Kadın Gider, Adam Ölür..

69 11 8
                                    

Birkaç saat sonra.....

♦Beril♦

Bir eve getirdi beni Burak. Hiçte şirin bir görüntüsü yoktu bu evin. Tam tersine ruhum gibi harabeydi. Evin dekorasyonunda çok koyu seçimler yapılmıştı.
Burak beni kolumdan tutup bir odaya getirdi ve konuşacağız diye otutrtturdu sandalyenin üzerine. Yaklaşık yarım saat sonunda "anladın mı sonunda. İşte olay bu." dediğini duydum. Başından beri onu hiç dinlememiştim. "Anlamadım çünkü seni başından beri dinlemiyordum." diyerek ona karşılık verdim. Yüzü ilk şaşkın, sonra ise kızgın bir ifadeye büründü. Ayağa kalkıp bana yüksekten baktı. Bu bakışları nedense fazlasıyla ürkütmüştü beni. Onun gibi bende ayağa, tam karşısına dikildim.. "Dinlemiyeceğim seni.." biraz bakıştıktan sonra iyice yutkunup sözlerimi sürdürmeye çalıştım.
"Sen adam değilsin.. İnsan bile değilsin. Yarımsın sen.. Hep yarımsın........ En önemlisi de çok beceriksizsin.. Gidiyorum ben ve beni sakın durdurmaya kalkma!" diyerek arkamı dönüp birkaç adım attım. Burak'ın konuşmaya başlaması ile adım atamadım ve olduğum yere çivilenmişçesine hareket edemedim. "Fincanda kahvem yarım kaldı...
Kültaplasında sigaram yarım kaldı
Tabakta yemeğim yarım kaldı
Çiğerlerimde aldığım nefes...
Başladığım kitap baş uçumda yarım kaldı.
Bardakta su yarım kaldı
Bilgisayarda açtığım film...
Gözümde ki yaş yarım kaldı
Yüreğimde buruk hüzün...
Kızılay'a gidecektim döndüm yol yarım kaldı
Kağıtta yazmaya başladığım şiir yarım kaldı
Beynimde ki bizli hayaller yarım kaldı
Dilimde seni seviyorum yarım kaldı
Hissetmediğim kalbim yarım kaldı
Her an intihar eden ruhum yarım kaldı
Geceleri uykularım yarım kaldı
Gündüzleri yaşamak...
Bir özlemek duruyor tastamam
Git ki Özlem'lerimde yarım kalsın... Benim her şeyim yarım.. Ben kendim tam olsam ne yazarım ki? Hı?....
Beceriksizlik konusunda ise;
Gündüzlerde geceden kalma karanlığın tortusu. Tam kavuşmuşken buğulu camlı, beyaz kaldırımlı sokaklara, şubatın ortasında bahar havası. Okulu asıp parkta yeni aşklar devşirme tadı var dışarda. Ama okul bitti. İşide asamam ki! Tam Prensesin öpücüğü ile prens olacakken Prensesi kötü yola düşmüş kurbağa gibiyim. Her yan düş kırıklığı. Çok gitmez toki gelir bataklığı kurutur koca koca binalar diker, bataklıksızda kalırım! Ne komik. Git gide küresel ısınmaya yenik düşüyor hikayem farkındayım. Uçurtma uçurmak geldi içimden. Oda olmadı birine dedim uçurtma uçuralım diye bilmiyormuş, bende bilmiyorum. Gülüşü papatya kokan biri Nasıl bilmez uçurtma uçurmayı, üzüldüm. Üzülmek hiç bir halta yaramasa da oto b*ka üzülüyoruz. Hikayemin her köşe başında bir Cem Adrian şarkısına rastlar gibi üzülüyorum. Üzülmeyim diyorum ama bisiklette süremiyorum. Gülüşü papatya kokan biri bisiklette süremem ki dedi! Paten yapıyormuş ama oda bana yakışmazmış. Bana ne yakışır ki dedim sustu. Bende susmalıyım ozaman. Bana bir yalnızlık yakışır. Elime sigara, fincana kahve yakışır. Hava güzelmiş bana ne..."

Göz yaşlarım aceleleri varmış gibi atlıyorlardı gözlerimden. Ne kadar da değişmişti (Burak)....

Burak

'Gitme' de diyemedim arkasından.
Sözcükler ağzımdan istemsizce dökülüvermişti. Gözyaşlarımda...
İçim acıyor.. Hem de çok.. Her zaman arkadaşları ile kaynaşıp oynamaya çalışan fakat her seferinde dışlanan bir çocuk gibi hissediyorum kendimi. Çok acınası bir durum...
Keşke ardında 'dur gitme! Benimle kal' demeye cesaret edebilseydim..

Kelimeleri tüketen anlar vardır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kelimeleri tüketen anlar vardır. Gidişler gibi. Başka bir sevgiliye giden sevgiliye arkasını dönmüş hızlı umarsız adımlar atarken ne denir ki? Kal desen duyar mı? Eksik olan neydi desen umursar mı? Toparlanmış valiz, tekrar dağıtılmaz ki! O arkasını dönüp giderken, hangi kelimeler devam ettir ki hikayeyi ? KADIN GİDER, ADAM ÖLÜR.




İlk ve Son 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin