~8~

243 20 4
                                    


Geldiğimizde ben önden o da arkadan indik. Elimdeki anahtarla kapıyı açtım. Kapıyı açtığımda bizi güzel bir ev karşıladı. İçeri girip bavullarımızı bir kenara bıraktıktan sonra evi gezmeye başladık. İlk girişte sağda mutfak vardı. Mutfak dolapları beyazdı ve süslemeleri pembeydi. Pembe bir masa da vardı. Beyaz da bir perde. Mutfağın küçük bir balkonu vardı. Yerde de tüğlü bir halı.


Mutfağın yanında ise salon vardı. Salonda turkuaz renkli koltuklar vardı. Koltukların üzerinde ise çiçek desenli yastıklar duruyordu. Büyük bir salondu. Turkuaz renkli L koltuğun arkasında beyaz bir yemek masası vardı. Salonda 1 tane L koltuk, 1 tane iki kişilik koltuk ve 2 tane tek kişilik koltuk vardı. Yerde yine beyaz ve turkuaz bir halı. Aynı zamanda beyaz rekli perdeler de vardı. Salonun balkon kapısı komple camdı ve önünde 2 puf koltukla, 1 sehba vardı. Balkonu genişti. Balkonda siyah büyük bir masa ve sandalyeleri duruyordu. Koridorun sonunda ise iki oda vardı. Bir odada 2 tane tek kişilik yatak vardı ve sanırım burası Buse ile benim odamdı. Oda gayet büyüktü. Odanın içinde büyük bir gardırop, bir çalışma masası, büyük bir makyaj masası ve bir de boydan ayna vardı. Diğer odada ise çift kişilik bir yatak ve birde gardırop vardı ki burasıda sanırım misafir odasıydı.



Buse'ye dönüp "Beğendin mi?" diye sordum ama hiç buralı bile olmadı. Bende bu sefer sert bir şekilde "Buse! neden konuşmuyorsun" dedim.


"Hüma bence bir özür gerek dimi"


"Off tamam Buse yaa kusura bakma ama sinir ettin beni Özür dilerim uzatmayalım"


"Ayy kuzum ben sana kıyabilir miyim ki. Affettim bile" dedi ve boynuma sarıldı. Bende sorumu yeniledim.



"Beğendin mi evi?"


"Hemde çook beğendim" dedi. Ben de "Buse ben çok acıktım. Dolapta şimdi boştur. Acaba dışarı çıkıp bişeyler yesek sonra da markete gidip gerekli şeyleri alsak nasıl olur" dedim.


"Güzel olur da Hüma biz buraları bilmiyoruz ki"


"Kızım bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. Hem ben mutfağın balkonundan ileride bir pastane gördüm. Oraya gidelim bişeyler yeriz sonra da sora sora marketide buluruz"



"Tamam olur ama ilk üstümüzü değiştirelim"


"Tamam sen ilk değiştir bende annemi arayayım"


Kafasını olumlu anlamda sallayıp bizim odamıza gitti. Ben de annemi aradım. Yine ilk çalmada açtı karı yaa... Hayır anlamıyorum telefonun başında mı bekliyor.

"Alo Hümam"


"Alo annecim biz eve geldik. Burası çok güzel"


"Beğendiğinize sevindim. Gerekli her şey var evde. Bir tek mutfak alışverişiniz eksik. Baban kontrol etmiş, sizin eve yakın biyerde market varmış. Oradan ihtiyacınızı alırsınız"



"Tamam annecim ama biz şimdi çok acıktık bu nedenle bir pastaneye gideceğiz. Ben seni yine ararım"

"Tamam kızım. Dikkatli olun! Kimseye bulaşmayın!"

"Tamam annecim"


Telefonu kapattım ve salona Buse geldi. Ben de bavulumu da alıp odaya gittim. Altıma beyaz dar paça kot, üzerime ise bordo bir tişört giydim. Saçlarıma da elimle şekil verdim ve Buse'nin yanına gittim. Telefonumu, evin anahtarını, cüzdanı çantama koydum ve evden çıktık. Pastane eve yakın olduğu için yürüyerek 5 dakikada varmıştık. Hemen masaya oturup bir şeyler söyledik. Siparişlerimiz gelince hiç beklemeden yemeye başladık. Önümüzdekiler bitince kendimize birer kahve söyledik. Kahvelerimizde bittikten sonra ücretlerimizi ödeyip çıktık.


AŞKIN İNTİKAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin