Burak'ın Günlüğü
Günlük, Burak'ın aslında Beril'e söylemek isteyip söyleyemedikleri.
Çarpıp kapatılan her kapı ses bırakır, senin çarptığın kapı iz bıraktı ömrümde. Gideceğim çok yer varken, kavuşabileceğim kimsem yok sen yokken. Yürüyorum işte. Yalnızlığımdan, yalnızlığıma doğru...
"Sırtıma saplanan bir bıçağın yavaşça çekilerek çıkması gibiydi sensizlik. Bıçağın acısından kurtuluyorsun ama ölüyorsun. Gönül isterdi ki... Ama istemedi işte! Kalbim kıyametine emanet"Mevsim kış olunca geceye hapsolurmuş güneş. Gündüz vakti karanlığa mahkum olmasın diye şehir, Melek'ler kanatlarını gerermiş göğe ve şehir melek beyazı gece karası griye bürünürmüş. Ben masalların yalancısıyım. Masallar öyle anlatıyor... Şimdi masallarda ki yalanlara inanmaya ihtiyacı var kalp atışlarımın! Gidenlerin geri döndüğü, mevsimin hep Bahar'ın ilki olduğu, son kısımda gökten üç elmanın düştüğü sevenleri ayıranların yok olduğu masallara. Aslında Masallarda karşılıklı aşk anlatılıyor hep. sevmeyen sevgili anlatılmıyor hiç. İnansamda masalsı yalanlara, Giden yok ki benden. Gelen hiç olmadı ki benim masalıma!
Senin kaçırdığım yere geçen gene gittim. Tokanı buldum yerde. Etrafında biraz saçın kalmıştı. Çöpe atmaya da kıyamadım.
Sonra bir de çekmecede saklamış olduğum, senin fotoğrafların vardı. Elimde senden kalma bir toka ve bir resim bütün masal bunlar işte. Saç tellerine değmiş, o mucizeyi hissetmiş bir toka, zerresi bile ömür uzatan gülümseyişinin dondurulduğu bir resim işte ... Yeni Bi masal yazar mıyız ki seninle ben? Başı Mutlu başlayan ama kara şovelye tam ben elini tutmuşken seni benden aldığı bir orta yeri olan masal. Masalın orta yerinde gitmiş olsanda kara şövalye ile Sonunda ben gelsem kurtarsam kara şövalyeden seni. Olmaz mı? Peki ya mutluysan kara şövalyenin yanında! Gökten elma değil meteor yağar kafama hikayenin başrolü size kalır. Bende kimsenin hatırlamayacağı Bi figüran olurum. Kim bilir? Bir mucize gerek şimdi gerçeği masala çevire bilmem için ve mucizeler sadece masallarda olur..