26!

1.4K 57 8
                                    

"İndirin o silahları" bu ses tanıdıktı gözümü açıp savaşın arkasından çıktım onur! Onur burdaydı ve yanında birkaç adam vardı. Bize silah doğruluntan adamların kafasına silah dayamışlardı. Kenanın adamları silahlarını yere attılar
"Sağol onur"
"Ne demek ateş"dedi güldü. "Siz gidin ben bunları depoya atarım sonrasıda allah kerim" dedi. Savaş güldü tokalaşıp  onur ve yanındakiler arabaya binip uzaklaştılar. Savaş bana doğru dönüp
"İnanıyormusun artık bana?"
"Evet" dedim gülümsedim ellerini belime yerleştirip kendine döndürüp dudağıma yaklaştı. Değdiği anda aniden geri çekildim. Savaş kaşlarını çattı
"Yapamıyorum"diye mırıldandım savaş kendine çekip dudaklarını dudaklarıma kitledi. Çekilmek için hamle yaptığımda alt dudağımı dişledi karşılık  vermiyordum. İçimden gelmiyor değil çok istiyorum ama yapamıyorum savaşı  tam affetmiş değilim! Beni o gece bırakıp gitmeside kızgınlığım içindeydi.
Savaş çekilince nefes alıp biraz geriledim
"Neden karşılık vermedin"
"İçimden gelmedi beni eve bırak yoksa tek başıma giderim" tek kaşını kaldırdı
"İçinden gelmedi!"
"Tek o cümleyi söylemedim beni eve bırak"
"Bırakmıyorum gidiyoruz çünkü"
"Gidiyoruz derken? Sen gidiyorsun ben burdaki hayatıma devam ediyorum"
"Burdaki hayatın mı? Tanımadığın insanlarla kafeye gidiyorsun partiye gidiyorsun bu mu hayatın? Niye tanımadğın insanları hayatına alıyorsın!"
"Senide tanımıyordum ama aldım"
Söylediğim cümle üzerine biraz durdu
"Yani beni hayatından çıkarmadın"
"Öyle demek istemediğimi biliyorsun"
"Demek istediğin buydu"
"Çok sinirsin"
"Biliyorum"
"Beni eve bırak"
"Çok sinirsin"
"Biliyorum"
"Bırakıyor musun bırakmıyormusun"
"Bırak mıyorum"
"Sen bilirsin" diyip yolun üzerinde yürümeye başladım
"Havanın kararmasına da yarımsaat var"
"Umrumda değil"
"sen bilirsin" arkama döndüm  arabaya bindi  bana bakınca kafamı çevirip yürümeye devam ettim.

Hava karardı ve ben tek başıma elimdeki telefonumun feneriyle yürüyorum nereye gittiğimi bile bilmiyorum. Kurt uğuldayınca adınlarımı hızlandırdım. Acaba geri dönsem mi? Çünkü savaş hiç geçmedi arabada oturuyordur. Birden ışığım sönünce irkildim of amk ya şarzım tam biticek zamanı buldu. Zifiri karanlık şuan korkudan ölebilirim yere yatıp  gözümü yumdum
"Korkmuyorum korkmuyorum hayat senden hiç korkmuyorum"
Diye şarkı mırıldanıp kendime destek olmaya çalıştım ama yok fayda etmiyor
"Sen her korktuğun zaman yere mi yatarsın"
Çığlık atıp ayağa kalktım bedenim sert bir vücuda çarpınca gözlerimi açtım
"Savaş! Ödüm koptu hayvan" dedim hemen sarıldım kucağına alınca ayaklarımı beline sardım kafamı boynuna gömdüm savaş bir ağaca yaslanıp yere oturdu
"İyi misin"
"H-hayır korkuyorum" dedim gözümü yumdum
"Korkma yanında ben varken hiçbirşeyden korkma tamam" dedi belimden tutup yüzüne bakmamı sağladı
"T-tamam" dedim gülümsedim savaşta gülümsedi "sen korkmuyormusun?"
"Neyden?"dedi gülerek
"Karanlıktan,hayatından,seni öldürmek isteyenlerden,silahtan"
"Korku benim duygularımdan biri değil!"
Tam konuşucakken;
"Ama senle ilgili herşeyden korkuyorum,sana zarar gelmesinden, birinin seni kaçırmasından,benim seni ağlatmamdan,sana güven vermemekten,benden birgün vazgeçersin diye düşünmekten, her gece bu sikik hislerden korkuyorum"
Ağzım açık savaşı dinliyordum beni çok seviyor ve ben aptal gibi o beni sevmiyor diye ağlıyorum
"Özür dilerim" diye mırıldandım gülümsedi
"Dileme sev yeter"
Göğsüne yaslanıp kokusunu içime çektim. Köpekler yine ulayınca savaşa iyice sokuldum. Savaş kolunu dizimin altına aldı diğer koluyla belimi tutup kucağına aldı
"Nereye"
Gülümsedi. Ormanın iyice içine girince küçük bir ev çıktı karşımıza. Evin önüne gelince savaş kapıyı açtı
"Burası kimin"
"Bizim" dedi sırıttı kapıyı ayağıyla kapattı. "Yere inebilirmiyim" deyince güldü yere indirdi. Tatlı bir yerdi yani küçüktü ama savaş yanımdaysa her yer güzel görünürdü. Kahverengi tekli koltuğa oturdum kollarımı ısıtmaya çalıştım. Çünkü bugün hava çok soğuktu ve ben şort ve kısa kollu giymiştim. Savaş elinde sigarasıyla karşımda dikildi
"Ayağa kalk" dedi alaycı sinirle, güldüm  ayağa kalktım oturdu kucağını gösterdi belimi ona yaslicak şekilde oturdum başımıda omzuna yasladım. Savaş sigarayı yüzüme üfleyince ona döndüm dudağıma sesli bir öpücük bıraktı şirince gülümsedi güldüm tavanı izlemeye koyuldum. Savaş elini yanımızdaki dolaba uzatıp açtı içinden battaniye çıkarıp üstümüze örttü. Gözlerimi yumup güzel uykuma kendimi bıraktım.
Havalanınca gözlerimi hafif araladım. Savaşın kucağındaydım beni yatağa bırakıp anlıma uzun öpücük bırakıp dışarı çıktı. Gözlerimi daha da açtım pencereden gözüküyordu. Yine sigara yakmıştı dumanı her üfledikçe kıskanıyordum. Neden o sigara hep ağzına giriyor ki? Ve dudaklarına değiyor?
Kıçından içsin yavrum
Doğru of ne diyorum ya ben! Gözlerimi yumup yine uyku moduna geçtim.

Gözlerimi açınca biraz şok geçirdim  savaş ayağını karınımın üzerine atmış elinide belimin altına yerleştirmiş kendine çekmiş kafasıda göğsümün üstünde yatıyor. Ben yastık mıyım yahu?
"Savaş"
"Hıııı"
"Kımıldaya mıyorum"
"Hı hı"
"Savaş"
"Efendim" dedi gözlerini açtı başını hafif kalırıp dudağıma masum bir öpücük kondurdu gülümsedim gülümsedi
"Günaydın"dedim "günaydın" dedi yine dudağıma öpücük kondurdu gülümsedim
"Savaş ben yastık mıyım"
Tek kaşını kaldırdı "yastık senin yanında halt etmiş" dedi güldü
"Allah allah"dedim gülerek, savaşın saçı anlına düşmüştü onu kaldırıp okşamaya başladım savaş gözlerini yumdu anlına öpücük kondurunca gülümsedi
Savaşın telefonu çalınca savaş oflayıp gözlerini açtı yataktan kalkmadan telefononu alıp geri karnıma yattı
"Efendim amca"
"Miranın yanındayım"
"Gelmeye çalışıcam"
"Oruspu çocuğu işte"
"Onur burdaki depolardan birine götürdü"
"Yok güvenli"
"Amca sorguya çekilmiş gibi hissediyorum"
"Bilmen ne güzel"
"Bitti mi"
"Tamam amca sen konuş ben dinliyorum" dedi telefonu yatağın bir köşesine fırlattı. Güldüm savaş burnumu sıkıp
"Ben açım"
"Burda ne yiyebilirz ki"
"İçerde mutfak var"
"Ha" dedim savaş gülüp karnımdan kalkıp yastığa yattı
"Hazır olunca beni çağır" dedi yorganı başına kadar çekti.
"Yapamicam sanıyorsun demi"
"Yoo"dedi gülerek. Yastığımı alıp kıçına yapıştırdım yataktan kalktım
"Terbiyesiz"dedi yorganı başından çekti
"Ben mi cık cık cık"
Bileğimden tutup yatağa çekti. Kolunu sağ kolumun yanına koyup yarım şekilde üstüme çıktı. Dudağıma yaklaşınca gözlerimi kapattım. Dudaklarını dudaklarımın üstğnde hissedince karşılık verdim.

Kaç dakikadan beri öpüşüyoruz bilmiyorum ama savaş kendinden geçmiş gibi bu beni biraz tedirgin ediyor. Kafamı yana çevirerek dudaklarımızı ayırdım. Nefes almaya başladım.
"Özlemişim be" dedi üstümden kalktı utançtan ölebilirmiyim. Evet! Savaş t-shirtünü giyip kapıyı açtı
"Nereye?"
"Bunun şerefine bir sigara içmem laZım"
Gözümü devirdim. Gülüp kapıdan çıktı geride kapattı. Ayağa kalkıp içerdeki iki kapının birini açtım banyoymuş! Diğer kapıyı açtım işte burası mutfak. İçeri girip ışığı açtım. Küçük bir buzdolabı vardı onu açıp içine göz gezdirdim.
2 kutu meyve suyu vardı sadece, alıp tekrar girişe geçtim koltuğun üstüne oturdum. Savaş içeri girince bana bakıp  güldü bende gülüp ayağa kalktım oturdu. Kucağına oturup meyve suyunu verdim.
"Sen iç benim içesim yok"
Tek kaşımı kaldırdım "neden?"
"Canım istemiyor"
"Hı"
"Hı hı"
Yanağına öpücük bırakıp meyve suyuma pipeti batırıp ağzıma koydum. Savaş birden pipeti çekip ağzına koydu
"Bak bu lezzetliymiş"
"Pislik"
Burnumu sıkıp. Meyve suyunu yere attı. Uzanıp yerden aldım. Bana napıyorsun bakışı atınca omuz silkip çöp kovasına fırlattım allah belanı versin karizmam eridi. Savaş gülmeye başlayınca
"Sen sanki atabilirsin"
"Getir"
Ayağa kalkıp kutuyu alıp geri savaşın kucağına oturdum, tabi busefer belimi ona yaslicak şekilde. Savaş kutuyu alıp çöp kovasına fırlattı. Ve girdi aman ne büyük başarı. Savaşa dönüp baktım
"Bende atardımda canım istemedi yani yere atmak istedim"
"Aferim sana o zaman"dedi gülerek
"Sağol" dedim önüme döndüm tekrar savaşa dönüp
"Biz hep burda mı kalıcaZ soğuk burası"
"Bu kıyafetleri giyersen üşümen çok doğal"
"Of savaş"
Çenemi ısırıp "kalk gidelim araba zaten yakınlarda"
"Tamam" dedim ayağa kalktım savaşda kalkıp elimi tuttu. Kapıyı açıp çıkacağımıza durdu. Üstündeki deri siyah ceketi çıkarıp verdi
"Sen?"
"Ben üşümüyorum"
"Ama yağmur yağıcak kısa kolluyla üşürüsün"
"Güzelim üşümem dedim demi" dedi dudağıma buse kondurdu gülümseyip bende dudağına buse kondurdum.
"Beni çıldırtıyorsun" dedi nefesi dudağıma çarpıyordu. Dudağıma yapışıp bedenimi kapıya yasladı. Açlıkla öpüyordu karşılık vermekte zorlanıyordum. Çekilip dudağıma buse kondurdu. Ceketimi elime verdi giydim büyük olmuştu ama savaş kokuyordu! Şuan hem utançtan hemde savaşın kokusundan bayılabilirim.
Mutluyum.
Huzurluyum.
Bunu bozulmasını hiç istemiyorum.
Sa Gençlik bölüm nasıldı? Artık vote ve yorumlara göre yb gelicek!
5 vote
5 yorum' a yb gelicek şimdi diceksiniz ybyi yazman uzun sürer falan ama yb hazır🐼
Sizleri seviyorum muck muck✖️

Okul BelamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin