Güven Bana

992 407 48
                                    

Okula artık alışır gibiydim. Ama en çokta bu dörtlüye...Ayrılmaz bir bütün gibiydik.Sabahları beraber gelir paydosta da beraber giderdik.Konuşmalarımız gün geçtikçe daha farklı bir boyuta sürükler olmuştu bizi... Özellikle Nazım Deniz'i. Çünkü o sessiz çocuk yok olmuştu farklı biri gibiydi.Kendine özen gösteriyordu.Onunda sohbetlerimize katılması beni sevindirmemiş değildi.

Ama galiba Fatma tarafından yanlış anlaşılıyordum.Bunu bana olan kısa ve soğuk cevaplarından anlamamak aptallık olurdu? Ama neden benim Denizle olan konuşmamı kıskanıyordu ki? Hemde kendisini deli gibi seven Mustafa varken...Şaşkındım ve neler olacağını bilmiyordum.

Bi sabah Fatma'nın isteği üzerine ikişerli gruplar halinde okula gitmeye karar vermiştik.Deniz mırın kırın etsede Mustafa'nın işine gelmiyor değildi,ben ise gözlemde kalmakla yetiniyordum sessiz kalmıştım.

Günler geçtikçe Deniz'i daha yakından tanıyordum.Onunla tüm günüm çok eğlenceli ve güzel geçiyordu.Ama herzaman böyle geçiçek değildi tabiiki de...

3 Ekim 2014 / 15.38

Dersin bitimine son iki dakika kalmıştı.Herşey yolunda gibiydi.Eşyalarımı toparlarken onun çok düşünceli olduğunu görmüştüm.Ama eğer üstelersem kötü şeylerin olacağını biliyordum.Yol boyunca ikimizde tıp oynuyorduk sanki... Bu ne zamana kadar böyle devam edebilirdi ki!
Artık dayanamayıp:
- Neyin var? diye sormakla yetinebildim. Ama keske demeseydim çünkü bardağı taşıran son damlaymışcasına bağırmaya başlamıştı.O bağırdıkça ben susuyordum ama bir yere kadar...
Yol boyunca birbirimizi suçluyorduk.Bana göre o hatalıydı,ona göre ben...
İster küssün ister kızsın diyerek ona son kez bağırdım:
-"Kendine gel artık yeter"Senin karşında çocuk yok!
Söylediklerim onu cok üzmüştü belliydi. Tabii beni de...
Sonra aklıma F.S.Mehmet'in "Özür dilemek erdemliliktir." sözü geldi ve özürümü diledim çünkü ne kırmak nede kırılmak istiyordum.Kaldığı yurdun kapısın önünde konuşmaya basladık.Ama herşey istediğim gibi gitmedi.Bizi sevgili zannedenler olmustu ve sikayet etmişlerdi.Bunu duyunca çok üzülmüştük.Tamam birbirimizi seviyorduk ama bu farklı bir boyuttu ona birsey olabilirdi...

Ertesi sabah müdür beni odasına çağırmıştı. Uzunca konuşacaktık bu meseleyi...Herşeyi olduğu gibi anlatmıştım ama sonra dayanamayıp oradan ağlayarak ayrıldım.Anlatırken bile ağlamamak elde değildi...Daha sonra birsürü olay yaşadık ama unutması kolay değildi.Hâlâ etkisindeydim yaşadıklarımızın...Yaşananların ardından herşey değişmişti sanki eskisi gibi değildik ve galiba olamıcaktıkta ve bu beni öldürüyordu.Ben suçluydum evet ama,bana neden böyle davranıyordu ki?
Onun güvenini zedeleyecek bir şey yapmamıştım. En azından ben öyle düşünüyordum...

HiçsizimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin