SERÇE

2. BÖLÜM

Multimedia Yağız ve Yasemin :*
Mültideki şarkıyı dinlerken nefessiz yazdım :* :* iyi okumalar

Telefonumun zil sesi odada yankılanırken duvardaki saate baktım 8'e geliyordu ablam uyanmasın diye telefona uzandım ekrana baktım gülümsedim kuzenim Yağız arıyordu daha fazla bekletmeden açıp kulağıma götürdüm

"Kuzenlerin en yakışıklısı" kahkaha attı

"Kuzenlerin en seksisi" kahkaha attım

"Neredesin" diye sordu yataktan kalkıp banyoya geçtim

"Ablamdayım birazdan kursa geçeceğim" homurdandı

"bu gününü bana ayır bebek şuan sizdeyim sürpriz bile yaptırmıyorsun" kıkırdadım

"Haber verdin de gittik mi kuzen.. hadi hazırlan sana kahvaltı ısmarlayayım çıkıyorum öptüm" telefonu kapatıp banyo tezgahının kenarına koydum dişlerimi fırlamaya başladım salak salak mimikler yapıyordum dişlerimi fırçalayıp saçımı saldım belime geliyordu tarayıp doğal biçimde yandan attım zaten dümdüz saçlarım vardı düzleştirip yakmaya gerek yoktu ailecek pırasa saçlıyız biz ablamın odasına gittim uyuyordu hala yanağına sesli bir öpücük bıraktım makyaj malzemelerini alıp dolabından kıyafet aldım

kendi odama girdim ablamdan aldığım siyah dar elbiseyi giydim dizlerimin üstündeydi belinde tül desenler vardı iki parça gibi görünüyordu eniştem ablamın giyimine karışmamasına şaşırıyordum gerçi ablam çok seviyordu eniştemi aynaya geçip gözlerime kalem çektim kaş kalemiyle kaşlarıma biçim verip dudaklarıma en sevdiğim meyve vişneli parlatıcı sürdüm bu meyve yazlık evimizin yanında kocaman vişne ağacı vardı ablamla onun dallarında sabahlar sürekli vişne yerdik annem ise vişneli reçeller pastalar kekler dondurmalar yapardı çocukluğumuzdu..

ayakkabı almadığıma dudak büzdüm ses çıkarmadan ablamın odasına girdim dolgu topuk zımbalı botları giydim çanta almadan telefonumu aldım kredi kartını telefonumun kapağına sıkıştırdım evden çıkıp arabama bindim Yağız'a konumu attım sahil kenarında bir kahvaltı yeriydi oldukça sevimli ve şık bir yerdi şarkı açıp sahile sürmeye başladım zaten buraya yakındı.

kafeye vardığımda Yağız'ın arabasının önünde sırıtırken gördüm hızla yürüyüp boynuna atadım "Kız harbi taş olmuşsun" kıkırdadım kollarımı çekip yanaklarını öptüm "Sende çok yakışıklı olmuşsun iki senede" kahkaha attık kolunu uzattı gülümseyip koluna girdim içeri geçtik mis gibi kokular geliyordu cam kenarına geçtik garsonu çağırdı bana baktığında "Kahvaltı tabağı ve yumurtalı menemen büyük fincan çay" Yağız da siparişini verdiğinde garson birazdan hazır olacağını söyleyip uzaklaşmıştı. Yağız'a dönüp tavırlarını süzdüm gözlerimi kısarak baksam da etkilenmiyordu.

"Kalıcı mısın kuzen?" bakışları bana döndü sırıtmaya başladı "Gitmemi mi istersiniz küçük hanım" göz devirdim "Aramızda 4 ay var be" kahkaha attı "4 ayda neler neler öğrendim" bu sefer ben kahkaha attım "parmak emip altını kokutmaksa iyi ki sen büyüksün" homurdanmaya başladı "12 yaşına kadar parmak emdin olum neyin büyüklüğünden bahsediyorsun" kahkaha atmaya devam ediyordum garsonun gelmesiyle kahkahamı bastırdım Yağız bana öldürücü bakışlarını atıyordu ona dil çıkardım kahvaltı tabaklarını dizip çayları uzattı menemenin birazdan geleceğini söyleyip gitti bende çayımda ki kaşığı çıkardım çayda şeker sevmezdim tadını alıyordu köyümüzde ki çaylıkta -Karadenizliyiz- çay kokusu topraktan geliyordu o kokuya aşık olduğum için küçüklüğümden beri çayda hiç şeker kullanmazdım gerçi bu çaylar köyümdeki çaylara benzemiyor ama alışkanlık

"Sen beni dinliyor musun?" kafamı Yağıza çevirdim kafamı iki yana salladım sırıttım "Dalmışım ne anlatıyordun" çayımı yudumlarken oda ağzına peynir atıyordu "Hiç aşık olduğum evlenme teklifi ettiğim kızdan" çayım boğazımda kalınca kalanı Yağız'a püskürttüm öksürük krizine girdim ben su içerken Yağız homurdanıyordu "Yasemin bile böyle tepki vermedi.. Kızım ağzına hâkim olsana üstümü ne hale getirdin" Kahkaha atıp peçeteyle yüzünü sildim "Şekersiz çay canım bir şey olmaz" sırıtmaya çalıştım ama ne kadar başarılı oldum bilemem "Ne zaman oldu bu şey?" bizim parmak emen Yağız evleniyor mu? "kendisi tasarım okuyor zaten Amerika'da tanıştık o stajını yapıp dönünce bende erken dönüş yaptım kızım görsen var ya kıvırcık bir şey çok tatlı lan" kıkırdadım "Yağızcık aşık olmuş" yüzünü buruşturdu