklüyordum. Ona hep bağırıyordum. İstemsizce canını yakıyordum. Hak ediyor muydu? Hayır! Peki ölüme doğru gitmeyi hak ediyor muydu? Hayır! Ben napıyordum. Kendi düştüğüm kuyuya onuda çekiyordum. Ve çekmiştimde kendime bağlamıştım. Bağlamıştım ve acısını çekiyordu. Doğum günü gecesi ona dokunduğumu sanıyordu. Yapmamıştım. Yapamamıştım. İstemiştim ama yapmamıştım.Korkmasından,istememesinden, korkmuştum şimdi daha da korkuyordum! Ben korku bilmeyen savaş korkuyordum. Aşkı bilmeyen savaş aşık olmuştu. Kendi hayatını bile sike almayan savaş bir başkasının hayatını önemsemişti. Bu savaş eski savaş değildi. Bundan sonra olamazdı da.

Köşke gelince etrafı dikizledim. Başımı direksiyona yasladım. Baran omzuma elini koydu destek olurcasına.

"Üzülme kardeşim sen güçlü birisin bir anda çökme olumlu yönde düşün yaşıyor ve burada"

"Belki değil" dedim başımı kaldırdım. Etrafa baktım siktiğimin özel köşküydü ve korumalar doluydu. Onlarda 200 adam varsa bizde 100. Kendini onlarla kıyaslamaya ne zaman başladın! Başımı sağa sola salladım. Cebimden maddeyi çıkarınca baran kolumu tuttu.

"Abi sakın!" Diye ciddiyetle yüzüme baktı. "Beni sakinleştiricek tek şey bu" dedim baran silahı elime verip "onu cebe at! Seni sakinleştiricek tek şey şu karşıdaki sik beyinlileri öldürmek" dedi sırıttı. Gülücek havamda değildim. Başımı sik kafalılara çevirdim. Her arabada olan aramaya bastım

"Beni dinleyin içeriye gizli gizli giricez kendini yakalatan gazabımdan korksun! Yakalanmak diye birşey asla yok! Şimdi İçerde zaten sadece sağ kol olur! Oda rızanın peşinden ayrılmaz. Arkaya ilk beş sıra halletsin önüde sonraki 4 sıra halletsin en son birinci sıra benimle geliyorsunuz! Bir yanlış dahi istemiyorum" dedim kapattım. Arabadan çıkıp herkes yerlerine doğru hızla geçti.

Sizleri seviyorum🇹🇷

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE🇹🇷

BAŞIMIZ SAĞOLSUN🇹🇷

BU ÜLKE ÇÖKMEZ🇹🇷

Okul BelamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin