Savaş beni evime bırakıp işinin olduğunı söyleyip gitmişti. Bende kısa bir duş alıp banyodan çıktım. Odaya girip dolaptan yüksek bel jean siyah pantolonla uzun kollu kapşonlu göbeği açık siyah renk bulizimi giyip beyaz çoraplarımı giydim. Siyah converslerimi giyip yatağa yattım bir giyinmeyle insan nasıl yoruluyor be!
Kapımın açılmasıyla hızla oturur pozisyona geçtim. Gelen savaşmış
"Ohh" dedim savaş gülüp yanıma geldi
"Mis gibi sen kokuyor oda" dedi anlıma öpücük kondurdu. Gülümsedim
"Nereye gittin"
"Depoya giden adamaların yanına"
"Hm" dedim ayağa kalktım makyaj masasına oturup saçımı taramaya başladım. Savaş tepemde dikilip duvara yaslanmış beni iZliyordu.
"Bana nasıl huzur verdiğini biliyor musun" yanaklarımın kızardığına emin olabilirim başımı eğdim. Parmağıyla çenemden tutup kaldırdı
"Utanma benden"dedi gülümseyerek, "saçını kurutmicak mısın"
"Hayır"
Kaşını çattı "hasta olursun"
"Olmam savaş"
"O saç kurutulacak dedim"
"Ya savaş" dedim ayağa kalktım karşısına geçtim "hemen kurur zaten"
"Hasta olursan..." Dedi bir adım yaklaştı. Önüme gelen saçımı arkaya attı.
Savaşın telefonu çalınca "zamanlamanızı sikim" dedi telefonu kulağına götürdü.
"Söyle"
"..."
"Tamam"
"..."
Telefonu masanın üstüne koydu. Yaklaştı öpüceği sırada süslü aramıza girdi.
"İt..."
"Savaş köpeğime laf yok" dedim eğilip kucağıma aldım.
"Bi it eksikti aramıza giren"
"Ya nediyor bu adam sana"
"Ha şimdi adam olduk"
Güldüm dudağına buse kondurdum çekiliceğim sırada dudağımı ısırdı inledim
"Acıdı"
"Öpim geçsin" dedi yaklaştı bende yaklaştım tam dudağıma değdiği sırada gülerek odadan çıktım.
"Kandırdın demek" diyen savaşın sesine daha da güldüm. Odamdan çıkıp oturmadasına girdi. Bende 3lü koltuğa oturup ayaklarımı uzattım. Savaş gözümün içine bakınca anlayıp koltuktan kalktım. T-shirtünü çıkarıp koltuğa fırlattı. Kendiside ayağını uzatıp oturunca yanına oturdum. Kumandayı alıp film kanalarında gezindim. Yok hiçbirşey yok!
"Sıkıldım savaş"
"Bende sıkıldım ama birşeyler yapamıyoruz ne yazık ki"dedi sırıtarak tabi ben yine domates. Savaş gülmeye başladı.
"Benim telefonum yok almam lazım" dedim ayağa kalktım. Savaş cebinden iPhone 6 çıkarıp uzattı.
"Ben attım almakta bana düşer" dedi bileğimi tutup oturttu.
"Gerek..."
"Vardı" dedi orta sehpaya koydu.
"Teşekkür ederim" dedim yanağına öpücük kondurdum. Gülümsedi burunlarımız değiyordu. Savaş dudağıma bakıp alt dudağını yaladı. Yaklaşıp dudaklarımızı değirdi. Gözümü kapattım karşılık vermeye başladım. Savaş altına alınca korku tüm vücuduma dağıldı ellerini belime sardı ağırlığını üstüme verdi. Çekildi dudağını yanağımda geZdirdi. Gözü kapalıydı kendinden geçmiş gibi duruyor. Burnunu boynumda gezdiriyordu. Kapı zili çalınca küfür edip üstümden kalktı. Tuttuğum nefesi almaya başladım. Koltuktan kalkıp üstümü düzelttim. Savaşda t-shirtünü giydi. Kapıyı açınca Ahmet'i görünce şok oldum
"Ahmet?"
"Naber güzellik"
"Güzellik?!" Diyen arkamdaki savaşa baktım. Sinirlenmişti Çenesi kasılmıştı
"Sen kimsin?"dedi Ahmet, savaş ürkütücü bir gülüş yapıp arkadan belime sarıldı. Ellerinizde çıplak olan göbeğime koydu okşamaya başladı Ahmet'e bakınca gözünü Oraya odaklamıştı.
"Ahmet savaş sevgilim" dedim ortamı yumuşatmak için yumuşak bir sesle. Gözünü savaşın elinden çekip
"Anladım. Ben seni merak etmiştim bir anda kalkıp gidince"
"Gördün mü gördün siktirip gitsene" diye gürledi savaş
"Doğru konuş"dedi Ahmet
"Konuşmuyorum lan"
"Savaş sakin olun"
"Çok pis bir sevgilin var mira"
"Ahmet git nolur" savaşa dönüp
"Aşkım lütfen içeri lütfen"
Savaş sırıttıp ensesini kaşıdı
"Pis." Dedi bir adım attı
"Savaş sakin, Ahmet ben seni sonra ararım şimdi lütfen git lütfen"
"Tamam canım zaten bu tiple kavgaya girmem" savaş yumruğunu sıkınca hemen kapıyı kapattımz
"Aç o kapıyı" kapının önünde durdum.
"Sevgilim lütfen"
"Çekil!" bileğimi tuttu kendine çekti
"Gitti işte uzatma nolursun" üstüme gelince geriledim. Bedenim kapıyla çarpıştı niye üstüme geliyor ki?
"Sana dediğimi niye yapmıyorsun!"diye gürleyince gözümü kıpıştırdım yine başlıyoruz! Gözüm doldu savaş bileğimi acayip sıkıyordu.
"Ç-Can'ım acıyor" dedim bir damla yaş aktı. Bırakmayıp yumuşattı bileğimi ovmaya başladı elimi çekip
"Bırak" dedim önünden geçmeye çalıştım her seferinde birileri için benim Can'ımı yakıyor! Gözümdeki yaşı tutuyordum gözlerim yanmaya başladı. Savaş geçmeme izin vermedi üstüme yapıştı.
"Özür dilerim"
"DİLEME!" Diye bağırdım. Bağırmama şaşırınca ittirip önünden geçtim odama girdim. Kapıyı kitledim. Kapıya vurup;
"Aç şu kapıyı" cevap vermedim yatağa yattım yastığa sarılıp ağlamaya başladık.
"MİRA AÇ ŞU KAPIYI" diye gürleyince yastığa sarıldım. Korkuyordum.
"Ya açarsın şu kapıyı ya da kırıp açarım bunun sonuda iyi olmaz!" Diyince korkum daha da arttı. Açsam bir türlü açmasam bir türlü of of!
"Mira!" Diye yine bağırınca ayağa kalktım kapının kilidini açtım. Savaş durdu gözünü kısıp bıçak gibi KESK'in bakışlarını bakışlarıma kitledi.
"Kalbimi kırıyorsun savaş! Her seferinde kalbimi kırıyorsun"
"KAPIYI KAPATMANDAKİ AMAÇ NEYDİ!" Geriledim üstüme geldi o geldikçe ben geriliyordum. Sırtım soğuk duvarla buluşunca ürperdim.
"Niye kaçıyorsun!"diye tısladı.
"Korkuyorum" bileğimi tutunca çenem titremeye başladı.
"Ö-özür di-dilerim" dedim elini yüzüme yaklaştırınca yüzümü yan çevirdim gözümü kıpıştırdım.elini yumruk yapıp duvara vurdu. Çığlık atmamak için kendimi tuttum. Ellerini belime sarınca gerilemeye çalıştım bedenine yasladı sarıldı. Hıçkırdım tepkisizce durdum.
"Özür dilerim kendimi kaybettim yine" cevap vermedim her zaman böyle mi olucaktı?
"Korkma nolursun" sesi yumuşacıktı ama yine de korkuyordum. Ve şuan ona çok kırgındım. Ayrılmak için hamle yaptığımda kollarını daha da sardı.
"Savaş bırakırmısın"
"Beni affedene kadar bırakmicam"
"B-bırak lütfen"
"Öpersen bırakırım"
"Savaş sabahtan beri bağırıyorsun ve şimdi beni öpersen bırakırım diyorsun,her şeye kendin açından bakma! Biraz beni de düşün! Bana düşmanınmışım gibi bağırıyorsun!" Göğsünden ittirip kurtuldum. Yüzüne yine bakmadan odadan çıktım. Girişteki oturma odasına geçip koltuğa oturdum. Savaş odadan yine öfkeli halde çıktı. Kapıya doğru gidip kapıyı açtı durup girişteki çekmeceden silahını aldı beline koyup ceketini giydi. Niye silah aldı ki o şimdi? Birine birşey yapmaz demi? Ya da kendine? Ya da Ahmet'e! Hızla telefonumu aldım kişilere baktım tam tahmin ettiğim gibi kişilerde tüm erkekler silinmiş. Yani savaşın tanıdıkları dışındaki erkekleri silmiş. Merve! Tabi ya o Ahmet'i tanıyor. Hemen numarasına basıp aradım. İkinci çalışta açıldı.
"Alo Can'ım"dedi neşeli sesiyle
"Merve bana hemen Ahmet'in numarasını atarmısın"
"Tabi,birşey mi oldu"
"Yok sonra anlatırım"
"Tamam hemen atıyorum"
"Tamam Can'ım saol" dedim kapattım. Telefonum titreyince numarayı hemen kaydetip aradım. Hemen açıldı.
"Alo güzelim hırçın sevgilin Nasıl izin verdi aramana"
Arkadaki bir ses;
"İzin vermedim o aradı"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okul Belam
ChickLitMira aksoy orta halli bir ailenin kızıdır. Babasının işlerinin daha iyi olması için ankaraya taşınırlar mahalledeki devlet okuluna kayıt olur. Devamı için lütfen okuyunuz...