Her Yer

50 8 4
                                    


♦Beril♦

Teşekkürler Tanrı'm
Şehrim karla karışık yağmura teslim. Haddinden fazlaca karışıkken bakışlarım, şimdi birde havada ki karışık... Görüş mesafesi sana kadar, senden ötesi bir alabildiğine puslu. Günlerden cumartesi martın kaçı unuttum. Evin yakınındaki okulun boş oluşu günü cumartesiye yorma sebebi lakin pazarda olabilme ihtimali muhtemel, belki de pazardır bugün kim bilir. Alıp veremediğim her nefes seni beynimin en kuytu hücresine kadar taşırken, sabah kahvaltı masasında simit olmada beynim düşünme fiilinden bir hayli uzakta. Günleri karıştırıyor olmam gayet doğal ömrümün bu yüzyılında. Aslında günle, geceyle de pek bağ kalmadı aramda. Gün doğmuş, gün batmış kime ne! Sigara ve kahve içmek için özel bi ana ihtiyaç duymaz insan. Yalnızsanız, dünyada sizin dışınızda nefes alan hiçbir canlının bu yalnızlık umurunda değilse içilir efendim, her an sigara yakılır, kahve içilir.
Gidişinin ertesi saniyesinde "hayat" cümlemde büyümek fiili yüklem görevini devralırken, görkemli bir cenaze töreni düzenleyemedim çocukluğuma. Kimsesizler mezarlığına belediyenin defnettiği mülteciydi ruhum. trajikomiklik denilen hadise bu olsa gerek. Yarım yaşanmış çocukluğun kırgınlığının tortusu ruhumun üzerindeyken, bu yitik cenaze, bu zamansız ölüm... Hiç yakışmadı ne bana, nede çocukluğuma. Bir uçurtmayı özgür bırakabilirdim oysa yitip giden çocukluğumun ardına... Olmadı yapmadım, yapamadım. Hiç bir şeyi yapamadığım şu ömrümde sensiz kalabilmek dışında hiç bir haltı beceremedim. Hiroşima bile daha yaşanası bir kara parçası olsa gerek hayatımdan! Kızmıyorum ne sana nede son buluşmamızdan sonra binip gittiğin otobüsün şoförüne. Ben gitmeyi bile beceremiyorken sen nede güzel gittin. Öyle güzel gittin ki ben hala bırakıp gittiğin yerde gidişini tesirindeyim. Yeşil yanmış, kırmızı halindeyim. Gece araba farına tutulmuş baykuşum, düşünme yetimi yitirdim, hükümsüzdür.
Seni sevdiren Tanrı'ya sonsuz teşekkürler. Sıradan gidişi olan birini sevmiş olsaydım, hala düşünebiliyor olurdum ki bu düşünme ciddi kesiklere, kutu kutu anti depresanlara, sinir harplerine, yok oluşlara, düş otopsilerine, yitik uykulu gecelere yol açabilirdi ve daha bir sürü tuzsuz yemek tadında facia işte. Kıymetli bir ödül gidişinin ardından düşünemiyor olmak. Kaybolmuyorum "neden gitti" düşüncesinin kum fırtınasında. " neden gitti... Geri gelir mi... Başkasını mı sevdi... Eksik olan neydi... Suçlu ben miyim yoksa Jüpiter mi... Sezen mi dinlemeli yoksa Müslüm mü?" ne çok karanlık soru girdabını es geçiyorum değil mi? Beni çok sevdiğin için teşekkürler Tanrı'm. Fırtınalardan uzağa düşüyorum ne güzel. Yaşama şansı verdiğin için teşekkürler Tanrı'm. Yeni acılarımı dört gözle bekliyorum. Yeni acılarım için, geçmiş ve hala geçmeyen acılarım için teşekkürler Tanrım...

♦Burak♦

Günün aydığından bahsediyor insanlar sende doğuyor mu güneş? Güzel olurdu herhalde gün doğumu denilen hadiseye şahit olmak. Sen olayınca malum günüm aydın olmuyor. Gelsen hani bir sabah önce güneş doğsa odama sonra kahvaltıyı hazırlasam omlet yapsam sana şekerini ben atsam çayına ben karıştırsam. Olmuyor böyle sensiz çaya şeker bile atmıyor insan. Sensiz hayatın tadı yokken, bırak çayda tatsız ve acı kalsın...

Kör olasın demiyorum sana! Kör olmada gör beni, gör geride kalanı. Sahi vazgeçtiklerin bulduklarına deydi mi? Sen faili oldun düşlerimizin. Üşüyorum bir ölü gibi soğuk tenim. Yusuf misali kör kuyudayım, füleyhanın zindana attırdığı Yusuf'um. Gör beni... Bitmiyor ki hikaye be sen gittin ben kaldım diye. Keşke bitse gidenin ardı sıra herşey bitse... Bir gün gel de bana, Azrail yoldaşım olmadan önce gel de bana..

 Bir gün gel de bana, Azrail yoldaşım olmadan önce gel de bana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

♦Beril♦

Yedi bitirdi hayat adında bir zebani tüm umutları ve gölgesinde küle döndü yarınlarım...
Bulutlar diyorum onlar bile yok oluyor, sanki gökyüzü üzerime düşüyor, bir o kutsal ışık hüzmesi eksik ölüm yaklaşıyor sen uzaklaşıyorsun...
Gelme, ölüyorum öldüğümü bilme, bilirsen üzülürsün belkide ağlarsın. Ben sebep olursam tek damla göz yaşına yatamam o mezarda...

 Ben sebep olursam tek damla göz yaşına yatamam o mezarda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


♦Burak♦

Gökkuşağı saklıydı gözlerinde bir ben bilirdim! Şimdi nereye baksam heryer gökkuşağı, heryer sen, heryer gözlerin...

Gökkuşağı saklıydı gözlerinde bir ben bilirdim! Şimdi nereye baksam heryer gökkuşağı, heryer sen, heryer gözlerin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İlk ve Son 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin