Sevgili Natsu,
Her şeyi anlattım.
Annemin ölümünü , babamın her gün öfkesini benden çıkarmasını anlattım.
Evden kaçma denemelerimi , babamın öfkelenmesini ve beni bir başkasına para ile sattığını anlattım.
Yine kaçmaya çalışmamı , güçsüzlüğümü...o adam beni evine her getirdiğinde , vücudumdaki yaralar artıyordu. Ama ondan da önemlisi , benliğim silikleşiyordu.
Bekaretimi kaybettiğimi anlattım.
Ve son kez kaçmamı. Her şeyi kırıp dökerek , kapıdan bir öfkeyle çıkmamı. Saatlerce sokaklarda dolaşmamı , en son o köprüde durmamı anlattım.
'Sonrasını biliyorsun..sen geldin ve..' susmuştum. Konuşmadık.
Bu sessizlik canımı yakıyor.
'Neden peşime takıldın ?' bu soruya tereddütsüz cevap verdiğimi hatırlıyorum.
'Yaşamaya değecek birini bulmuştum.'
Bunun üzerine yüzüne konan gülümsemeyi asla unutmayacağım.
Şimdi ise her şey daha kötüye gidiyor. Sana bakıyorum. Henüz yarım saat geçmiş başladığımdan bu yana.
Rahatsızca kıpırdanıyorsun yatakta. Yan tarafına kolunu atıyorsun , boşluğa denk geliyor. Sonra ise mırıltılı bir ses çıkartarak tekrar uyuyorsun.
Natsu , uyanmayacaksın değil mi ? Beni durdurmayacaksın.
Sevgilerle , Lucy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jisatsu
FanficKapak için @DarlingGustin'e teşekkürler ! --- Tarih bile vermeden yazdığım bu mektuplarda yaşadıklarımızı anlatmaktan zevk alıyordum. Bizim , 'biz' oluşumuzun garipliğini anlatmak hoşuma gidiyordu. Tarihsiz ve eski birkaç mektup sayfası gibiydik Nat...