Kolumu okadar sert tutuyorduki morarmış olacaktı çağan kolumu acıtıyorsun bırak diye bağırdım ama beni duymuyordu bile okadar sinirliydiki arabanın önüne geldiğimizde beni koltuğuğa itip kapıyı sertçe kapattı kendide binince sen naptığını sanıyorsun diye bağırdım napıyormuşum lan dedi sinirli bir şekilde aynı zamanda arabayı çalıştırdı arkamızda müdür öğretmenler doğan aslı olsa bile hiç birini umursamadı öyle hızlı gidiyorduki çok sinirliydi.
Yavaşlasana neden bu kadar sinirlisin beni nereye götürüyosun diye bağırdım çok soru soruyorsun sus dedi bende camdan bakmaya karar verdim.
Uzun bi yola girdiğimizde evler yavaş yavaş azalıyordu git gide evle bitip yerini ağaçlar alıyordu.
'Korkuyormusun'?
'Hayır ben hiç bir şeyden korkmam'
Dedim.Şehir dışına çıkmıştık artık nereye gidiyoruz beni nereye götürüyorsun çağan dedim az kaldı sabret süpriz dedi.
En sonunda kocaman ormanlık bi araziye getirdi beni buraya niye getirdi kesin beni öldürüp buraya gömücek diye kendi kendime düşünmeye başladım etrafa baktığımda küçük küçük masalar masaların üstünde yağlı boyayla yapılmış afişler vardı gerçekten bunlar tam bir şaheseri anımsatıyordu çok güzellerdi yerlerde ise kapakları olmayan kovaların içinde boyalar vardı beyaz kırmızı mavi sarı yeşil pembe ve daha sayamayacağım türlerde renkler sanki burasi bi fuarı andırıyordu.
Uzun uzun dalmanın ardından çağanın sesiyle irkilip kendime geldim.
Dün ne anlattım sana diye sordu bana ben ise hiç bir şey sadece seninle uyumamı istedin dedim o ise yalan söyleme masal diye bağırdı sesi biraz fazla çıkmıştı ve bu beni öfkelendirdi ve bende bağırmaya başladım yeter artık be bana bağırmaya hakkın yok senin kendini ne sanıyosun beni rahat bırak artık diye bağırırken bana yaklaştı ve kolumu sıkmaya başladı.
Çağan kolumu acıtıyosun bırak beni bırak desemde ne yaptığını bilmiyor gibiydi bi anda dudaklarıma yapıştı ben ne olduğunu idrak edemeden dudaklarımı öptü kendimi hemen geri çektim ve tokat attım naptığını sanıyorsun sen dedim o ise şaşırmış olsada öpmek istedim ve öptüm dedi yine aynı havasıyla.
Bana bağırıp beni ezip beni pat diye öpemezsin eve götür beni dedim sinirli bir şekilde ve önümdeki mavi boyayı üstüne döktüm bana şaşkın ve sinirli bakınca ne yaptığımı anca anlamış oldum ve koşabildiğince hızlı koştum gel buraya hemen masal diye arkamdan bağırıp koşuyordu.
Beni yakalayamasın diye okadar hızlı koşuyordumki önümdeki koca taşı göremedim çağan dikkat et masal diye bağırsada artık çok geçti taşa takılıp kafamı çok kötü vurmuştum ve yere düşmüştüm çağan hemen yanıma gelip eyildi ve ah be masal ne sakar bişeysin sen böyle çok yanıyomu dedi ve üstündeki tişörtü çıkartıp yaralı kısıma bastırdı.
Hadi hastaneye gidiyoruz dedi canım çok yanıyordu dayağın izleri hala duruyodu zaten bide bu eklendi çok fazla canım yanıyordu ve ağlama durumuna gelmiştim çağanın önünde ağlayıp küçük düşmek istemesemde kendimi tutamadım ve hüngür hüngür ağlamaya başladım çağan şaşırdı ve şişt tamam güzelim sadece hafif bi yara çokmu canın yanıyo dedi ve bana sarıldı.
Ağlama hadi seni hastaneye götürücem sonrada istediğin çikolatayı alıcam söz ama ağlama bende ona sımsıkı tutunup sarıldım ama konuşmuyordum bi anda elini ayaklarımın altına götürdü ve beni kaldırdı boynuma sarıl masal seni hastaneye götürücem dedi.
Boynuna sımsıkı sarıldım ve beni arabaya götürüp arka koltuğa yatırdı.
Kendiside ön koltuğa geçip arabayı sürdü yaklaşık bi 15 dk sonra hastanenin önünde durduk çağan beni tekrar kucağına alıp hastanenin içine götürdü etraftakiler bize şaşkın ve imrenerek bakıyorlardı sanırım bizi sevgili sanmışlardı hemen doktorun yanına götürdü çağan.
Doktorla konuşuyolardı doktor önemli bir şey olmadığını fakat hemen pansuman yapıp bir gecede hastanede kalmam gerektiğini söyledi annemlere ne diyecektim şimdi of.
Odaya girdiğimizde çağan beni yatırdı ve yanımdan ayrılmadı bu gecede ben seninle uyurum ödeşmiş oluruz sende benimle uyumuştun dedi ben ise peki buraya nasıl sığmayı planlıyorsun dedim işte böyle dedi ve yanıma yattı kollarını bana sardı hadi uyu güzelim dedi ben ise huzurlu uykunun kollarına bıraktım kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Çocuk
Teen FictionGeçmişi karanlıklarla dolu bir çocuğun geleceğin saf ve masum bir kız aydınlatabilecekmi işte hepimiz okuyup görücez birbirlerinden nefret eden iki genç kendilerini birden bire sonsuz bir aşkın pensesinde mi bulucak